|
Parlamenter sistemden ‘eşgüdüm konseyine’

15 Temmuz darbe ve ihanet girişiminin milletin direnişiyle akamete uğratılmasından sonra CHP ve İYİ Parti öncülüğünde kurulan ‘Yuvarlak Masa’ sonunda anayasa teklifini ilân etti.

2017’de gerçekleştirilen anayasa değişikliği ile kabul edilen Cumhurbaş-kanlığı Hükümet Sistemi kabul edildi. Anayasa değişikliğinin kabul edilmemesi için referandum sürecinde ‘Hayır’ diyenler, halkın oylarıyla kabul edilen değişikliği geri döndürmek için Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem tezini ileri sürmeye başladı.

2017 yılının ikinci yarısından beri dillendirilen Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem nedir ne değildir, tartışmaları hep devam etti. Muhalif siyasi partilerin temsilcilerinin yer aldığı bazı çalışmalar neticesinde bir taslak meydana getirildi ancak hiçbir parti taslağa sahip çıkamadığı için taslak ortalıkta kaldı.

Nihayet 2022’nin 28 Şubat’ında çalışmalarına hız verdi ‘Yuvarlak Masa’. O günden bu yana yaptığı 9’uncu toplantısı öncesinde beklenen anayasa tekliflerini kamuoyuna duyurdular. Ve beklendiği gibi yeni bir şey söylemediler. Cumhurbaşkanının görev süresi 7 yıl olacak, 7 yıllığına göreve gelen cumhurbaşkanı, Meclis’te bir milletvekiline hükümeti kurma görevi verecek.

Tam taşlar yerine oturdu ‘Yuvarlak Masa’nın ne istediği belli oldu derken, sahneye Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu çıktı. Karamollaoğlu’nun açıkladığı sisteme göre, seçilecek cumhurbaşkanının hiçbir önemi yok.

Karamolla-oğlu, “Cumhurbaşkanı taahhüt edecek, genel başkanlar da bunu benimseyecek. Mesela buna teklif olarak ‘Eşgüdüm Kurulu’ denilebilir” ifadeleriyle yeni durumu ortaya koydu. Bu sisteme göre adayın kim olacağının da bir önemi yok. 6 lider karar verecek, cumhurbaşkanı yapacak.

Görünürde sistem çok iyi. Ancak sistem akla çokça soru da getiriyor. Mesela cumhurbaşkanı yapacağı işlerle ilgili ilk soruyu kime soracak? Alfabetik sıraya göre mi, yaşa göre mi, seçimde alınan oy sıralamasına göre mi, boy sırasına göre mi?

Mutabık kalınmadığı takdirde o konu rafa mı kaldırılacak? Örneğin; İstanbul Sözleşmesi yeniden imzaya açılırsa, ilk imzayı kim atacak? Seçimden önce masa altında saklanan 7. ortak masa altında kalacak mı, onların imza hakkı olacak mı?

HALKIN İRADESİNDEN KİM, NİYE RAHATSIZ?

27 Mayıs darbesiyle siyaset üzerinde kurulan vesayet sistemi bu ülkeye ve millete çok bedeller ödetti. Halkın iradesiyle ülkenin yönetilmesinden kim, niye rahatsız? Halkın seçtiklerinin ülkeyi yönetebileceğinden kim, niye şüphe duyuyor?

CHP’nin durumdan rahatsız olmasını gayet iyi anlıyoruz. Nitekim ülkenin kurucusu olduğunu iddia eden partiye, çok partili hayata geçildiği tarihten bu yana hiçbir zaman millet tarafından tek başına iktidar yetkisi verilmedi. 70 yıldır milletin teveccühüne mazhar olmamış CHP’nin farklı iktidar araçları peşine düşmesini yakın tarih penceresinden baktığımızda gayet net anlıyoruz.

MİLLETİN 70 YILDIR VERMEDİĞİ İKTİDARI CHP’YE VERME ARAYIŞI NİYE!

Asıl soru, milletin 70 yıldır vermediğini vermek için arayışlara girenlerin derdi ne? Milletin vermediği iktidarı siz niye CHP’ye vermek için değişik formüller üretip duruyorsunuz? Bu arayışın arkasındaki sebep nedir? Adayınızı istediğiniz gibi ipotek altına alabilirsiniz, bu sizin tercihiniz. Milletin iradesini ipotek altına almaya niye kalkıyorsunuz? Sizi buna zorlayan şey nedir?

Dilim varmıyor söylemeye, ama siz bir Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nden bahsederseniz çok tehlikeli tartışmalara zemin oluşturursunuz. Yarın birileri size Bosna Hersek modelini dayatırsa bunun altında kalırsınız.

Mevcut sistem gayet net, sandığa gidilecek, vizyonlar yarışacak, millet kendini yönetecek kadroları seçecek. İlk turda netice alınamazsa ikinci turda ‘en iyi iki’ yarışacak. Son sözü millet söyleyecek. Seçilen cumhurbaşkanı sadece millete karşı sorumlu olacak.

Bunun dışında bir arayış vesayetin ta kendisidir.

#CHP
#İYİ Parti
#15 Temmuz
#6'lı Masa
1 yıl önce
Parlamenter sistemden ‘eşgüdüm konseyine’
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’