Türkiye bir haftadır adeta metal bir fırtınanın içinden geçiyor.

Yaşanan bu metal fırtınada, sosyal medyanın da katkısıyla, ciddi anlamda bir dezenformasyon yaşıyoruz.

Bazıları yangından mal kaçırırcasına, yargıda olan bu süreci kendilerine göre yontmaya devam ediyorlar.

Ortalık tezvirattan geçilmiyor...

Bu tezviratların "en çirkini" ise Numan Kurtulmuş"a yapılandır.

Türk siyaset tarihinde her kesimin saygı duyduğu bir kişiliğe sahip olan Numan Hoca"ya atılan bu edepsiz iftira çok kısa sürede "kendiliğinden" çürümüştür.

Çünkü bu tezviratı yapanların hesap edemediği bir gerçek; iftiranın muhatabının kişiliğidir. Bu nedenle iftira, çıktığı çirkef rahimde yok olmuştur.

Siyaseten ve dünya görüşüyle taban tabana zıt aklı-selim kesimler bile, Kurtulmuş"a yapılan bu iftira karşısında isyan etmişlerdir.

Burada sorulması gereken soru; "Neden Numan Kurtulmuş?"tur.

Kurtulmuş, ekonomi hocası ve ekonomiyi bu ülkede birçoklarından (siyasilerin) iyi biliyor. Akademik kariyeri gereği, ekonominin jargonlarına ve dinamiklerine hâkim.

En önemlisi de; Modern ekonomiye bakış açısı özgün ve milli.

Ekonomiye bakış açısı Londra"dan bağımsız bir diyalektiğe sahip.

Kurtulmuş, ekonominin sadece paradan para kazanmak olmadığını, finans piyasaları üzerine inşa edilen ekonominin Batı örneklerinde olduğu gibi sağlıksız olduğunu ve reel olanın makbul olduğunu her fırsatta dillendiriyor.

Bu bakış açısı neticesinde kendisinin başkanlık ettiği ve tam bir "sivil" Yerel İnisiyatif Hamlesi olan Kent Ekonomileri Forumu bu işin başlangıcı sayılabilir.

Bu modelle, ne küresel güçlerin, ne de uluslararası finansal oligarşinin dayatmalarına maruz kalmadan, ekonominin yerel dinamikleriyle ivme kazanması amaçlanıyor.

Kurtulmuş, Türkiye ekonomisinin temel dinamiklerini sağlıklı yapıya kavuşturmanın yerli yöntemlerle, yerel yönetim hamleleriyle olacağına inan bir siyasetçi ve akademisttir. Yerel yönetimlerin ekonomik yönetimini bırakın Londra"dan, Ankara"dan bile yapılmasına karşı çıkan bir kişidir.

Son günlerde yaşadığımız fırtınaya ekonomik yönü ve boyutlarıyla bakılırsa; Numan Kurtulmuş"a yapılan iftiranın nedeni daha iyi anlaşılır.

Yaşanılan fırtınanın temel dinamiğinin ekonomi olduğu aşikârdır...

Eğer öyle olmasaydı; dün istifaları beklenen üç bakanın, istifa haberlerinin ardından borsanın yüzde 4"ün üzerinde düşmesine anlam veremezdik.

Sürecin sıhhati açısından olumlu olan bu istifalara bile piyasalar satışlarla karşılık vermiştir.

Bu süreci yönlendirenler Türkiye ekonomisinin ağır yara almasını istemektedir.

Bu isteklerine de, sürecin ilk günlerinde ekonomi adına ikbal vaat eden bir kişi üzerinden kara propaganda yaparak ulaşmak istemişlerdir.

Ancak hesap edemedikleri erdemler neticesinde; hırsıza yanlış kapıyı zorlatmışlardır...