Musk’ın son uğraşı ise parasını bastırıp aldığı Twitter platformu oldu. SpaceX ve Tesla CEO’su ve dünyanın en zengin iş adamını şakayla karışık paylaşımlarıyla başlayan Twitter’ı alma hikâyesi; olaylar ciddiye binince geçtiğimiz günlerde gerçekleşti. Film de burada koptu. Elon Musk, lavaboyla giriş yaptığı Twitter’ın yönetim binasındaki tüm üst düzey yöneticileri işten çıkardı. Açıkçası böyle bir tasarrufa gideceğinin işaretlerini vermişti zaten. Çünkü, son aylarda mevcut Twitter yönetimine açıktan ve sert eleştiriler yöneltiyordu. Öyle ki neredeyse tüm kullanıcıları Twitter’ı yöneten isimlere düşman etti Musk. Satış gerçekleşince de işlerine son verdi.
Elon Musk da işte bu “kirli düzeni” yıkmak ve sosyal medya platformlarının dijital faşizm iktidarlarını sarsmak için tarihi bir girişimde bulundu. Elon Musk’ın nasıl bir düzenin tekerine çomak soktuğunu ise Avrupa Birliği ve ABD yetkililerinin açıklamalarıyla görmüş olduk.
Elon Musk, ABD’de “Cumhuriyetçileri” destekliyor ve Donald Trump ile yakın ilişkisi olduğu biliniyor. 2020 seçimlerinde Trump’ı Twitter’dan silip atan, hesabını kapatan ve hesabının açılmaması için özel karar alan Twitter şimdi Elon Musk’ın eline geçti. Mevcut Biden yönetimi de bilindik “Endişeliyiz” açıklamaları yapmaya başladı. ABD Başkanı Biden ve Demokrat vekiller, Musk’ın “ulusal güvenlik için tehdit teşkil edebileceğini” söyledi.
Resmi hesabında açıklamalar yapan Musk ise bu işe neden kalkıştığını şöyle ifade ediyor: “Twitter’ı satın almamın nedeni, geniş bir inanç yelpazesinin şiddete başvurmadan sağlıklı bir şekilde tartışılabileceği ortak bir dijital kent meydanına sahip olmanın, uygarlığın geleceği için önemli olmasıdır.”
İşte üzerinde düşünmemiz gereken mesele de tam olarak bu. Twitter ve diğer sosyal medya platformlarının paylaşım silahını bu zamana dek; devletlere, politikacılara, seçimlere, markalara karşı “doldur boşalt” kullananlar yarattıkları dijital faşizmle tanıştılar.
Elon Musk belki de toplumlara; güvenli sosyal medya için gerçek kimlikle hesap açmanın ne kadar elzem olduğunu göstermek için böyle bir yol izliyor. Bir sosyal deney yapıyor. Eğer öyleyse, bu, maliyeti yüksek ve hasar bırakan çılgınlıkları bir yere oturtulabilir. Öyle değilse de büyük bir gerçeği; deneme yanılma yöntemiyle ve de tahayyül sınırlarını zorlayan bilim kurgu filmleri kalitesinde tecrübe etmiş oluyoruz.
Vakti zamanında ne demişti Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Twitter cıvıtır hep iftira, hep yalan.”