|
Yazısız kurallar

Beşiktaş’ın Alanyaspor deplasmanında yaşadığı durum, bir büyük takıma yakışacak türden değildi. Maç sonunda Beşiktaş cephesinde infiale neden olan şey hakem Yasin Kol’un verdiği kararlardı. Evet, Yasin Kol çok kötü maç yönetti. Bilerek ya da bilmeyerek yaptı; bunu biz bilmiyoruz, vicdanlara girip bakamayız. TFF Başkanı Sayın Mehmet Büyükekşi, 14 Kasım’a kadar (Dünya Kupası için verilecek ara) hakemler konusunda destek istemişti. Tamam, futbolu yazıp, çizip, konuşanlar olarak destek verelim vermesine de, bu işler tek taraflı olmaz. Sizin hakemleriniz futbola, oyuna, adalet kavramına destek verecek ki, bizler de onlara destek verelim. Bir maç ancak bu kadar kötü yönetilir.

Tabi ki 3-0’dan 3-3’e gelen maçı yalnızca hakem kararlarıyla açıklamayacağım. Teknik direktör Valerien İsmael’in devre arasındaki değişiklikleri ve ikinci yarıda kabullendiği oyun anlayışı Beşiktaş armasına, markasına ait bir anlayış değil, olamaz. Beşiktaş’ın tarih boyunca böyle bir yer olmayacağını da kendisine anlatmak gerekir. Buranın bir kültürü vardır. Buranın sloganları, coşkusu, sahada başkaldırısı herkesçe bilinir. Elbette topa bastığın, maçına göre kontrollü oynadığın, defansa ağırlık verdiğin maçlar olacaktır. Ama bunu 10 kişi ile ceza sahasında durarak, sıfır hücum planı ile yapamazsın. Yakışmaz. Buranın futbol kültürü 1 senede oluşmadı ki 1 senede değişsin. Oyun kültürü, büyük takım refleksi dediğin şey uzun yıllar içinde oluşur. Dolayısıyla ne teknik direktörün, ne sportif direktörün, ne yöneticinin ne de başkanın “Ben bunu değiştiriyorum, artık farklı bir oyun kültürümüz olacak” demesiyle değişmez. Büyük kulüplerin gözle görülmeyen, kağıda yazılmamış kaideleri vardır... Bunlar yazısız kurallardır. Örf, adet, töre gibi... Beşiktaş gibi oynamak, sahada Beşiktaş gibi görünmek diye bir şey vardır. İnter, Madrid, Münih gibi takımlarla oynamıyorsanız, kendiniz olmaktan vazgeçemezsiniz, hadi geçtiniz, bunu alışkanlık haline getiremezsiniz. Beşiktaş’ın cüssesi büyüktür; yeri gelir sahadan taşar ama asla kendi ceza sahasına sığmaz...

Maçların saatleri

Fikstürde 5. haftaya kadar olan bölüm belli oldu. Yine maçlar 21.45’te. Avrupa’nın en geç maç oynatan ülkesi olabiliriz. Hem sahaya kadınlar, çocuklar aileler gelsin diye konserler organize edip, hem de maçları gece yarısı bitecek şekilde oynatmak tezattır. Ayrıca, Avrupa’da enerji tasarrufunun gündemde olduğu yerde bizim de bu konuya eğilmemiz gerekiyor. Sayın TFF Başkanı’na bu durumu sordum; stadyumlara güneş panelleri yapacaklarını söyledi. Böyle bir çalışma var ancak ne zaman biter, ne zaman faydalanılmaya başlanır belli değil. Özetle; 21.45 maçlarının bu kadar uzaması bu sektörde herkese zarar...

#TFF
#Beşiktaş
#Fenerbahçe
#Galatasaray
il y a 2 ans
Yazısız kurallar
Sizi de sigaya çeken bir Molla Kasım gelir
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim