|
Fatihler neden yetişmiyor?

Günümüz gençlerinin durumuna baktığımız zaman hepimiz çocuklarımızdan endişe duyuyoruz. Büyüklerine sevgi ve saygısı azalmış, yalnız kendini düşünen, kural tanımaz, başına buyruk ve boş işlerle zaman öldüren gençlik, içler acısı durumda. Huzurevleri artık daha kalabalık. Anneler, babalar, kolaylıkla terk edilebiliyor. Üzerinde onca emek harcamış çocuklar, yetişkin olduklarında dönüp anne ve babalarına bakmayabiliyorlar. Çünkü, nasıl ki ebeveynlerin öncelikleri çocuklarının eğitim ve terbiyesi değilse, çocukların da yetişkin oldukları zamanki öncelikleri anne ve babaya saygı değil kendileri oluyor.

Ya bizim çocuklarımız da bu gençliğin bir ferdi olursa? Olmaması mümkün mü? Atalarımız "Üzüm üzüme baka baka kararır." diye boşuna dememişler. Bir topluluğun içinde yer alan da eninde sonunda o topluluğun rengine boyanacaktır. Ondan sonra "Nerede eskinin fedakâr, yardımsever, sevgi dolu ve saygılı insanı? Nerede kendini bilime ve ilme adamış, büyük şahsiyetler?" deriz elbet. Bu toplum hep mi böyleydi? Elbette ki hayır. Biz ki içinde Fatihlerin yetiştiği bir toplumuz. Şimdi neden Fatihler yetişmiyor? Teknoloji bu kadar gelişmişken, çocuklar her yönden devamlı bir öğrenme bombardımanına maruz kalıyorken, henüz yürüyemeyen bir bebek dahi cep telefonundan tablete kadar teknolojik aletleri gayet ustalıkla kullanabiliyorken, yani bu zekâya sahipken, neden Fatihler yetişmiyor? Neden Akşemsettinlerden bahsedemiyoruz? Ülkemizde neden adını tüm dünyaya övgü ve hayranlıkla duyuracak cevher insanlar artık yok? Oysa bir zamanlar vardı. O zamanlar başarılabilen şimdi neden başarılamıyor? Nerede hata yapıyoruz?

Bunun cevabını bulmak için Şehzade Mehmet nasıl yetiştirildi ve Fatih oldu, buna bakmamız gerek.

Şehzade Mehmet, II. Murat ile Hüma Hatun''un oğulları... II. Murat, hanımı Hüma Hatun hamile kalınca onu özel bir yere yerleştirdi. Bunu yapmaktaki niyeti, doğacak bebeğin hamilelik döneminden itibaren özel eğitim altında olması, dedikodudan, fitneden ve benzeri olumsuz etkilerden, anne karnında oluşmakta olan bebeğin etkilenmesini engellemek, manevi eğitim ve terbiyenin ilk basamaklarını atabilmek içindi. İşte bu sebeple Hüma Hatun''un, herkesten uzak, huzurlu ve manevi iklim altında bir hamilelik geçirmesi sağlandı.

Gerçekleştirdiği fetih ile bir çağı kapatıp yeni bir çağ açan büyük bir ismin yetiştirilmesi çok titiz bir eğitim gerektiriyordu elbet. Ve onun ilk eğitmeni de annesiydi. Hüma Hatun, bir Fatih''i yetiştirmek için tüm donanıma sahip biriydi. İslam"ın zahir ve batın edeplerine teslim olmuş bir kadındı ve oğlunu kendisi gibi İslami ahlak ve edep çerçevesinde yetiştirmeyi başardı. Oğluna hamile kaldığı ilk andan itibaren abdestsiz ayağını yere basmamış, yavrusunu abdestsiz asla emzirmemiş, her emzirme sırasında Yasin Suresini okuduğunu kendisi ifade etmiştir. Bunun dışında Şehzade Mehmet''in kulağına Peygamber (s.a.v.) müjdesini ilk fısıldayan ve çekirdekten onu Fethi Mübine hazırlayan da annesi olmuştur.

