Bugün size Macaristanlı İstván Szabó‘nun Müslüman olma yolculuğunu aktaracağım. Henüz geçen hafta İslam diniyle müşerref olan Szabó, yakın dönemde “ziyaret ettiğim” iki camiye yüklediğim anlamın, benim için vücut bulmuş hali oldu. Macaristan’da yaşayan dostum Ahmet Barışçıl arada bizim WhatsApp grubuna bir meclisten videolar atar. “Bugün de bu kardeşimiz Müslüman oldu elhamdülillah” der ve sonra tekbirler düşmeye başlar. Bizim grup 8 yıldır var. Hiç dağılmadık ve artık kendisine “Macar Ahmet” dediğimiz Ahmet Barışçıl grupta kaç Macar’ın şehadet anını bizimle paylaştı hatırlamıyoruz. Yine öyle yaptı, gözyaşlarıyla izlediğimiz bir video paylaştı. Uzaktan da olsa şehadetlere şahitlik etmek farklı bir duygu.
Szabo’nun Müslüman olma hikâyesinden önce camilere “selam” vermek istiyorum.
Bazı camiler konumları itibariyle tebliğ vazifesi görüyorlar. Yazının girişinde hikâyesini anlatacağımı söylediğim İstván Szabó‘nun İslam dinine girmesine vesile olan Eminönü’ndeki Rüstem Paşa Camii gibi. Szabó, emekli itfaiye kaptanı. Rütbesi yüzbaşı. Yıllar önce ailesiyle geldiği İstanbul’un aşinası olmuş. Deyim yerindeyse ayağı eksilmemiş. Her zaman da Fatih’te kalmış. Ezan seslerini ilk defa duyunca çok etkilenmiş. Kendisini camiye girmek zorunda hissetmiş ama bir türlü cesaret edememiş.
Szabo, memleketine döner dönmez artık Müslüman olmaya karar vermiş ve geçtiğimiz cuma günü Ahmet Barışçıl ile görüşüp Budapeşte’deki mescide gitmiş. Nasip bu ya eski İstanbul Müftüsü Hasan Kamil Hoca da cuma namazı için o mescitteymiş. Szabo da Hasan Kamil Hoca eşliğinde kelime-i şehadet getirerek Müslümanlıkla müşerref olmuş…
Szabo’nun, gözyaşları içinde Hasan Kamil Hoca‘ya ve İslam dini girme anına şahitlik edenlere sarıldığı anları izledim. Etkilenmemek mümkün değil.
Bu büyük hikâyenin, ihtida yolculuğunun temelinde İslam’ın mührü camiler ve minarelerinde yükselen ezan sesleri var.