|
Dershane füruattır

Günlerdir ''Dershaneler kapatılacak'' yayınlarıyla bir düzenlemenin neden olacağı sorunlara dikkat çekmenin ötesinde, hükümetin demokratlığı, özgürlüklere bakışı sorgulanıyor.

''Dershanemi isterim'' diye ağlayan bir kız çocuğunun görüntüleri, geçmişte Hizmet Hareketi''nin okullarını kapatmayı düşünenlerden alınan görüşler, düzenlemeyi darbe ve sıkıyönetim uygulamalarını benzeten yorumlar, başörtüsünü yasaklayan zihniyetle iktidarı bir tutmak vs...

Üslubun, kullanılan dilin, içeriğin önüne geçtiği, amacı gölgelediği bir kampanyaya muhatap oluyoruz.

Önceki gün Bakanlar Kurulu''nun ardından Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ''Dershane düzenlemesi yeniden ele alınacak'' açıklaması yaptı da bu tuhaf dezenformasyon kampanyasının ateşi düştü.

Hükümetin aldığı kararın ne anlama geldiğine bakmadan önce, tartışmanın fotoğrafını çekmek gerekiyor.

***

Dershane tartışması, başta MİT krizi olmak üzere AK Parti ve Hizmet Hareketi''ni karşı karşıya getiren sorunlardan bağımsız ele alınamaz.

Uzun süredir özellikle Zaman ve Today''s Zaman''da iktidarı eleştiren, ''Diktatör Erdoğan'' algısını besleyen haber ve yorumlar yayınlanıyordu. Mısır''daki darbe ve Gezi kalkışmasında, Hizmet Hareketi ile hükümet arasındaki makas iyice açıldı. En son ''Bürokraside cemaate tasfiye'' iddiaları bu kesimi rahatsız etti.

Şimdiye kadar hükümet ve Hizmet Hareketi arasındaki ihtilaflar, tartışmalar tatlıya bağlandı. Ancak yaşananların iki tarafta da bir burukluğa neden olduğunu unutmamak gerekiyor. Tabii bunda AK Parti ve Hizmet Hareketi''nin ihtilafa düşmesini, ellerini ovuşturarak bekleyenlerin rolünü de...

***

Hizmet Hareketi''ne bağlı gazete ve televizyonların, dershane meselesini ele alış biçimi, öncekilerden farklı şekilde tartışma ya da krizlerin merkezlerinden biri olmayı tercih edeceğini gösteriyor.

Öğrenci evlerini tartışmaya açan Başbakan Erdoğan''ın basına kapalı toplantıda söylediklerini yayınlayan Zaman gazetesinin, hemen ardından dershane tartışmasını başlatması bu açıdan anlamlıdır. Her iki habere konu olan malzemenin tartışmaya bol malzeme sunan ''şüpheli'' ve ''muğlak'' olması da...

***

Dershanelerin kapatılmasına karşı üretilen argümanların geçerliliği, haklılık payı bir yana, başta da dikkat çektiğimiz üslup, kamuoyundaki cemaat algısına zarar verdi, veriyor.

Şunun altını çizmekte fayda var. İktidarın bir düzenlemesine karşı olmak, kamuoyunu bu yönde yönlendirmek tek tek bireylerin olduğu kadar grupların, cemaatlerin, sivil toplum kuruluşlarının özgürlük alanıyla ilgilidir. Demokrasilerde iktidar da buna saygı duymak zorundadır. Dershane tartışmasında, iktidar ve onun gibi düşünenleri ''vesayetçi'' algısı etrafında konumlandırma çabası bu özgürlüğün istismar edildiği anlamına geliyor.

Gazete ve televizyonlardaki yayınlar, sosyal medyada Hizmet Hareketi''ne gönül verenlerin 28 Şubat sürecindeki linç kampanyalarını hatırlatan ruh hali, Fethullah Gülen Hocaefendi''nin sorunların çözümünde diyalog ve hoşgörüyü önceleyen anlayışının çok uzağına düşüyor.

Telaşın hakim olduğu bu üslup, Erdoğan''dan daha çok Erdoğancıların, cemaat ve hükümetin ihtilafa düşmesini dört gözle bekleyenlere de bulunmaz bir fırsat sunuyor.

***

Asıl üzücü olan, düzenlemeye karşı, dershanelerin fakir öğrencilere fırsat eşitliği sağladığını savunmak gibi argümanlara din üzerinden meşruluk kazandırma çabasının kalıcı izler bırakması.

İktidarı ''firavun''a benzetmeye kadar ileri giden yayınlarda, İslam''ın ''tefrit'' yani vasatın altında olmayı hoş görmediği gibi ''ifrat''ı yani aşırılığı da yasakladığı nedense hatırlanmıyor.

''İfrat ve tefrit''ten uzak durmak sadece 28 Şubat gibi zor zamanların meziyeti miydi? Başörtüsü sorununu bile ''füruat''a (birinci derecede önemli olmayan) indirgeyebilirken, dershaneler meselesindeki üslup, muhafazakar kamuoyunda karşılık bulabilir mi?

İtidal tavsiye ederken bile, Peygamberimiz''in kendisini yaralayan müşriklere yaptığı ''Allah''ım bu etrafımdakilere hidayet eyle; beni bilmiyorlar, bilselerdi yapmazlardı bunu!'' duasını örnek vermek gibi dini değerleri referans göstermenin ''biz'' ve ''ötekiler'' ayrışmasını körükleyeceği öngörülmeli.

***

Hükümetin, tarafları yaralayan tartışmayı bitirecek adımı geç atması evet hataydı. Ancak düzenlemeye yeniden mutabakat arama kararı vesayet suçlamasına demokratik bir cevap oldu. Hala ne olduğu anlaşılmayan tasarı ya da tasarılar üzerinden çıkarılan gürültü de boşa çıktı.

Başbakan Yardımcısı Arınç''ın eğitim sisteminde dershanenin bir ihtiyaç olmadığını vurgulaması ise düzenlemeden geri adım atılmayacağını da gösteriyor.

Sınav sisteminin değiştirilmesi, özel okullara devlet teşviği gibi adımlarla, dershanelerin sistem içinden çıkarılarak paralel eğitime son verilmesi uzun vadeye yayıldıkça endişeler de giderilecek.

Orta yol bulunduğunda, dershanelerin füruat olduğu da anlaşılacak.

''Sel gider kum kalır'' demiş atalarımız. Bu krizden de geriye sanırım üslup kalacak.

10 years ago
Dershane füruattır
Evladın malı babanın mülkü müdür?
* Salgının yayılması durdu mu? Avrupa ve ABD’de yavaşladı mı? Peki, Türkiye’de zirve yaptı mı? * Dünyayı virüsten çok sonuçları değiştirecek. “Dünya…. Örgütü” adlı bütün üst yapılar dağılır. * AB parçalanır, ABD-Çin çatışır. Türkiye yeni merkez güç olur. Çok kutuplu dünya yeni başlıyor.
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar