Ülke olarak hayli enteresan bir süreçten geçiyoruz. Türkiye tam anlamıyla kaotik bir sürece götürülmeye çalışılıyor.
Ortalıkta sis bulutları dolaşırken net resmi görmek hayli zorlaşıyor.
Sanırım meramımız anlaşılmıştır.
Gündeme bomba gibi düşen operasyon/lar/dan bahsediyoruz.
Peşinen bir noktanın altını kalın bir şekilde çizelim: Yolsuzluğu kim yaparsa yapsın kanun önünde tüm yurttaşlara eşdeğer bir muamele ile hesap vermelidir. Yolsuzluğu yapanda, alkış tutan da melundur...
Süreç yargıda olduğu için daha fazla bir şey söylemek doğru olmaz.
Ancak birkaç önemli noktayı da atlamamamız gerekmektedir:
Operasyonların yapılma zamanında Azerbaycan"da çok önemli bir imza töreni vardı.
O saatlerde Azerbaycan Bakü"de, Hazar Denizi"nde bulunan Şah Deniz ikinci Faz gaz sahası için imza töreni vardı.
Bu imza töreniyle; Azerbaycan ve Gürcistan"dan geçen Güney Kafkas Boru Hattı"nın (SCP) genişletilmesi, Türkiye üzerinden geçecek olan Trans-Anadolu Boru Hattı (TANAP) ve Yunanistan, Arnavutluk üzerinden İtalya"ya geçecek olan Trans-Adriyatik Boru Hattı (TAP)"ın inşa edilmesiyle ilgili süreç resmen başlamış oldu.
Böylece Avrupa"nın doğal gazı Türkiye ve Yunanistan üzerinden ulaştırılmış olacak.
Ne hikmetse! Yunanistan Başbakanı Samaras"ın uçağı Bakü"deki imza törenine giderken arızalandı. Arıza giderilemediği için de Samaras imza törenine gidemedi...
Enerji piyasasında dengeleri derinden sarsacak olan Azerbaycan doğalgazının Avrupa"ya satışına dair bu projeden beklenen gelir 200 milyar dolar.
İşte bu projede (TANAP), Türkiye hâlihazırdaki yüzde 20"lik payını yüzde 30"a çıkarmak istediğini de açıklamıştır. Bu oldukça büyük bir rakamdır ve birilerini rahatsız etmesi de doğaldır.
Bu projeyle ilgili olarak bende oluşan korku ise, bundan birkaç hafta önce zuhur etmişti.
Bu projeye en başından beri destek veren, hatta kuruluşundaki misyon ve vizyonu bu projenin tanıtımı ve hayata geçmesi için lobi faaliyetleri olan Hazar Strateji Enstitüsü"nün aralık başındaki "Hazar Forumu İstanbul"dan sonra kısmi bir tedirginlik yaşadım.
Tedirginliğimin nedenine gelince; Asya Kalkınma Bankası"na göre, Hazar Transit Koridoru"nun hayata geçirilmesi bölge genelinde GSYH"yi en az yüzde 16-17 oranında arttıracak ve 2020 yılına kadarki 7 yıllık sürede bu oran yüzde 50"ye çıkaracaktı.
Bunun üzerine son dönemde yaşanan gelişmelerle, Irak petrollerinin Türkiye üzerinden dünya pazarlarına açılmasını ve İran petrollerinden dolayı Türkiye"ye gelecek gelirleri ekleyince iştah kabartan bir büyüklük ortaya çıkıyordu.
Forumun ardından kendime en çok sorduğum soru: "bunu Türkiye"ye yedirirler mi?" oldu.
Yedirmemek için ellerinden geleni yapacaklarını artık net olarak biliyoruz.
Petrol paralarının koordinesi için seçilen kamu bankası Halkbank"ın oynadığı rolü sağır sultanlar bile duydu. ABD"de Neo Con çetesi bu rahatsızlığını defaten dile getiriyordu zaten.
Ne tevafuk... Son birkaç yazımızda uluslararası finans oligarşisinin dalaverelerinden bahsettik. Şimdi yaşıyoruz...
Oligarşinin bu seferki oyununun "kod adı Türkiye"...
