|
Finansmana erişim ve finansal gelişmişlik

Bir süreden bu yana yazılarımda; başta KOBİ’ler olmak üzere Türkiye’deki reel sektör işletmelerinin temel sorunun finansmana erişim ve finansman maliyetlerini olduğunun altını çiziyorum. Elbette bu durumun pek çok nedeni var. Yakın dönemden bir örnek vermek gerekirse, 2018 Ağustos’undaki spekülatif kur atağının ardından faizlerin geldiği seviyeler finansman maliyetlerini artırırken özel sermayeli bankaların tutumları da finansmana erişimi zorlaştırdı. Bu dönemde Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın aldığı tedbirlere ilave olarak Kredi Garanti Fonu (KGF) gibi katalizör bir mekanizmanın etkisi ve kamu bankalarının aldığı inisiyatif işletmelere önemli bir alan sağladı. Öte yandan Türkiye’deki bankaların kredilendirmede izlediği “yüksek faiz, kısa vade ve orantısız teminat” modeli hala devam ediyor.

REEL SEKTÖRÜN FİNANSMANA
ERİŞİMİ: FİNANSAL GELİŞMİŞLİK
NE KADAR ÖNEMLİ?

Yukarıdaki başlık bana ait değil. Bu başlığı Merkez Bankası uzmanlarının ve yöneticilerinin teknik görüşlerini ele aldığı “Merkezin Güncesi” isimli internet sitesinde yayınlanan bir çalışmadan aldım. Çalışma, akademik bir dergide Merkez Bankası Ekonomisti İbrahim Yarba ve ODTÜ Öğretim üyesi Nuray Güner tarafından yayınlanan bir makalede elde edilen bulgulardan oluşuyor. Söz konusu çalışmada elde edilen bulgulara göre; Türkiye’deki reel sektör firmalarının finansal borç oranlarının değişiminde, kârlılık, faaliyet gelirlerinde dalgalanma gibi sadece firmaya ve firmanın ait olduğu sektöre özgü değişkenlerin değil, aynı zamanda döngüsel ve yapısal faktörler de belirleyici durumda. Mesela, Türkiye’de finansal gelişmişlik düzeyi arttıkça işletmelerin kısa vadeli borçlanma oranlarının düştüğü görülüyor. Buna ilave olarak kamu borç oranlarındaki yükselişler ise işletmelerin borç oranlarında negatif bir etkiye sahip. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da finansal gelişmişlik düzeyinin olumlu etkisi ile kamu borçluluğunun olumsuz etkisinin halka açık firmalardan ziyade halka açık olmayan firmalar için daha belirgin olması. Öte yandan finansal gelişmişlik düzeyindeki artışın etkisinin büyük işletmelere görece olarak KOBİ’ler çok daha güçlü olduğu tespit edilmiş.

KOBİ’LER VE BORSANIN ÖNEMİ

Türkiye’deki işletmelerin yüzde 99,8’i KOBİ’lerden oluşuyor. Özkaynak yetersizliği sorunu yüzünden KOBİ’lerin önemli bir kısmının faaliyetleri banka kredilerine dayanıyor. Bu durum KOBİ’leri konjonktürel dalgalanmalara aşırı duyarlı hale getiriyor. Bu aşırı duyarlı olma hali maalesef büyüme, ihracat, istihdam, vergi geliri ve ar-ge gibi konulara da etki ediyor. Yarba ve Güner’in çalışmasında da tespit ettiği üzere işletmelerin halka açık hale gelmesi işletmelerin sürdürülebilirliği açısından büyük önem arz ediyor. Bu durum aynı zamanda finansal gelişme ve derinleşme için de kritik öneme sahip. Finansal gelişme ve derinleşme arttıkça ekonominin şoklara ve bulaşıcılık etkisi ile gelen krizlere karşı daha dayanıklı hale geleceği ise aşikar. O halde finansal gelişmişliğe ve derinleşmeye yönelik atılacak adımların aynı zamanda ekonomi güvenliğine katkı sağlayacağının altını çizmemiz yerinde olacaktır. Gelişmekte olan bir ekonominin küresel piyasalardaki gelişmelerden etkilenmesi son derece normal. Ancak bu etkileri azaltmanın en önemli yollarında birisi sermaye piyasalarını derinleştirmek. Bu bakımdan Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın geçtiğimiz yıl içinde düzenlenen İstanbul Finans Merkezi Konferansı’nda yaptığı konuşmada ortaya koyduğu “sermaye piyasaları derinleştirme” vizyonunun çok önemsenmesi ve desteklenmesi gerekiyor.

YENİ YIL, ESKİ SORUNLAR

Yeni bir yıla adım attık. Ancak küresel ekonomi tarafında bir önceki yıldaki risklerin tamamını yeni yıla taşıdığımız için dışarıdaki gelişmeleri yakından takip etmeye devam edeceğiz. Bu bağlamda ticaret savaşları, Brexit, Çin büyümesinin yavaşlaması, bölgesel riskler gibi konular hala masanın üstünde olacak.

#KOBİ
#Hazine ve Maliye Bakanlığı
#Berat Albayrak
#İstanbul
4 yıl önce
Finansmana erişim ve finansal gelişmişlik
Sekter milliyetçilik
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir