|
TCMB’nin faiz kararı ve FED’in yeni pozisyonu

Bir süredir merakla beklediğimiz iki kararı üst üste gördük. İlki Amerikan Merkez Bankası FED’in ikincisi de Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun (PPK) faiz kararıydı. Her ne kadar her ikisinde de beklentiler yönünde bir karar çıksa da esas gündeme damga vuran FED tarafında Başkan Powell’ın konuşması ve TCMB tarafında da PPK karar metniydi.

FED’DEN GELEN MESAJLAR ORTAMI GERDİ

FED’in kararları sadece ABD ekonomisi için değil dünyanın geri kalanı için de oldukça önemli. Çünkü ABD Doları rezerv para ve başta gelişmekte olan ülkeler olmak üzere tüm dünya ülkeleri ABD’nin para politikasının sonuçlarından etkileniyor. Her ne kadar FED, Haziran ayı toplantısında beklendiği üzere faizleri sabit tutmaya karar verse de esas hareketlilik FED Başkanı Powell’ın açıklamaları ile başladı.

Süreci yakından takip edenlerin hatırlayacağı üzere hem FED Başkanı Powell hem de Hazine Bakanı Yellen, Amerikan ekonomisindeki enflasyonun hali hazırda yüksek seviyelerde olmasını dert etmediklerini zira bunun kalıcı değil geçici bir durum olduğunu ifade ediyorlardı. Ancak uzun bir aradan sonra Powell ilk kez “Enflasyon beklenenden daha yüksek ve kalıcı olabilir. Bir süre için enflasyonun yüzde iki üzerinde seyretmesini bekliyoruz” diyerek fitili ateşledi. Her ne kadar Powell, faiz artışını tartışmak için erken dese de piyasalar ABD’deki faiz artışlarının ve varlık alımı azaltımlarının tahmin edilenden çok daha önce gerçekleşeceğini düşünmeye başladılar. Maalesef bu durum bizim gibi gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde ilave baskı anlamına geliyor.

TCMB SÜRPRİZ YAPMADI

ABD Merkez Bankası FED’in kararının ve Başkan Powell’ın konuşmasının hemen ardından içeride TCMB’nin faiz kararını gördük. PPK’da alınan “politika faizini sabit tutma” kararı piyasalardaki genel beklenti çerçevesinde şekillenirken mevcut sıkı duruşun kararlılıkla sürdürüleceğinin altı çizildi.

Karar metninde küresel emtia fiyatlarındaki ve taşımacılık maliyetlerindeki artışın uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının yükselmesine neden olduğu vurgulanırken ithalat fiyatları kaynaklı maliyet unsurları ile talep koşulları, bazı sektörlerdeki arz kısıtları ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelerin fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturmaya devam edeceği ifade edildi.

Özetle PPK, enflasyon ve enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyeleri göz önünde bulundurarak politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını %19 seviyesinde sabit tutmaya karar verdi.

HAZİRAN VE TEMMUZ ENFLASYONU ÇOK ÖNEMLİ OLACAK

TCMB’nin piyasalarla bugüne kadarki iletişimi çerçevesinde ve son PPK karar metninde de yinelenen “güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde politika faizi” ifadesinden yola çıkarak konuyu ele aldığımızda olası bir faiz indirimi senaryosu için Haziran ve Temmuz ayı enflasyon rakamlarının daha da önemli hale geldiğini ifade edebiliriz. Öte yandan böylesi bir değerlendirmeyi yaparken artık FED’in aldığı yeni pozisyonu da göz önünde bulundurmamız gerektiğini hatırlatmakta fayda var. Zira FED Başkanı Powell’ın açıklamalarının şimdiden döviz kuru üzerinde oluşturmaya başladığı baskıyı göz ardı etmemek gerekiyor.

#TCMB
#FED
#Faiz
3 yıl önce
TCMB’nin faiz kararı ve FED’in yeni pozisyonu
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset