|
Rus yolcu uçağını IŞİD mi düşürdü?
Orta Doğu'nun kendine özgü karmaşasında oyun kurmak, oyuncu olmak ve hatta oyunu okumak zor. Tam 'her şey bitti' derken beklenmeyen bir misilleme gerçekleşiyor ve 'esas oyun yeni başlıyor' dedirtiyor. Kağıt üstündeki planlar geri tepebiliyor, hafife aldığınız oyuncular kendilerinden beklenmeyen geri tepmeler sergileyebiliyor, yıkılmaz dediğiniz süper güçler bozguna uğrayabiliyor bu coğrafyada. Bir noktada yapılan hamlenin hesabı başka bir yerde görülebiliyor.

Yaz sonunda Rusya'nın Suriye'nin batısında askeri varlığını artırması bölgedeki kaotik dengeler açısından önemli bir değişkendi. Rus askeri uçaklarının IŞİD'le mücadele adı altında, zor durumda kalan Esad rejimine can suyu olacak şekilde hava saldırılarına başlaması, IŞİD'i ve onun yanı sıra rejim muhalifi grupları hedef alması sonrası yapılan analizler, ibrenin sahada Esad'dan yana döndüğü şeklindeydi. Hizbullah ve İran'dan aldığı desteğe rağmen köşeye sıkışan rejim, Rusya'nın yardımıyla kısmen nefes aldı almasına ancak rejim ve destekçileri çatışmalarda büyük kayıplar vermeye devam ediyor. Yani Rusya'nın 'oyun değiştirici' olarak lanse edilen hamlesi, oyunu kalıcı olarak değiştirmeye yetmiyor. Sahada üstünlük, muhalifler farklı bölgelerde hem IŞİD'le hem de rejimle aynı anda çarpışmak zorunda kalsa da, hala rejimin eline geçmiş değil. Özetle işler planlandığı gibi gitmiyor.

Öte yanda, geçtiğimiz günlerde Mısır'ın Şarm el-Şeyh kentinden havalanıp Rusya'nın St. Petersburg şehrine giderken Sina yarımadası üzerinde havada infilak ettikten sonra düştüğü tahmin edilen Rus yolcu uçağına bomba konulduğu iddiaları, henüz kesinleşmiş olmasa da bir misilleme şüphesini de beraberinde getiriyor. Yani Rusya Suriye'de kurduğu oyuna karşı cevabını başka bir ülke sınırları içinde alıyor olabilir. Gerek Rusya gerek Mısır, uçağın düşüşünün terör saldırısı nedeniyle olması iddiasını başta acelecilikle suçlayarak tepki göstermiş olsa da yavaş yavaş bu teze yaklaşıyor.

224 kişinin ölümüyle sonuçlanan trajedinin ardında IŞİD'in olması ihtimali, pek çok uçak şirketinin seferlerini iptal etmelerine veya uçuş rotalarını değiştirmelerine neden olarak bir kriz başlatmış vaziyette. Verdiği maddi hasarın yanısıra, olay Amerikan Başkanı Obama'nın ve İngiltere Başbakanı Cameron'ın da katıldığı uluslararası tartışmayla beraber diplomatik kriz riski de taşıyor. Ancak tüm bunların ötesinde, bu vaka, IŞİD'le mücadelenin Suriye'ye girip gelişigüzel bombalamakla olmayacağı, titizlikle ele alınmadığında hiç beklenmedik yerlerde geri tepmeyle karşılaşılabileceği gerçeğini ortaya koyması bakımından, bu mücadelenin tüm jeopolitik boyutlarıyla değerlendirilmeden başarılı olamayacağını göstermesi bakımından önemli.

Eğer uçağın düşmesinin ardında, Sina'daki IŞİD'e biat eden Ensar Beyt el Makdis gibi örgütlerin parmağı varsa, Rusya'nın Suriye'deki planlarını bedel ödemeden yürütmesi zor görünüyor. Uçak içeriden bir bombanın patlaması sonucu düşmüşse, Mısır'ın güvenlik zafiyetinin sadece Sina ile sınırlı olmadığı sonucuna varılabilir. 2013 yazında gerçekleştirdiği darbe sonrası, Müslüman Kardeşler hareketini terör örgütü ilan edip darbe karşıtı herkesi, harekete mensup olsun ya da olmasın, terörist olmakla yaftalayan, binlerce kişiyi katledip 40 binden fazla kişiyi hapse atan Sisi ve yönetimi, Sina'daki IŞİD'e bağlı örgütleri Müslüman Kardeşler'le organize hareket ediyor gibi göstererek bölgeyi kontrol altına aldıklarını iddia etseler de bu söylem gerçeği yansıtmıyor. Ilımlı, gelenekçi ve radikallerin hepsini aynı kefeye koyma politikasının bir sonucu olarak, Sisi rejimi terör örgütlerinin ekmeğine yağ sürüyor.

Yine, uçağın düşmesinin ardında IŞİD varsa, örgüt bu saldırıyla bir taşla iki kuş vurmayı amaçlamış ve Rusya'nın Suriye'deki hava saldırılarının yanısıra, Mısır'ın Şubat ayında Libya'da kendisine bağlı gruplara düzenlediği hava saldırılarına da misilleme yapmak istemiş olabilir.

IŞİD Libya'da özellikle Kaddafi'nin doğduğu yer olan Sirte çevresinde varlık gösteriyor ve destek buluyor. Libya'nın kabile yapısı, bu bölgede yaşayanların hala Kaddafi ailesine ve akrabalarına bağlılıklarını sürdürmelerinin bir neticesi, ancak IŞİD'in burada destek ve güç bulması 'neden' sorusunu ve cevabını beraberinde getiriyor. Trablus ve Misrata'daki yaygın kanı, IŞİD'in Libya'ya ithal edilmesinin ardında Kaddafi'nin Mısır'a kaçan kuzeni Ahmed Kaddaf el Dam'ın olduğu ve bunun BAE sponsorluğunda Muhammed Dahlan'ın desteğiyle gerçekleştiği yönünde. Zaten Ahmed Kaddaf'ın bunu Mısır televizyonuna yaptığı açıklamada itiraf ettiğini söylüyorlar.

Libya'da eski rejimi hayata döndürmek, Mısır'da Müslüman Kardeşler'e karşı yürüttükleri cadı avını sürdürmek için IŞİD'i topraklarına davet eden, eski rejim ve terör arasında başka hiçbir alan bırakmayan, kendi otoritelerini kabul etmeyen herkesi terör örgütü olmakla suçlayanlar, sonunda kendileri de bu örgütlerin saldırılarının hedefi oluyor. Bunun bir benzeri Rusya için de geçerli. Rusya, kendisine potansiyel tehdit olduğunu düşündüğü Çeçen ve Dağıstanlıları 'Suriye'de cihada katılmaya teşvik edip' ardından burada avlamayı planlıyor ama hiç beklemediği bir yerden karşılık buluyor. Sonuçta, dürüst ve gerçekçi politikalarla çözülebilecek sorunlar, çıkarlar uğruna karmaşıklaştırılıp manipüle edildikçe, giderek daha geniş alana yayılıyor ve oyunu kuran elleri de yakıyor.
#Mısır
#Libya
#IŞİD
8 yıl önce
Rus yolcu uçağını IŞİD mi düşürdü?
ÖSYM, sınavlar, muhalefet ve çıkarılacak dersler
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…