Gazze"de 13 günde ölenlerin sayısı 400"ü aştı. Dünyanın gözü önünde, Batılı ülkelerin onayı dâhilinde Gazzeliler çoluk çocuk, yaşlı, kadın demeden katlediliyor.

İsrail bir yandan, Gazze"yi havadan, karadan ve denizden bombalamaya devam ediyor, öte yandan müthiş bir propaganda yürütüyor. Bu propagandaya maruz kalanlar hava savunma sistemi, düzenli ordusu, jetleri, uçakları olmayan ve fakat halk tarafından seçilmiş Hamas"ı terörist, sabah-akşam Gazze"yi etnik temizlikten geçirme, dümdüz etme ve ardından işgal çağrısı yapan parlamento üyeleriyle İsrail"i meşru bir devlet zannediyor.

Bizim İsrail"e karşı zaafı olan bazı liberallerimiz de bu propagandaların en kolay esiri olanlardan. İsrailli yetkililer "Bu saldırıyı bir yıldır planlıyorduk" dese de bizim liberaller Hamas"ın da üç Yahudi genci kaçırdığından ve suçlu olduğundan eminler. İsrail"in uyguladığı insanlık suçları ayan beyan ortadayken, bir tarafta Yahudiler olduğu için, her iki tarafı da eleştirmezlerse dünya kulüpler şampiyonasında liberalliklerine zeval geleceğini düşünürler. Gazze"yi İsrail saldırısından sıradaki İsrail saldırısına hatırlarlar ancak iki gün İstanbul"da düzenlenen bir iki protestoya katılmak zorunda kaldılar diye, parçalanmış çocuk fotoğrafları, çığlık çığlığa ağlayan gözü yaşlı anlar görüp sosyal medyada şarkı-türkü, instagram"da kedi fotoğrafı paylaşma konforunu kaybettiler diye buradan Hamas"a akıl verirler. Koşullarını, şartlarını hiç bilmedikleri Gazze"ye kader belirlemeye utanmazlar.

İsrail"in 250 kişiden fazla kişiyi öldürdüğü, 4000"den fazla Filistinliyi esir aldığı 2002"de Batı Şeria"ya düzenlenen Savunma Kalkanı Operasyonu"nu hatırlamazlar mesela. Yasser Arafat"a neler yapıldığını unutur, Hamas olmasa İsrail-Gazze barışının mümkün olabileceğini iddia ederler.

2004"teki Gökkuşağı ve Tövbe Günleri Operasyonlarını, 2006"daki Yaz Yağmurları ve Güz Bulutları Operasyonlarını, 2008"de önce Sıcak Kış Operasyonunu, sonra Dökme Kurşun"u hatırlamazlar. İsrail"in hiçbir ateşkese uymadığını, "en az iki yılda bir Filistin"e kapsamlı operasyon düzenlemezse ölecek hastalığı"na tutulduğunu fark etmezler. O yıllarda İsrailliler ve Filistinliler arasında arabuluculuk yapan Hüsnü Mübarek gibidirler. Hem Filistinlilerin koruyucusu gibi görünerek, hem de İsrail"le ilişkilerini tehlikeye atmayarak ve önce her iki tarafı da sakin olmaya davet ederek her nasılsa zalimle mazlumun yaşadıklarını eş tutarak İsrail zulmünün sürdürülmesine kapı açarlar. Hayatını kaybeden Filistinli sayısının 1400"ü aştığı Dökme Kurşun"da açık açık Hamas"ı suçlayan Mübarek rejimi gibi onların da boyaları dökülür bir süre sonra.

İsrail"in Dökme Kurşun Operasyonu kararını mesela, Türkiye 1947"den beri Suriye"yle aralarında devam eden savaş halinin yerini barış alsın diye arabuluculuk ederken, barış şartlarının sağlanmasına yarım saat kala, Türkiye"nin gözünün içine baka baka aldığını anımsamazlar. Deniz Esintisi Operasyonu adını verdikleri Mavi Marmara saldırısında şehit ettikleri İHH görevlilerinin "terörist" Hamas"la bağlantılı olduklarını iddia ettiklerini unuturlar. İsrail"in barış diye bir gayesinin olmadığını, çevresindeki ülkeleri sindirmek ve henüz ele geçiremediği Filistin topraklarını ele geçirmekten başka bir amaç taşımadığını anlamamakta inat ederler.

Arap Baharı"nın ilk günlerini hatırlamazlar. Mısır"da Hüsnü Mübarek devrildiğinde sevinç çığlıkları atan Filistinlileri, Refah Kapısı"na koşup açılmasını orada bekleyen Mısırlıları bilmezler. 2012"de Ahmet Cabari"yi öldürerek başlattıkları Bulut Sütunu Operasyonu"ndan yıllardan sonra ilk kez yalnız değildir Gazze. Yukarıda onlarcasından sadece son yıllardaki birkaç tanesini sayabildiğim operasyonlar gibi yolunda gitmemektedir İsrail"in saldırıları. Araplar Hamas"ı kınamak zorunda hissetmek bir yana, Gazze"ye diplomasi için gitmektedir. Hamas, halkın seçtiği Hamas, İsrail öyle söylediği için terörist gibi değil, gerçekte olduğu için meşru bir temsilci gibi davranılmaktadır. ABD ateşkes için Hamas"a değil, İsrail"e baskı yapmaktadır. Mısır"ın darbeyle devrilen Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi, Türkiye"yle beraber saldırıyı ilk kınayanlardan olmuş, Başbakan Hişam Kandil"i hızla Gazze"ye göndermiş ve Mısır"ın ilk kez İsraillilerle Filistinliler arasında Gazze"ye ablukanın şiddetini artırmayacak aksine ambargoyu hafifletecek bir anlaşmanın imzalanmasında arabulucu olmasını sağlamıştır.

İsrail 2012"de hem başarısız olmuş hem de korkunç şekilde itibar kaybetmiştir. Akıtılan milyon dolarlar, "demokrasi" uğruna yapılıyormuş kılıfına sokulan darbeler, dejenere olmuş Arap şeyhleri sayesinde yaşamını sürdürebilen, yalanlarını ve propagandasını tekrarlatabilen İsrail, Türkiye"den, Mısır"dan, iki yıldır bunun intikamını almaktadır. Ama sevgili liberallerimiz bunu komplo teorisi olarak görür ve Hamas"ın yeni diktatör Sisi"nin masaya getirdiği barışı kabul etmesi gerektiğini söylerler. Sisi"nin Filistin"deki Müslüman Kardeşler"den, yani Hamas"tan, en az Mısırda zindanlara attıkları kadar nefret ettiğini bilmiyoruz zannederler. Bu liberallerden bazıları, utanmadan, "Gazze"yi Kassam Tugayları yönetmemeli" gibi saçma sapan cümleler kurabilir, Gazze"nin yok olmamak için tek umuduna saldırabilirler. Zaten var olan ateşkesi yine İsrail"in bozduğundan, bununla yetinmeyip Gilat Şalit anlaşmasını da yok saydığından bahsedemezler. Onlar da "Coca-Cola içmezse ölecek" hastalığına yakalanmıştır. Şu konu bir an önce kapansın da rutinlerine dönebilsinler, başka bir şey istemezler.