derken abartmadığımızın bir örneği ise yine bu ay yaşandı. AWD adlı internet sitesinin
'un “Pakistan, DEAŞ ile savaş için Suriye'ye kara gücü gönderirse bu ülkeyi nükleer saldırıyla yok ederiz,” dediğini iddia etmesi üzerine,
, resmi Twitter hesabından meydan okudu: “İsrail Savunma Bakanı Pakistan'ı nükleer saldırıyla tehdit ediyor. Unutmasın Pakistan da nükleer bir güç.” İsrail Savunma Bakanlığı Twitter üzerinden malum haberin kesinlikle hayal ürünü ve uydurma olduğunu açıklayınca ortalık sakinleşti. Ya o açıklama gelmeseydi?
Bu örnekler artırılabilir ama son yazıyı tekrara düşeriz. Bugün değinmek istediğim durum buyken ne yapmamız gerektiği. Zira malum yazımıza bir çözüm önermiyor diye kızanlar da oldu. Aslında çözüm gözümüzün önünde, demek ki biz bakmayı, aramayı bilmiyoruz. Kaos çemberinin içinden birkaç adım dışarı çıkmayı akıl edemeyip görmeyi ıskalıyoruz.
Savaşları kaosu yönetebilenler, kaostan düzen üretebilenler kazanır. Bir tweet'ten savaş çıkarabilecek kaynayan kazan misali sanal dünya da hiç şüphesiz savaş ortamı gibi bir yerdir. O zaman buradaki kaosu yönetmekle, ya da en basitinden yönetmeye giden yolun ne olduğunu anlamaya çalışmakla, ama önce duygusallıktan çıkıp soruna analitik bir şekilde yaklaşmakla işe başlamak lazım. Daha da ötesi duygusallık, ağlayıp sızlayıp dövünmek ve ötesini yapmamak, malum yazıda da bahsettiğimiz 'post-hakikat/post gerçeklik' diye Türkçeleştirebileceğimiz
' ya da menfaat gereği yayılan bilgisizlik diye tanımlayabileceğimiz
çağının mezesi olmaktır.
Çemberden dışarı birkaç soğukkanlı adım atıp meselede nesnel bir bakış attığımızda neler görebiliriz, bir bakalım.
Ve bu sayılar her gün, her saniye artıyor.
. Yani siz istediğiniz kadar çok okuyun, ya da bir ordu kurun ona sabah akşam okutun, erişiminiz sınırsız olsa da tüketebildiğiniz içerik miktarı, okyanusta bir damladan öteye gitmiyor.
Öte yandan, verinin doğru ya da yanlış olmak gibi bir zorunluluğu yok. Yanlış veri de veridir, hatalı veriyi çöpe atamazsınız, düzensiz ve gereksiz veriyi de dışarıda bırakamazsınız. Daha da ötesi, 'bilgi'nin doğru olması kuralı bile bugün eskisi gibi genelgeçer değildir.
.
Çözüm gözümüzün önünde dediğim şey de burada devreye giriyor. 'Büyük veri' diye Türkçeleştirebileceğimiz
yukarıda resmettiğimizin benzeri büyük veri yığınlarını açıklamak için kullanılan tabir. Ve yavaş yavaş gelişmekte olan 'Büyük Veri Analizi' gibi sektörler bu aşırı büyük data setlerini incelemeye, analiz etmeye çalışıyor.
Aynı zamanda, belki de hiç olmadığı kadar güçlü bir istihbarat toplama potansiyeline sahip bu veri madenciliği yöntemleri, sadece açık kaynaktaki veriyi analiz etmek için kullanılsa bile, geliştikçe analizi artırıp, öngörüyü sağlamlaştırıp savaşı yönetmeyi kolaylaştıracak şeyler.
Siber savaş, 4. Nesil savaşın başat kollarından biriyse, kendi İHA'larını, tanklarını yapan, kendi hava savunma sistemlerini yapmak isteyenler, kendi yazılımlarına ve henüz daha yolun başında olan Big Data gibi sektörlere de yönelmelidir. Devlet de yıllardır bu konunun önemini ve aciliyetini anlatan proje geliştiricilere artık kulak vermelidir.