Yahu tamam biliyoruz.. Ne ilk, ne de son… O müthiş kıvraklığını defalarca ispatladın, lakin insan alışamıyor…
Günlerdir 'barışalım' çağrısı yapıyorsun…
'Sizde o trol ordusu, bizde bu troller oldukça…' diye başlayıp, 'Barışacağız arkadaş, mutlaka barışacağız…' diye bitiriyorsun…
Tamam da Ertuğrul Özkök abi, Bükemediğin bileği öpiim, diyorsun.., öpüyormuş gibi yaparken bükmeye çalışıyorsun…
Bunu sen hep yapıyorsun…
Her seçimden önce çift dalıyorsun, hesaplar tutmayınca 'Biz kardeşiz, kavga etmeyelim!...' diyorsun…
Yalan mı Ertuğrul Özkök abi?...
367 Sabih'in gazına gelip 'şimdi işiniz bitti' dediniz...
Gece yarısı bildirisiyle; 'biz uyarmıştık, haddinizi bilecektiniz' dediniz…
Parti kapatma davasıyla birlikte; 'bu iş buraya kadarmış' deyip coştunuz…
Gezi'yle birlikte 'sandıkla gelenlerden, sandıksız kurtuluyoruz' diye umutlandınız… Alayınız çapulcu oldu… (Hatırlıyoruz, alayınız oradaydı!...)
17/25 Aralık kumpasına itiraz etmek yerine çok kızdığınız Pensilvanya ekibiyle birlikte çalıştınız…
CHP'den ve Kılıçdaroğlu'ndan ümidinizi kesince “yüzde 10'u geçmesi her türlü iyidir” deyip 'Kandil'in partisini her türlü desteklediniz...
Lakin 1 Kasım'dan sonra; (âdet üzere) 'hadi, yeni bir sayfa açalım' dediniz...
Sana kim güvenir Ertuğrul Özkök abi?!...
'Vay şerefsiz'.., 'Bu defa işi silahsız kuvvetler halletsin'..., '411 el kaosa kalktı'.., 'Türban Faciası'.., 'Testis Hikayesi'.., Cübbeli Ahmet Hoca'nın 'Jet-Ski'si?!...
Kim attı bu manşetleri?!...
İniş çıkışlarını da anlamıyoruz ki Ertuğrul Özkök abi?!...
2006'da; “Ben 28 Şubat'ı destekledim ve hâla destekliyorum…” diyorsun… (Post-modern umutların sürerken!...)
2012'ye geldiğimizde; “Biliyor musunuz, bu yaşımda işimi kaybetme korkusu yaşıyorum…”
ajitasyon yapıyorsun…
Keyfin yerindeyken başbakana
; “Hadi vişne suyu koymayın, şarap sanırlar. Ayran içmeyin rakı derler. Portakal suyu koyun kimse bir şey zannetmez. Yan masaya bir kadeh kaldırın, eminim bu ülkede çok şey değişir.”… (Yahu biz sana “abdestsiz de olsan, bir gün de alnın secdeye gitsin, bu ülkede çok şey değişir…” diyor muyuz Ertuğrul Özkök abi?!...)
Geçtiğimiz aylarda ise
; “Bugünlerde karşı mahalle medyasına fazla burnumu sokmaya başladım…”
Velhasıl barışalım da sana nasıl güveneceğiz bilemiyoruz…
Ee, ne demişler; “Yazın yediğin hurmalar, kışın seni tırmalar!...”
İyisi mi sen hurma yeme Ertuğrul Özkök abi!...
Gerisi kolay...
