|
Yaaaar, bana bir hükümet medet!

Evvel zaman içinde 24 Ocak kararları kendine uygun hükümete 12 Eylülde kavuşmuştu. Amma ve lâkin biz o günlerde hangisinin hangisine yataklık ettiğini bilmez idik. Acaba 12 Eylül gelinceye kadar 24 Ocak döşeksiz mi kalmıştı; yoksa 12 Eylül gelir gelmez hazır, yumuşacık döşeğe mi konmuştu? Nereden bilecektik? O kadarına aklımız ermez idi. Hâlâ erebilmiş değildir. Bizim anlayabildiğimiz (Türkün aklı gözünde!) birinin diğerini rahata kavuşturduğudur. Bunun böyle olduğunu bilmeyen çoktur. Bilip de bilinmesini istemeyenler ise (Ohhoo! Onlar!) az değildir.

Sıra geldi Kemal Derviş''in hazırladığı programa. Bu program kendisine uygun bir hükümet sırasında mı doğdu? Yahut koalisyon hükümeti Kemal Derviş ve onun programını karşılamak için mi kuruldu? Böyle olmadığını biliyoruz. En azından bilmek istediğimiz şimdi iş başında bulunan hükümetin ilân edilen programa yataklık etmeye muktedir olup olmadığıdır. Kemal Derviş programı ne türden bir programdır ki yakın bir gelecekte onun rahatını temin eden düzenlemenin şartlarından söz edebilelim? Mezkûr programın vatanperverliğinden hiç şüphe edilmeyen insanların katılımıyla teşekkül etmiş bir hükümet eliyle uygulamaya konup yürütülmesi akla yakın görünüyor. Bu şık bir cümle oldu ve bu cümle aracılığıyla akıl denilen şeyin acayip yakınlıklar kurma merakına sahip olduğunu fark etmiş bulunuyoruz. Demek ki hangi sonuca varmışız? Bu program bu hükümeti beğenmeyecek. Peki, şimdiki hükümetin kendi üyelerinden biri tarafından hazırlanmış programı beğenmeme şansı var mı? Yok demek akla yakın görünüyor. Aklımızla bin yaşayalım.

Yine de akılla fazla oynamaya gelmediği söylenir. Nedense öyle. Çocukluğumuzdan beri bazı şeylerle oynama diye ikaz ederler bize. Bu bazı şeyler arasında vatanperverliğin bulunduğunu ileri sürmek akla aykırı sayılmaz. Meselâ vatanperverlik birilerinin tekelinde midir? Anti-tekel yasaları vatanperverliğe teşmil edebilir miyiz? Merakla beklenen programın vatanperverliğinden hiç şüphe edilmeyen bir hükümete muhtaç olduğu gün gibi aşikâr. Bu öyle bir hükümet olacak ki her kim o hükümetin vatanperverliğinden şüphe ederse kendi vatanperverliği hakkında şüphe uyandırmış olacak.

Bir krizin akabinde hazırlanan programla o programı uygulayacak hükümet arasındaki ilişkiler konusunda lâfı niçin bu kadar uzattığımı ben de bilmiyorum. Bu memleket ne programlar gördü şimdiye kadar demezler mi adama? Derler; ama demesinler. Hem sonra bu programın çok ihtiyacı var diye ekstradan vatanperverlik icat etmek besbelli ki kimsenin haddi değil. Hükümetleri vatanperverlik yarışına sokmaya da kimsenin gücü yetmez. Karışık iş vesselâm.

iozel@yenisafak

23 yıl önce
Yaaaar, bana bir hükümet medet!
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti
Bir bu eksikti...
IBAN veren esnafın katli vacip mi?