Henüz beşikte iken Fatih"in üstüne titremiş, tahsil ve terbiyesini Muhammedi aşkla nakış nakış işlemiştir. Bu anlamda annesi, Fatih"in ilk fikir ve ilim terbiyecisi olmuştur. Oğlunun eğitiminin en üstün şekilde olması için, devrin sadece en büyük alimlerini değil aynı zamanda ahlaken en sağlam, amelen en muttaki ve her bakımdan en kıymetli hocalarının da Şehzade Mehmet"in yetiştirilmesinde rol almasını sağlamıştır. Evladını, başta Akşemseddin olmak üzere Molla Gürani, Molla Fenari ve Şeyh Sinan gibi mümtaz alimlere emanet etmiş, hocalarından, disiplinin elden bırakılmamasını, onu cesaretli ve fetih ruhuyla yetiştirmelerini istemiştir.

Şehzade Mehmet, çok hareketli ve ele avuca sığmayan bir çocuktur. Bir gün hocalarından Molla Gürani tarafından dövülme tehdidi alır. Bunu hemen gidip annesine şikâyet eder. Annesi ise onu korumak yerine "Hocaların vurduğu yerde gül biter." deme basiretini gösterir. Böylece hocaların otoritesini kırmaz. Geleceğin Fatih''ini, kurduğu bu şefkat ve otorite dengeleriyle yetiştirir. Daha gencecik bir delikanlı iken evladına, gözünden sakınırcasına davranmaz. Hz. Peygamber"in müjdesine vasıl olabilmesi adına onun türlü zahmetler çekmesine göz yumar. Böyle bir şuurla büyüyen Fatih, annesi ve hocaları sayesinde cengâver ruhunu Muhammedi nefesle bütünleştirebilmiştir.

Şehzade Mehmet''i Fatih olma yoluna sokan ve bunun için gerekli tüm eğitimi almasını sağlayan ilk isimdir annesi. Annesinin bu yakın ilgisi, eğitimine verdiği önem, onu beşikten itibaren fethe hazırlaması ve diğer eğitimleri sayesinde henüz çocuk sayılacak yaşta İtalyanca dahil birkaç Avrupa lisanı ile birlikte mükemmel şiirler yazabilecek kadar Farsça öğrenebilmiş, 21 yaşında da büyük fethin Fatih''i olmuştur. Annesi, evladına karşı sevgi ve otorite dengesini çok iyi kurmuş, evladının hem sığınağı, hem yönlendiricisi hem de korku odağı olabilmiştir.

Bundan şunu anlıyoruz. Fatihler kolay yetişmiyor. Karnını doyuralım, tüm eksiklerini karşılayalım, aşırı sevip aşırı koruyalım ile kimse Fatih olmaz, olamaz. Bunlar zaten bir şekilde olacak şeyler. Bir çocuk bir çok giysisi olmadan da büyür, her istediği alınmadan da mutlu bir çocuk olabilir. Çocuğun asıl ihtiyaç duyduğu şey temelden sağlam bir eğitimdir. "Ağaç yaş iken eğilir." sözü bize bunu kanıtlar nitelikte. Çocuk ufakken en doğru şekilde eğitilirse yetişkin olduğunda istenilen bilgi, özellik ve donanıma sahip hale gelmiş olur. Bu eğitimi ilk verecek kişi annedir. Anneler çocuk eğitimin öneminin yeniden farkına varmalı, hiçbir işin bu kıymetli vazifenin yerini tutmayacağını bilmeli... En önemli vazifesinin, çocuğunun manevi eğitimi ve terbiyesi olduğunu asla unutmamalı... Bunlardan yoksun yetişen bir çocuğun ileriki yaşlarında istenmeyen alışkanlık ve davranışlara sahip olmasının çok daha kolay olduğu akıldan çıkmamalı...

Evet, günümüzde Fatihler yetişmiyor, çünkü anneler Fatih yetiştirecek bilgi ve hassasiyete sahip değil. Önceliklerinin başına çocuğunun eğitimini koyamıyorlar. Çocuğu sevip koruyor ve bakıyorlar. Eğitim konusunda da 3 yaşından sonra kreşlere teslim etmek, eğitim sorununu çözmek olarak algılanıyor. Bir çocuğu en iyi annesi tanır ve en doğru eğitimi annesi verir. Bunun böyle olduğu gerçeğini lütfen unutmayalım.

10 yıl önce
Fatihler neden yetişmiyor?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset