|
Ortak bir hayale inanabilmek

Bizler, bu ülkede yaşayanlar, geleceğimiz için ortak bir hayale inanabilir miyiz? Siyasi görüşü ne olursa olun, etnik kökeni ne olursa olsun, herkesin kendinden bir parça bulacağı, kendine ait hissedeceği bir ortak hayal kurmak ve onun peşinde hep birlikte yürümek mümkün mü?

Amerika’nın hayali

Afro-Amerikan Papaz olan Martin Luther King, Washington’da, Lincoln Anıtı önünde o meşhur konuşmasını yaptığında tarih, 1963 yılını gösteriyordu ve siyahlar bırakın oy kullanma hakkını, otobüste beyazlarla yan yana bile oturamıyordu. King’in “I have a dream” (Bir hayalim var) sözüyle başlayan meşhur konuşması, ülkede büyük bir yankı uyandırdı ama bir suikastla King’in öldürülmesine neden oldu. Ancak O’nun mücadelesi sonucunda Amerikalı siyahlar yurttaşlık haklarını elde etti ve o konuşmayı dinleyenlerden birinin çocuğu olan Barak Hüseyin Obama, Amerikan tarihinin ilk siyahi Başkanı seçildi.

Bu meşhur hikaye ve meşhur konuşma tüm dünyada bir ilham kaynağı haline geldi. Oysa 1963 yılı, insan hakları ve eşit yurttaşlık açısından son derece geç, hatta utanılacak bir tarihti. Yine de Amerikalılar ortak bir hayal ve ortak bir gelecek kurmak adına o tarihlerde güçlü bir adım atıp, güçlü bir devlet olmayı başardılar.

“I am CanadIan”

Kanada, ortak bir kimlik ve ortak bir vatandaşlık duygusu oluşturmak için “Ben Kanadalıyım” diye çok büyük bir kampanya başlatmıştı 2000 yılında. O tarihte Kanada’daydım ve kampanyayı ilgiyle izledim. Bir İngiliz sömürgesi olmasına rağmen, herkesin kendini ait hissettiği ve sahiplendiği bir kimlik oluşturmak için çok yoğun çaba harcadı Kanada hükümeti. “I am Canadian” diye içecek markaları üretildi. Televizyonlarda bu amaçla çok sayıda reklam filmleri gösterildi. Her şey ortak bir kimlik, ortak bir ülke bilinci ve ortak bir hayal oluşturmak için yapılmıştı.

Her iki olayda da düşündüğüm şey şuydu: Amerika kıtası keşfedildiği günden bu güne kimliğini, geleceğini ve ait olduğu yeri arıyor.

Bizim hayalimiz nedir?

Biz ne kadar şanslıyız. Bir kimliğimiz var, sahiplendiğimiz bir ülkemiz var ve gurur duyacağımız bir tarihimiz var. Düşünsenize muhteşem Süleymaniye Camisi yapıldığında, Amerika kıtası yeni keşfedilmişti ve özgür yılkı atlarının yurduydu henüz.

Bu denli zengin bir medeniyet ve köklü bir tarihi olan Türkiye’nin ortak bir hayali var mı peki? İnsanlık için önemli roller üstlenmiş, tarihin akışını değiştiren İmparatorluklar kurmuş, bilimden sanata, coğrafyadan askeri buluşlara dünyayı etkileyen bir birikimin sahipleri olarak nedir ortak hayalimiz?

Siyaset ve günlük politikaların ötesinde, sahip olduğumuz tarihi birikim, medeniyet geçmişi ile kurulmuş bir hayal ve Türkiye’de yaşayan herkesin bu hayali paylaştığını düşünün. Hangi partiye oy verirse versin, hangi siyasi görüşü olursa olsun, hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun, inanabileceği, paylaşacağı ortak bir hayal.

Ortak bir duygu yakalamak

Güçlü Türkiye, güçlü ekonomi, güçlü dış politika, saygın bir ülke hayaline kimse itiraz etmez diye düşünüyoruz ama neden ortak bir noktada buluşamıyoruz?

Ortak bir hayal kurmak politik bir proje, siyasi bir hamle değil, ortak bir duygudur aslında. Bu ülkede herkesin hissettiği ortak bir duyguyu yakalamak gerekiyor sadece. Öylesine güçlü, öylesine kuşatıcı bir duygu, bir hayal ki tüm politik tartışmaların üzerinde bir bilinç oluşturuyor. Kim nereye oy verirse versin, siyaseten kimi desteklerse desteklesin, yine de bu ülkede yaşayan herkes için kurulmuş ortak bir hayale inandığını düşünün. Amerika’da hangi parti iktidara gelirse gelsin, Amerikan rüyasının, Martin Luther King’in hayalinin destekçisidir, takipçisidir. Bizde neden olmasın?

Bunun küçük ama somut bir örneğini yaşadım. Yarın aktaracağım.

#Martin Luther King
#Lincoln
#Barak Hüseyin Obama
9 years ago
Ortak bir hayale inanabilmek
Tevradî bir mitin Kur’anî bir kıssa ile tashihi
i-Nesli anlaşılmadan siyaset de olmaz, eğitim de…
İç talebe ilişkin öncü göstergeler ilave parasal sıkılaştırmaya işaret ediyor!
Enerjide bağımsız olmak
Târihin doğru yerinde durmak