|
Fotoğrafın tamamını göremeyen Avrupa

Paris’te terörü lanetlemek için çekilmiş yürüyüş fotoğrafını sanırım hayatım boyunca unutmayacağım. En önde dünyanın önemli liderleri, arkada çok büyük bir kalabalık, karikatüristlerin öldürülmesini protesto etti, terörü lanetledi.

Lakin gördüğümüz şey fotoğrafın tamamı değil aslında. Bize gösterilen fotoğrafın kadrajını genişletin, biraz daha detaya inin, başka şeyler de göreceksiniz.

Başımıza ne geldiyse fotoğrafın tamamını göremeyenler yüzünden geldi.

Hayatın tamamını göremeyen, insanın tamamını anlamayan zihinlerin yarattığı sorunlarla boğuşuyor dünya.

Fotoğrafın tamamını görememek bir modernizm hastalığıdır.

Modern tıp anlayışı, midemizi iyileştirirken böbreğimizi tahrip eder, kalbimizi tedavi ederken ciğerimize zarar verir, sonra da onların tedavisiyle uğraşır. Bu, insanı bir bütün olarak göremeyen sakil modern anlayışın bir sonucudur. O yüzden şimdi alternatif tıp arayışları, Doğu'dan çok, Batı'da yaygınlaşıyor.

Batı dünyası hayata da böyle bakar. Binalarımız sağlam olsun diye betonu bulur, sonra doğa çok zarar gördü diye çevreci örgütler kurar. Evlerimizi ısıtmak için klimayı bulur, kullandığı gazla ozon tabakasını deler.

Batı uygarlığı doğa ile uyumlu yaşamayı değil, ona hükmetmeyi, ona efendi olmayı hedeflediği için, verdiği zararın bir gün kendine misliyle geri döneceğini asla düşünmez.

Aç gözlü, egoist Batı insanı

Modernizm, insanlık fotoğrafının tamamı görmeyi engelleyecek kadar aç gözlü, ihtiras sahibi, acımasız, egoist tipler yarattı. Şimdi dünya, bu insan tipinin yönettiği ülkelerin, dev ekonomilerin, orduların, medyanın pençesinde kıvranıyor.

Batı daha çok kazanmak, daha çok şeye sahip olmak için öylesine hırçınlaştı ki, evinde ailesinin dağıldığını, çocuğunun ruh dünyasının perişan olduğunu, toplumlarının uyuşturucu, alkol ve ahlaki erozyonla çökmeye başladığını göremedi. Sonunda huzuru kaçtı, insani değerleri öldü, duyguları yok oldu. Şimdi Doğu'nun mistik hayatında, modern tarikatların öğretilerinde ve tekrar Hıristiyanlık'ta kaybettiği huzuru bulmaya çalışıyor. Şaşkın ve kafası karışık.

Paris’teki o fotoğraf, huzuru, iç barışı ve insanlıkla bir arada yaşama yeteneğini kaybetmiş Batı'nın, suçu başka yerde aramak için yaptığı yürüyüşün fotoğrafıdır.

Aranan suçlular o fotoğrafta

Oysa aradıkları suçlular o fotoğrafın detaylarında gözüküyor. Ortadoğu ve Afrika’da bombalanmayan ülke, darbe yapılmayan rejim, masum insan kanının akmadığı toprak, sürgün yaşamayan millet kalmadı neredeyse. Tüm bunları yapanlar o fotoğrafta kol kola yürüyenlerin arasındaydı.

Batı'nın aç gözlülüğü yüzünden köleleştirilen Afrikalı insan sayısını hesaplamaya kim cesaret edebilir? O fotoğrafa biraz geniş açıdan bakabilselerdi, Afrikalı köle torunlarının hala çöpçü, inşaat işçisi, bekçi olarak o meydanda yürüyüşü izlediklerini görürlerdi. Sömürülmüş, kaynakları tüketilmiş Afrika’nın kara bahtlı çocukları Paris’in, Londra’nın, Brüksel’in, Lizbon’un banliyölerinde yaşama tutunmak için tırnaklarıyla toprağı kazarken, fotoğraf karelerinde asla gözükmezler.

Muhteris Batılı ülkelerin katlettiği Müslüman sayısını kimse tutmuyor artık. Sadece Fransa’nın tek başına Tunus, Fas, Cezayir’deki sömürge döneminde yaptığı katliamlar bile başlı başına büyük bir trajedidir. Peki öldürülen yüzbinlerce masum Müslümanın çocukları ne oldu sanıyorsunuz, o acının bir günde bittiğini mi düşündünüz?

