Twitter’ın Türkiye’deki kullanıcı sayısı 14 milyon civarında. Bu 14 milyonun yarısının sahte ve bot hesaplar olduğu düşünülüyor. Geriye kalan 7 milyon hesabın büyük bir bölümü de içerik üretmiyor. Sadece gündemi takip ediyorlar. Buradan bakınca Türkiye’de 3-4 milyon aktif Twitter kullanıcısı olduğunu söyleyebiliriz. Siz bakmayın CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun otel odalarından yaptığı ve 10 dakikada 1,5 milyon izlenen yayınlarına. Aynı anda en fazla 500 bin Türk kullanıcının olduğu bir platform burası. ‘Az mı’ diyenler olacaktır. Sosyal medya ekosistemine göre az. Bir hayli geride hem de.
Twitter; Youtube, Instagram, WhatsApp, Facebook ve TikTok’un ardından Türkiye’de altıncı sırada yer alıyor. Peki, nasıl oluyor da YouTube’un dörtte bir, Instagram’ın üçte biri kadar kullanıcı sayısı olmasına rağmen, tüm gündemi ‘esir’ alıyor? Esir diyorum, çünkü bu platform sahte hesaplar aracılığı ile devletlere, liderlere, ülke ekonomilerine, siyasetçilere, bürokratlara, etnik gruplara saldırı merkezi üssüne dönüşmüş durumda.
‘Twitter tetikçiliği’ gibi gayri meşru, piyasası olan, ekonomik getirisi büyük bir meslek dalı dahi oluştu. Bu sektörün merkezinde ise reklam ve PR ajansları var. Fikir üretmek, tanıtım kampanyaları düzenlemek, içerik oluşturmak ve dikkat çekme dışında, müşterilerine sahte etkileşim, sahte itibar ve sahte algı hizmetleri de veriyor bu şirketler. Sahte hizmetleri de sahte hesaplar üzerinden veriyorlar. Bir değil, yüz değil, binlerce sahte hesaptan oluşan botlarla müşterilerini memnun edip, takipçilerini kandırıyorlar.
Bu sistemin bir de siyasi partiler tarafı var. Bunu herkes biliyor ama konuşmak istemiyor. Çünkü birçok siyasi parti de bu bot tezgâhından besleniyor. Sandıkta yüzde 1 almayacak partilerin liderleri bir tweet atıyor; bakmışsınız 50 bin kişi paylaşmış, beğenmiş. Sahte hesaplarla yer yerinden oynamış. Ümit Özdağ buna bir örnek mesela.
Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sahtelik ve operasyon merkezi olma durumuna en yüksek sesle tepki veren tek lider konumunda. “Sosyal medya konusunda doğrusu benim yaklaşımım olumlu değil, sosyal medyaya pek olumlu bakmıyorum. Şimdi, Elon Musk 44 milyar dolar verdi diye Twitter’daki olumsuzluklar meşrulaşmaz. Örneğin: Trump’ın Twitter ile ilgili mücadelesinde neler yaşandığını gördük. Ben daha önce de söylüyordum; ‘Twitter cıvıtır’ diye” açıklaması ona ait.
Elon Musk da rekor fiyatlı satışın yanında fake hesaplarla ilgili çıkışıyla anılıyor ne zamandır. “Twitter’daki fake hesap oranının yüzde 5’ten az olduğuna ikna olmam gerekli” sözleri satış işlemleriyle ilgili birçok spekülasyona neden oldu. Twitter CEO’su Parag Agrawal, bu hesaplarla ciddi biçimde mücadele ettiklerini ve son dört çeyrekte yüzdenin küçüldüğünü açıkladı.
Kimi iddialara göre Musk, satış fiyatını düşürmek için Twitter’ın güvenirliğini tehdit eden fake hesaplar konusunu koz olarak kullanıyor. Kimilerine göre Twitter için başka planları var ve sahte hesaplar konusundan kurtulup yeni bir başlangıç yapmak istiyor.
İnsanların anonim kimliklerle dilediğini yazmalarından neden bu kadar rahatsız oluyorsunuz diyenler oluyor. Dünya liderlerini bile meşgul eden bu konu basite alınacak bir mevzu değil. Sosyal medyanın, düşüncelerin paylaşıldığı, özgürlük sağlayan, paylaşımı besleyen bir yer olmaktan çıkarılıp linç kültürünü körükleyen, suça teşvik eden, yalan haberlerin piminin çekildiği kaos ortamlarına zemin hazırlayan bir alan haline getirilmesi, hepimiz için bir tehdit aslında.
Biz haberciler dünyanın bir köşesinde yıllar önce çekilen ve bir anda milyonlarca paylaşım alan videoların aslında doğru olmadığını anlatmaya harcıyoruz mesaimizin büyük bölümünü. Normal hayatta sesini yükseltemeyeceği insanların ölmüşlerine, annelerine, kutsallarına hakaretler yağdıran gençlerin içine düştüğü durum kadar, sosyal medya linci nedeniyle hayatı kararan insanlar da var. Bu döngü bir yerde kırılmadığı sürece bir gün hepimiz Twitter mağduru olacağız..
