İsrail “Hilafet”i nasıl durdurur? Mesela başka: Batı’nın gücü dağıldı, dokunulmazlık bitti. Yeni stratejik değer tanımlıyor. En keskin korkuları kullanıyor Türkiye İsrail’in sahibidir. Oralarda hak iddia edecek. Kanlı mı olacak, kansız mı? Onlar karar verecek.

04:0024/04/2025, Perşembe
G: 24/04/2025, Perşembe
İbrahim Karagül

1- İsrail Başbakanı Netanyahu’nun; “ Birkaç kilometre ötede, Akdeniz kıyılarında bir halifelik kurulmasına izin vermeyeceğiz ” cümlesi sıradan bir açıklama değil. 2- Bu bir Halifelik tartışması değil. Halifeliği yıkanların “ yeniden kurulur ” korkusu da değil. Türkiye’nin büyük güç inşasının hilafeti yeniden inşa edeceği endişesi de değil. Gerekirse bu da olacak ama açıklamanın ana gerekçesi, İsrail’in varoluş sorununa çözüm üretme çabasıdır. 3- Artık imhası ihtimal haline gelen İsrail devletinin,

1- İsrail Başbakanı Netanyahu’nun; “
Birkaç kilometre ötede, Akdeniz kıyılarında bir halifelik kurulmasına izin vermeyeceğiz
” cümlesi sıradan bir açıklama değil.
2- Bu bir
Halifelik
tartışması değil. Halifeliği yıkanların “
yeniden kurulur
” korkusu da değil.
Türkiye’nin büyük güç inşasının hilafeti yeniden inşa edeceği
endişesi de değil. Gerekirse bu da olacak ama açıklamanın ana gerekçesi, İsrail’in varoluş sorununa çözüm üretme çabasıdır.
3- Artık
imhası ihtimal haline gelen İsrail
devletinin, coğrafyada yol açtığı
yıkımların sonuna gelineceği, coğrafyanın tamamında bu yönde iradenin güç kazandığı, “İsrail meselesi”
nin Arap-İsrail sorunu olmaktan çoktan çıktığı,
soykırımların
Filistin halkının meselesi olmaktan çoktan çıktığı, bu yeni algı ve güç ortaklığının
İsrail devletinin geleceğini yok edecek bir sınıra geldiği
aşikardır.

İSRAİL AÇIKLAMALARI PANİKTEN: TÜRKİYE’Yİ “REHİN” ALANLARI TÜRKİYE KORKUSU SARMIŞTIR.
İsrail’in son dönem
bütün açıklamaları “korku” ürünüdür.
İsrail halkını
paranoyaklaştıran gelecek korkusunun İsrail devletinin de temel düşünce ve hareket önceliği
haline gelmesidir.
Bu hep vardı ama daha önce
Araplarla ve İran’la
çatışma senaryoları üzerine devam eden güç kazanma hesapları,
Türkiye’nin açık tehdit olarak öne çıkmasıyla bir varoluş korkusuna dönmüştür.
Bu
İsrail için ilk kez
oluyor.
İmparatorluğu yıkanların, hilafeti kaldıranların, Türkiye Cumhuriyeti’ni rehin alanların
, coğrafyayı
paramparça
edenlerin, Türkiye öncülüğünde
yüz yıl sonra
başlayan büyük tarih dönüşü karşısında
telaşa ve korkuya
kapılmasıdır.
20. Yüzyılı istedikleri coğrafya düzeni ile geçirenlerin,
21. yüzyılda bunun artık olamayacağını
kavramalarıdır.

İSRAİL’E DOKUNULMAZLIK VEREN BATI GÜCÜ DAĞILDI. YENİ BİR 20. YÜZYIL OLMAYACAK.
Daha somut alana gelelim.
Son seksen yılın küresel siyasi düzeni yıkıldı. Aslında son iki yüz yılın Batı üstünlük düzeni yıkıldı
ama biz bunu
İkinci Dünya Savaşı sonrası
düzenin yıkılması olarak daraltalım.
Bu kadarla kalmadı,
son seksen yılın ekonomik düseni de sıfırlanıyor
. Bunu söyleyenin
IMF
olması da ibretliktir.
ABD-Çin arasındaki ticaret savaşları
, belki de bu ekonomik düzenin
son perdesi
olacaktır.
İsrail 1948’de kuruldu.
İkinci Dünya Savaşı sonrasının, bugün sıfırlanan küresel düzenin ürünüydü.
Batı hegemonyasının zirvesi olan
20. yüzyıl İsrail’e tam dokunulmazlık, tam hukuksuzluk
sağlıyordu.
Nükleer silah
üretiyor,
sözleşmelerden muaf
oluyor,
kitle katliamları
yapıyor BM yaptırımından muaf oluyor,
ülkeler işgal ediyor
kimse bir şey diyemiyordu.
Son olarak
Gazze’de yaptığı soykırım
, Batı düzeninin ona sunduğu son “hediyesi”, son ayrıcalıktı. Bu artık bir daha olamayacak, çünkü
İsrail kendi varoluşunu kurtarma derdine düşecek.

