Dün Yeni Şafak’ın misafiriydi Sayın Dönmez. Ve elbette kahvaltıda gündemimiz “Dünyadaki enerji darlığı ve Türkiye’nin durumu”ydu.
Enerji Bakanı Fatih Dönmez’i dinlerken aldığım notları sizlerle de paylaşmak istiyorum.
- Enerji kaynaklarını ele geçirmek isteyenler çatışmalara, savaşlara neden oluyor.
- Olupbitenler karşısında “Nemelazım” deme lüksümüz yok. Ülkemizin enerji ihtiyacı için ne geriyorsa yapmak durumundayız.
- Enerji kaynaklarına sahip olsanız dahi, siz bunu sattırmazlar. Örneğin Rusya, İran ve Venezuela’nın kaynakları var ama yaptırımlar nedeniyle talebi karşılayacak arzda bulunamıyorlar.
- Dünyada şu anda bir enerji krizi var.
- Çünkü kovid pandemisinden sonra bu kez de ambargolar ürünlere erişimi engelliyor.
- Bu yüzden arz - talep dengesi bozuldu.
- Yılda ortalama 98-100 milyar varil bir üretim ve tüketim vardı.
- Şimdi biriken talepler patladı.
- Talebi karşılamak için sektör yıllık 600 milyar dolarlık yatırı yapması lazım.
- Yatırım olmazsa üretim düşer. Arz düşüp, talep arttığı için fiyatlar yükselir.
- Pandemide tam da böyle oldu. Petrol 50 doların altına düştü, 30 doları bile gördü.
- Petrol üreticisi bu nedenle yatırım yapmadı ayağını gazdan çekti. Bazıları firen bile yaptı.
- Kovid sonrası talebi karşılamak için yapılan çalışmalar kısa vadede enerji talebi sorununu çözmez.
- Rusya, İran ve Venezuella’ya uygulanan kısıtlamalarda esneme olursa bir çözüm olabilir.
Bize gelince;
- Arz güvenliği önemli.
- Petrol, doğal gaz ve kömür kaynakları bazında herhangi bir sorunumuz yok.
- Arızi durum olmazsa sıkıntı yaşamayız.
- Tüketimimiz bu yıl özellikle doğal gazda arttı.
- Şunu unutmayalım ülkemizde tükettiğimiz petrolün yüzde 92’sini ithal ediyoruz. Yüzde 8’ini üretiyoruz.
- Üretimimiz de çoğunlukla ağır petrol. Çıkartması daha pahalı. Ama çıkartıyoruz.
- Doğalgazda ithalatımız yüzde 99.
- Ama Karadeniz Sakarya Sahası’nda keşfettiğimiz doğal gazı 2023’ün hemen başında sisteme dahil edeceğiz.
- Yıl sonuna kadar kıyı ile denizdeki Sakarya Sahası’nı borularla birbirine bağlayacağız.
- Saha kıyıdan 170 km açıkta. Derinlik 2 bin 200 metre 2.200 metre deniz tabanından sonra 2 bin 2 bin 500 metreye kadar daha iniyoruz.
- Önce 10 kuyu, sonra 40 kuyu açacağız.
- 2026/27’de maksimum seviyeye çıkacağız. O zaman hanelerimizde kullanılan doğal gazın tamamını biz kendimiz üretmiş olacağız.
- Yaptığımız işin çoğunluğu denizin altında olduğu için görünmüyor. Şu anda çoğu mühendis 5 bin 200 kişi gece gündüz çalışıyor.
- Karadeniz’in dibinde hidrojen sülfür var. Asitik ortam nedeniyle hayat yok. Asitik ortam nedeniyle özel boru döşeniyor. Ve deniz açıkta çok derin uçurumlar içeriyor. O yüzden şu anda denizin altında tepelerin üstlerini tıraşlıyoruz, çukurları dolduruyoruz. Sonra boruları deniz dibine sabitleyeceğiz.
- Petrol ve doğal gaz endüstrisi küresel bir sektör. O yüzden bazı hizmetlerde uzmanlaşmış küresel firmalar var. Biz de onlardan hizmet alıyoruz. Ama tersine göç de yaşanıyor. Uzman birçok vatandaşımız yurt dışından geldi ve bu projede çalışıyor.
- Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarafından petrol üretimimi 40 bin varilden 60 bin varile çıkartıldı. Özel sektörün üretimi ise 15 bin varil civarında.
- Terörden arındırılmış bölgelerde hem arama faaliyetleri var hem de üretime başlayan kuyularımız var. Örneğin Gabar’daki Şehit Esma Çelik adına açılan sahada şu anda 2 kuyu faaliyette.
- Daha önce açılıp kapatılmış kuyularda da yeniden arama yapılacak.
- Türkiye’de fay hatları nedeniyle petrol damarlarımız çatlamış. Dolayısıyla o çatlaklardan sızındı olduğu için petrol başka yerlere kaçmış.
- Türkiye’nin geçen yıl 51 milyar dolarlık enerji ithalatı olmuştu. Bu yıl 90-100 milyar dolar civarında bir ithalatımız olacak.
- Hanelerde kullanılan doğal gazda devlet sübvansesi 70 seviyesinde.
- Geçen yıl 100 milyar lira civarında devlet desteği oldu.
- Bu yıl rakamın 200 milyar lira civarında olması tahmin ediliyor.
- Elektrikte başlayan kademelendirmede. Birinci kademeye yani düşün enerji tüketimi ve ucuz elektrik kullananların oranı yüzde 75. Yüzde 25’lik bir grup ikinci kademeden ödeme yapıyor.