|
Oruç Reis! “Savunma Yüzyılı” sona erdi!

Türkiye, Oruç Reis’i yeniden Akdeniz’e gönderdi.

Hem de Yunanistan ve Mısır’ın (Sisi) anlaşma yapıp, çizdiği saçma haritanın tam ortasına doğru genişleyecek şekilde. Tabii savaş gemilerini de. Bütün ihtimalleri göz önüne alarak, hesaplayarak..

Oruç Reis, 21 Temmuz’da da bölgeye gönderilmişti. Türk ve Yunan donanmaları karşı karşıya geldi. Almanya Başbakanı Merkel’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmesiyle Türkiye, Atina’ya bir şans daha verdi.

Bazılarına göre savaşın eşiğinden dönüldü.

Meis’ten Ege’nin kuzeyine her ada tartışmalı hale gelir.

Ancak Atina, bu şansı kullanamadı, gidip Mısır’la anlaştı, Türkiye’ye karşı hiçbir zaman caydırıcı olamayacak bir cephe kurdu.

Anlaşmanın bir benzerini daha önce İtalya ile yapmış, Arnavutluk’u Adriyatik Denizi’ne hapsetmişti. Atina, Türkiye ile Ege ve Akdeniz’de savaşın eşiğine gelirken, Batı’da Arnavutluk’la da çok ciddi bir krizi tırmandırıyor.

Oruç Reis, Türkiye-Libya anlaşması çerçevesinde belirlenen alanın tamamında hareket edecek. Mısır da, Atina da buna karşı hiçbir şey yapamayacak.

Bu kez, Türkiye’yi çok daha kararlı bir şekilde karşılarında bulacaklar. Meis adasından Ege’nin kuzeyine kadar her alan çatışma alanına dönüşebilir, bu kuşaktaki her ada tartışmalı hâle gelebilir. Bunu biliyorlar. Türkiye’nin kararlılığını biliyorlar.

Oruç Reis’e bir müdahale olursa, bir ‘kaza’ olursa! “Savunma Yüzyılı” bitti..

Türkiye’yi Ege ve Akdeniz’de kıyıların sıfır noktasında boğma girişimleri, bu sefer çok ciddi karşılık bulacak gibi. Doğu Akdeniz’den Libya’ya kadar, Akdeniz’den kuşatma planları, hiçbir şekilde, Türkiye tarafından “savunma” ile karşılanmayacak.

Çünkü Türkiye, tam yüz yıl savunmada kaldı. Denizleri talan edilirken susmak zorunda kaldı. Ama şimdi:

Savunma yüzyılı bitti.

Eğer, Oruç Reis’e fiziki bir müdahale olursa, Türkiye’nin faaliyetlerine fiziki bir taciz olursa, bir “kaza” olursa, sözünü ettiğim o kuşağın tamamı çatışma alanı haline gelir.

Taktik manevra, jeopolitik kaygı: Akdeniz’de her şeyi güç belirler.

Atina yine Avrupa’dan yardım isteyecek. Yine Almanya’yı araya sokacak. Türkiye’yi vazgeçirmeye çalışacak. Nitekim dün bu yönde hareketlilik başladı.

Ama bu taktik manevralarla, Türkiye’nin jeopolitik kaygılarının giderilmesi mümkün değil. Bunu Almanya bile yapamaz. Çünkü Doğu Akdeniz, Akdeniz ve Ege’deki güç hesaplaşması, Türkiye için hayati bir konu.

Diplomasiyle, iyi niyetle bir yere kadar. Ama en nihayetinde Akdeniz’de her şeyi güç belirleyecek.

Denizden çevreleme, yine o harita: Türkiye buna müdahale ediyor.

Türkiye 15 Temmuz saldırısı ile şunu gördü: Irak işgaliyle Irak’ın kuzeyinden, Suriye savaşıyla Suriye’nin kuzeyinden, PKK ve DEAŞ’la her iki ülkeden bir çevreleme, kuşatma yapılıyor.

İran sınırından Akdeniz’e bir harita çalışması var ve bu harita tamamen Türkiye’yi kuşatma üzerine kurgulanmış. Türkiye işte buna müdahil oldu ve “Terör Koridoru” projesine ağır darbeler indirdi.

Ama bu kadar değildi. Çevreleme, Akdeniz’de devam etti. Önce Doğu Akdeniz, sonra Akdeniz’in tamamı, ardından Ege’de ittifaklar, cepheler kuruldu ve hepsi Türkiye’yi hedef aldı. “Türkiye’yi durdurma” üzerine bir çokuluslu koalisyon oluştu.

Terör örgütleri yetmedi, devletleri sahaya sürdüler

Yapılacak tek bir şey vardı, denizdeki çevrelemeye, kuşatmaya da müdahale etmek. Türkiye şimdi bunu yapıyor. Bir süre sonra bunu Romanya ve Bulgaristan üzerinden de deneyebilirler.

Birileri Yunanistan ve Mısır’ı Türkiye’nin önüne atıyor.

Daha önce içeride ve Irak’ın kuzeyinde PKK ile bunu yaptılar.. Suriye’de DEAŞ’la yaptılar. Libya’da Hafter’le yaptılar.

Ama artık örgütler yeterli olmuyor. Devletleri sahaya sürdüler.

Türkiye’den akıl dolu, bilgelik dolu hareketler

Önce BAE’yi tetikçi olarak Türkiye’nin karşısına diktiler. Terör örgütlerini ona bağladılar. Sonra Muhammed bin Selman üzerinden Suudi Arabistan’ı Türkiye’ye karşı harekete geçirdiler. Körfez Arapları üzerinden bir Türkiye karşıtı cephe kurdular.

Irak’ta başladıkları oyunu Suriye’de sürdürdüler. Sonra Doğu Akdeniz’e taşıdılar. Ardından Ege’de gerilimi yükselttiler. Akdeniz’in tamamını Türkiye’yi kapatmak için tuzak üstüne tuzak kurdular.

Türkiye bütün bunları okuyor, biliyor.

Son derece akıl dolu, bilgelikle hareket ediyor.

Ağustos ayı zafer ayı. Çünkü biz her zaman güçlülerle hesaplaştık.

Ege’de Yunanistan, Akdeniz’de Sisi yönetimi (Mısır), Kafkaslarda Ermenistan ve bütün Arap coğrafyasında BAE ve S. Arabistan Türkiye’ye karşı sahaya sürüldü.

Terör örgütlerinden sonra bu ülkeler. Daha sonra ne olacak? Patronları mı sahaya inecek?

Ama biz, yüzyıllardır hep en güçlülerle güreş tuttuk. Onlarla hesaplaştık.

Umalım bir “kaza” olmasın. Olursa ne olacağı ortada.

Ağustos ayı zafer ayı!

#Oruç Reis
#Terör
#Akdeniz
#Yunanistan
#Gemi
4 yıl önce
Oruç Reis! “Savunma Yüzyılı” sona erdi!
Genişletilmiş Ortadoğu ve…
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?