Gazzeli çocuklar için kim yürüdü?

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, Netanyahu’yu koluna takıp Paris meydanlarında teröre karşı yürüyüş yaparken, sadece 6 ay önce, İsrail askerlerinin 51 günde öldürdüğü 578 çocuğun yası henüz tazeydi Filistin annelerin yüreğinde. Peki abluka altında, kaçacak yeri olmayan, karnı aç öldürülen 17'si gazeteci 2 bin 145 Filistinli için, çocukları için kim yürüyüş yaptı Avrupa’da? Bırakın yürüyüşü, o zaman İsrail’in savunma hakkıdır diye destek veren Batı, Filistinlinin yaşam hakkını fotoğrafın tamamında neden görmedi?

Batı'nın sadece son 20 yılda yaptıkları bile fotoğrafın tamamını okuyamayan bir zihnin, insanlığa ne kadar zarar verdiğini anlamamıza yeter.

Irak’a demokrasi getirecek olan ABD bir milyondan fazla insanın ölmesine ve Irak’ın parçalanmasına neden oldu.

El Kaide’yi yok ediyorum diye Pakistan’ı, Afganistan’ı bombalayan, işgal eden Amerika, El Şebab, Boko Haram’ı doğurdu.

Radikal unsurlar gelmesin diye Esed’i Suriye’de, Maliki’yi Irak’ta iktidarda tutan zihniyet İŞİD’i, El Nusra’yı doğurdu.

İsrail’in güvenliği için binlerce Filistinli öldürüldü, milyonlarcası evlerinden sürüldü.

Mısır’da demokrasiye darbe yapan Sisi’yi destekleyip binlerce insanın ölmesine neden olundu.

Neredeyse her gün, başta Almanya, Avrupa’da İslam’ın en kutsal değerlerine hakaret edildi, camiler yakıldı, insanlar öldürüldü, aşağılandı, İslamofobia körüklendi kimsenin umurunda olmadı.

Tüm bunların neden olduğu komplikasyonları hiçbir zaman düşünmediler. Böbreğimizi tedavi ediyoruz diye insanlığa kalp krizi geçirttiler. Ciğerlerimiz yandı, nefes alamaz olduk.

Batı, modernizmin verdiği huzursuzluğun acısını tüm insanlıktan çıkartıyor şimdi.

Bir genç neden terör

örgüTÜne katılır?

Kim topraklarında mutlu, refah ve huzur içinde yaşarken gidip terör örgütüne katılır, canlı bomba olur, hayatına son verir? Bir gencin biricik hayatından vazgeçmesine neden olan öfkenin sebebi nedir, kimedir? Bir Müslüman genç, kafa kesen, akli dengesi bozuk, İslam’la alakası olmayan bir örgüte katılıp neden can alır, can verir ki? Ancak bu soruları sorduğunuzda ve cevabını aldığınızda fotoğrafın tamamını görürsünüz.

Biz her gün terörizmin acısıyla yaşıyoruz. Topraklarımız Batılı istihbaratların beslediği, büyüttüğü, ne olduğu bilinmeyen terör örgütlerinin saldırısıyla her gün sarsılıyor. Her gün, çocuklarımız ölüyor, her gün can veriyoruz. Bizden daha iyi kimse terörizmin acısını bilemez. Kime karşı yapılırsa yapılsın, terörün her türlüsünü lanetliyoruz ama Batılı sadece kendi vatandaşını öldüren terörü lanetler.

Suç Batı'nın değil aslında

Batı'ya bu yazılanları belki binlerce insan yazdı, söyledi. Batı'nın vicdanına hitap etmek beyhude artık. Batı demokrasisi, vicdanı ve adaleti; kimyasal silahla çocukların öldürüldüğü Şam’da, ellerinde uçurtmalar çocukların vurulduğu Gazze’de ve sivillerin katledildiği Rabia Meydanı’nda çoktan öldü.

Sözün sonunda diyeceğim, suç Batı'nın değil bizimdir, yani Müslüman dünyasının. Yarın da kendimize diyeceklerim var.

Twitter.com/kemalozturk2020
#Paris
#Fotoğraf
#Batı
#egoist
9 yıl önce
Fotoğrafın tamamını göremeyen Avrupa
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü
‘Korkuluk’…