Taylor Kuralı’na göre; kabaca “enflasyon yükseliyorsa faizi artır, büyüme düşüyorsa faizi indir” şeklinde hareket edilir ve oran da şu şekilde ifade edilmiştir; enflasyon oranı yüzde 1 arttığında nominal faiz oranı yüzde 1’den daha fazla artırılmalıdır.
Gördüğünüz gibi tamamen mekanik olan bu yaklaşımın içinde ne pandemi ne de işsizlik var. Bu kurala göre uygulanan politika faizi belirleme stratejisi pek de işe yaramadı. Ne enflasyonda ne kurda ne de mevduatlardaki yabancı paranın TL’ye dönmesinde (ters varlık ikamesi) vadedilenler bir türlü gerçekleşmedi. Size kötü bir haber vereyim, bu yaklaşım ile gerçekleşmesi de mümkün değil.
Şu anda etkisi olur mu bilmem ama hatırlatmakta fayda var; Merkez Bankası Para Politikası Kurulu’nun bugünkü toplantısı hem DSGE hem de Taylor Kuralı gibi reel ekonominin ve pandemi konjonktürünün gerçeklerinden kopuk politika setlerini uygulama hatasından dönmesi için iyi bir başlangıç olabilir. Zira bu faiz seviyeleri pek çok sektör için sürdürülebilir olmaktan çıktı ve ne olursa olsun Merkez Bankası politikalarının arkasındayız diye ortak metne imza atan iş dünyası çatı örgütleri de bir birer dert yanmaya başladı.