AVRUPA’NIN KORKULARINI UYANDIR, YENİ ‘STRATEJİK DEĞER TANIMI’ YAP!
Şimdi
Batı güç düzeni
, İsrail arkasındaki blok dağılıyor. ABD’nin tam desteğine rağmen
Avrupa’daki ortaklarını
kaybetti. Bir süre sonra
ABD’nin tartışılamaz desteği de sallantıya
girecektir.
İşte tam bu dönemde, elindeki bütün imkanları kullanarak,
son kazanımlarını yapmaya
, kendini takviye etmeye,
yeni ortaklar aramaya, yeni dokunulmazlık alanları
üretmeye çalışıyor.
Bunu yaparken yine
Batı’nın korkularını uyandırmaya, bilinçaltını harekete geçirmeye
çalışıyor. Yüzlerce yıllık
Osmanlı-Avrupa tarihini keşfediyor, o korkuyu bugüne taşıyor.
Batı’nın önyargılarını kullanıyor, buradan kendine yeni bir “
stratejik değer tanımı
” yapıyor.

“OSMANLI-SAFEVİ DÜŞMANLIĞI”NI DENEYECEK! PEKİ İSRAİL YENİ HAÇLI SAVAŞI ÇIKRARABİLİR Mİ?
Bir örnek olarak
Yunanistan’ı ve Rum Kesimi’ni Türkiye ile korkutuyor
, onları her türlü askeri anlaşmaya ikna ediyor, ve Türkiye’nin karşısın,
cepheye sürüyor
. Mesela
Arap dünyasında Osmanlı önyargısı uyandırmaya
çalışıyor.
Bir süre sonra
Türkiye-İran arasında “Osmanlı-Safevi” bilinçaltını uyandırmaya çalışacak
, bunu deneyecektir.
PKK’ya verdiği destek, Kürt milliyetçiliğine yatırım
da bu çerçevededir.
Peki İsrail’in ABD ve Avrupa’ya,
“Türk, İslam, Osmanlı” korkuları pazarlayarak
, 20. yüzyıldaki
dokunulmazlığını yeniden elde edebilir mi?
Batı’nın topyekün desteğini arkasına alır mı?
Bütün Batı’yı Türkiye ile savaşa
sürükleyebilir mi?
Yeni bir haçlı seferi
örgütleyebilir mi?

ARTIK BATI’NIN ÖYLE BİRG ÜCÜ YOK. İSRAİL’İ ASIL YALNIZLAŞTIRAN BUDUR!

2001 Irak işgali İsrail projesiydi. İslam ve terör eşleştirmesi İsrail eseriydi. “İslam tehdidi” kavramı onların üretimiydi. Türkiye’deki 28 Şubat İsrail projesiydi. Bütün dünyayı “Küresel 28 Şubat”a yönlendiren onlardı.

Batı-İslam savaşı için onlarca cephe açan akıl onların aklıydı. ABD’nin ve Avrupa’nın bütün gücünü İslam dünyasına yönlendirdiler, coğrafyayı paramparça ettiler.

Ama artık Batı’nın öyle bir gücü yok, dağıldı, parçalandı. Sadece ABD’nin gücü de bunları yeniden denemeye yetmez. Artık İsrail aklıyla Batı’nın Müslüman coğrafyada rejim değiştirme, harita çizme, ülke parçalama ihtimali kalmadı.

İşte İsrail’i yalnızlaştıran budur. Korkutan budur. Çareler aramaya iten budur. Türkiye gibi, devasa bir güce karşı batan Batı’yı seferber edecek yeni formüller aramaya yönlendiren budur.


TÜRKİYE İSRAİL’İN SABİHİDİR, MİRASÇIDIR O TOPRAKLARDA HAK İDDİA EDECEKTİR!

Türkiye, öyle sadece bir güç değil mirasçıdır. 1917’de Gazze’de İngilizlere karşı mücadele veren güç yeniden sahneye almıştır. Türkiye İsrail haritası diye gösterilen yerlerin tamamının mirasçısıdır. İsrail’in de sahibidir. O topraklarda hak iddia edebilir, edecektir de.

Bütün Avrupa’yı ve Amerika’yı yeni bir Haçlı saldırısı ile Türkiye’ye karşı harekete geçirme çabası boşa düşecektir.

“Halifelik kuracaklar, müdahale edin, toparlanmasınlar” diyerek, onların korkularını harekete geçirme planı işlemeyecektir. Çünkü Batı’nın başka korkuları var. Rusya var, Çin var. Çünkü Batı gücü yüzlerce yıl sonra paramparça olmaktadır. İsrail’den daha büyük öncelikleri var.

Yunanistan’ı, Rum Kesimi’ni Türkiye’ye karşı silaha dönüştürme planı boşa düşecektir. Bu ülkeler, öyle bir durumda Akdeniz’i kaybedeceklerinin, Ege’yi kaybedeceklerinin idrakine varacak, kendilerini İsrail için heba etmeyecektir.


İSLAM TEHDİDİ, TÜRK YAYILMASI, SÜNNİ EKSEN: BATI’NIN EN KESKİN KORKULARINI KULLANIYOR! BAŞARAMAZ…

İsrail şuan Türkiye’ye karşı, etkili olduğu bütün unsurları harekete geçiriyor. PKK’yı, Arap dostlarını, Yunanistan’ı, Türk Cumhuriyetleri’ndeki ortaklarını, Batı içindeki bütün nüfuz güçlerini...

Ama küresel güç başka yöne akıyor. Tarih kendi havzasına akıyor. Coğrafya kendi doğal haline dönüyor. Bu fırtınayı durdurması, bu dalgayı boşa çıkarması mümkün değil.

Batı’nın, böyle bir küresel güç parçalanması yaşanırken, Rus tehdidi, Çin tehdidi ortadayken sadece İsrail’in dokunulmazlığını ayakta tutmak için İslam dünyasına topyekun savaş açma ihtimali yoktur.

Dikkat edin, Netanyahu Batı’nın en keskin korkularını harekete geçirmeye çalışıyor. Hilafet, İslam tehdidi, Türk yayılmacılığı, Sünni eksen gibi, hem bölge ülkelerini hem dünyayı alarma geçirecek “dürtü”lere yatırım yapıyor.


TÜRKİYE; PASiFİK’TEN ATLANTİK KIYILARINA “MİLLETLER İTTİFAKI” ÖNERİYOR.

20. Yüzyıl boyunca Batı sömürgeciliğinin ileri karakolu, garnizonu, bekçisi olarak görev yaptılar. Şimdi bu “garnizon”a yeni bir rol yüklemeye çalışıyorlar. Aksi takdirde İsrail’in varoluşunun anlamı kalmayacağını biliyorlar.

Türkiye’nin sadece bir ulus-devlet olarak güç kazanmadığı ortada. Endonezya’dan, Pakistan’dan, Orta Asya’dan Ortadoğu’nun tamamına, Kuzey ve Orta Afrika’nın tamamına bir şey öneriyor. O da “ortaklıklar üzerinden bölgesel süper kuşak”tır. Bir tür “milletler ittifakı ruhu”dur.

Bütün coğrafyanın buna aç olduğunu, güce aç olduğunu, büyük bir varoluş mücadelesi içinde olduğunu biliyoruz. Küresel güç haritası yeniden çizilirken ortaya çıkan bu boşluk doldurulacaktır. Büyük milletlerin, imparatorluk mirasçılarının sahaya ineceği açıktır.


KANLI MI OLACAK KANSINZ MI? ONA İSRAİLLİLER KARAR VERECEK.

İsrail ne yaparsa yapsın, ne tür tahrikler planlarsa planlasın tarihin bu büyük değişimini engelleyemez, yönünü değiştiremez. 21. yüzyıl boyunca bu böyle devam edecektir.

Bu boş çırpınışlar Türkiye duvarına çarpıp dağılacaktır. Türkiye İsrail’in bütün sınırlarında olacak, gerekirse onu evine hapsedecektir. Netanyahu’nun soykırım sicili ve bu çılgınlıkları da İsrail’in çöküşüne yardımcı olacaktır, oluyor da. Bu haliyle İsrail için en doğru tercih, Türkiye’nin önünde diz çökmek, ona sığınmak olabilir. İşin varacağı yer burasıdır.

Kanlı mı olacak, kansız mı olacak, ona İsrailliler karar verecektir.

#Türkiye
#hilafet
#İsrail
#Batı