|
"Acele düşman aranıyor..."
Aynı başlığı, 19 Aralık 2000 tarihli yazımda kullanmıştım; "Acele düşman aranıyor."

Ortada ne Usame var, ne İslam terörü tartışmaları, ne de Dünya Ticaret Merkezi olayı...

Yazı, öngörülerinin çoğuna katılmadığımı belirttiğim Attila İlhan üzerine kurgulanmıştı.

Hani, kemalizmi anti-batı temelinde "yeniden" yorumlayarak, buradan bir "çağdaşlaşma" modeli süzmeye çalışan şair-mütefekkir.

Şiirleri iyidir.

Yeni yazdıkları "Yağmur Kaçağı"nı, "Sisler Bulvarı"nı aratsa da, ülkemizin "birinciye gelen" şairlerinden biridir.

Mütefekkir yönüne gelince...

Kemal Tahir ve Cemil Meriç'ten sonra, "Batıcılık" olgusuna ciddiyetle eğilen, bu konuda isabet yüzdesi yüksek yazılar yazan neredeyse tek isimdir.

Konu, yeni dönemde "Türkiye-ABD-AB-NATO" ilişkileri...

Biliyorsunuz, Türkiye geçtiğimiz yıl, savunma konusunda yeni bir karar almış ve AB'nin kimi taleplerini reddetmişti.

AB'ye göre Türkiye, hin-i hacette başvurulacak NATO'nun "muvazzaf gücü"ydü, dolayısıyla Avrupa Birliği Savunma Stratejisi'ne dahil edilmesi gerekmezdi.

Türkiye, acaba, istikbalde, Batı'nın düşman ihtiyacına cevap verecek bir "potansiyel" olarak saklı tutulmak mı isteniyordu?

Bunlar iddialı laflar, biliyorum.

Temellendirmesi hayli güç...

Bakalım, Attila İlhan "yıllar öncesinden" ne öngörmüş?

Bizim, "Türkiye-ABD-NATO-AB ilişkilerinin geleceği" konusundaki düşüncelerimizi/evhamlarımızı fazla uçuk buluyorlar.

Belki onu dinlerler.

Ola ki batıyla ilişkiler konusunda yeni bir perspektif sunar.

Okuyalım:

"Batı'nın ('Sistem'in) vakti XIX. yy. boyunca sömürge (koloni) savaşlarıyla geçiyor; o zaman düşmanı ya Kızılderililer, ya kara derililer, ya da sarı derililerdir. Batılı, beyaz ve hıristiyan olmayanı o dönemde adamdan saymıyor; onları yok ediyor, topraklarına el koyuyor, medeniyetlerini darmadağın ediyor..."

(....)

"II. Dünya Savaşı ertesinde Batı yeni 'düşmanını' öteki 'totaliter'de, yani eski müttefiki Sovyetler Birliği'nde, onun temsil ettiği anti-kapitalist düzende buldu. Bu çatışmayı, atom silahlarının dehşet dengesi sayesinde yeni bir dünya savaşına çevirmediyse de, 'Soğuk Savaş' o dengeyi korumanın gerektirdiği silahlanma (Arada çıkarılan yöresel savaşlar: Kore, Vietnam, Çin vs.) silah fabrikatörlerinin yüzlerini güldürmekte devam ediyordu."

(....)

"Sistem'in açıkça ilan edilmiş ya da edilmemiş yeni savaşlara, 'yeni düşmanlıklara' ihtiyacı vardır. İran, batı için bir savaş odağıdır; ihtilaf hanidir sürüyor. Ya Irak? Irak Batılı koalisyonun resmen hasmıdır, ona karşı savaşılmıştır; şu anda kıskıvrak bağlanmış, hâlâ başeğmediği için de 'ambargo' ile birlikte yeni türden bir 'Sevres' dayatılmıştır."

(....)

"Peki, Libya'ya ne demeli? ABD uçakları Libya'yı bombalamış, Akdeniz'de sinek uçsa kabahatli olarak Libya gösterilmiştir. Son seçimlerden sonra Cezayir, oından önce Sudan, bu arada Somali, hatta Afganistan Batı'nın ('Sistem'in) potansiyel düşmanları arasında yer alıyorlar. Farkettiyseniz, saydığım ülkelerin hepsi 'radikal' değil, ama hepsi Müslüman... Sistem, 'radikallik' bahanesiyle bu defa en eski 'hasmına', yani Müslümanlığa takmış olmasın. Buradan yola çıkarak, 'küreselleşme' çağında Batı'nın kendine seçtiği yeni düşmanın kim olacağını anlamak zor değil."
#Türkiye
#ABD
#NATO
#BM
23 yıl önce
"Acele düşman aranıyor..."
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi