|
Büyüme rakamı ve enflasyon hedeflemesi tartışmaları

Hafta başında büyüme verisi geldi. Beklediğimiz üzere Türkiye ekonomisi küçüldü. Bunda tüm dünyadaki ekonomileri etkisi altına alan Covid-19 pandemisi belirleyici etken oldu.

BÜYÜME RAKAMININ DETAYLARI

Beklediğimiz üzere Türkiye ekonomisi yılın ikinci çeyreğinde küçüldü. Hatta üç aşağı beş yukarı tahmin ettiğimiz üzere bu küçülme %9,9 olarak gerçekleşti. Rakamın detaylarına baktığımızda pandeminin etkilerini sektörler itibariyle daha rahat görebiliyoruz. Mesela söz konusu çeyrekte tarım %4,0, bilgi ve iletişim faaliyetleri %11,0, finans ve sigorta faaliyetleri %27,8, gayrimenkul faaliyetleri %1,7 artış gösterirken sanayi %16,5, inşaat sektörü %2,7, hizmetler %25,0, mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri %16,5, kamu yönetimi, eğitim, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri %2,4 ve diğer hizmet faaliyetleri %18,0 azalmış.

PEKİ ALINAN TEDBİRLER OLMASAYDI?

Hiç kimse ekonominin küçülmesini istemez. Hatta konuya hükümetler açısından bakarsanız ekonominin küçülmesi oldukça risklidir. Ancak bazı özel koşullarda küçülme rakamını olabilecek en düşük seviyede tutmak ise başarıdır. Savaş, yıkıcı doğal afetler ve salgın hastalıklar bu özel durumlardan bazılarıdır. Bu açıdan bakarsak 2018 Ağustos’undaki kur atağının ardından ciddi sorunlar yaşayan ancak alınan tedbirlerle toparlanmaya başlayan ekonominin bu kez pandeminin yıkıcı etkisi ile karşı karşıya kaldığını düşündüğümüzde ve diğer ülke ekonomilerindeki daralmalarla kıyaslandığında %9,9’luk bir küçülme kötünün en iyisi olarak karşımıza çıkıyor. Özetle, pandeminin etkileri yüzünden ekonomide daralma yaşanması kaçınılmazdı. Ancak kabul edelim ki bunu en aza indirmek ise önemli bir başarıdır.

Malumunuz ekonomi yönetimi pandeminin ekonomi üzerindeki olumsuz etkileri ile mücadele için yüz milyarlarca TL’lik paketler açıkladı. Öyle ki bu tedbirlerin toplam maliyeti oluşturduğu çarpan etkisi ile beraber neredeyse gayrisafi yurtiçi hasılanın %10’unu aştı. Peki kısa çalışma ödeneği, vergilerin ertelenmesi, KDV indirimleri, işsizlik ödenekleri gibi alanlarda çok ciddi destekler olmasaydı sizce bu daralma ne olurdu?

ENFLASYON HEDEFLEMESİ MESELESİ

Her fırsatta Türkiye’nin demografik yapısı ve ekonomideki öncelikleri itibariyle mutlak suretle büyümeyi öncelemesi gerektiğini ifade ediyorum. Öte yandan gerek sermaye birikimi gerekse özkaynak yetersizliği gibi sorunlar yüzünden finansmana erişim ve finansman maliyetleri konusunun da kritik öneme sahip olduğunun altını çiziyorum. Bu hali ile faiz seviyesi çok önemli bir hal alıyor. Buraya kadarki kısmı aklımızda tutarak devam edelim.

Biz içeride yukarıda bahsettiğim eksende konuları ele alırken uluslararası literatürde yeni tartışmalar başladı. Bu tartışmaların çıkış noktasını enflasyon hedeflemesinde teori ile pratiğin sonuçları itibariyle eskisi kadar birbirini yakınsamaması oluşturuyor. Hatta bir dönem gelişmiş bazı ekonomilerde işe yaradığı için gelişmekte olan ekonomiler için de olmazsa olmaz bir reçete haline gelen enflasyon hedeflemesi savunucusu Ortodoks iktisatçıların bir kısmının bile heyecanını kaybettiğini görüyoruz. Bu bakımdan konuya ele aldığımızda; belki de Türkiye gibi enflasyon hedeflemesine geçtiği dönemdeki enflasyon seviyesi ve zamanlaması zaten tartışmalı olan bu politikanın en azından akademik olarak yeniden tartışılması seçeneğinin göz ardı edilmemesi gerektiğini ifade etmek yerinde olacaktır.

#Enflasyon
#Büyüme
#Tedbir
#Tartışma
4 yıl önce
Büyüme rakamı ve enflasyon hedeflemesi tartışmaları
Mülâhaza etmek
Danıştay’dan kurumlar arası geçişlere ilişkin ezber bozan karar
Bir günde iki bayram namazı
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek