
Hep "bizim zamanımızda" diye başlarız söze, çocuklarımıza nasihat ederken. Geçmişteki yoksulluğu, yokluğu ve yaşadığımız zorlukları ifade edip günümüzle kıyaslarken sıkça kullandığımız bir kalıptır bu. Oysa her dönemin zorlukları o dönemin şartları ile ele alınmalı ve yorumlanmalıdır. Bisikletimizin olmadığı, çikolata yiyebilmenin hayli lüks sayıldığı o günler ile bugünü kıyaslamak, o günleri hiç yaşamamış, hatta hayal bile edemeyen çocuklara mesaj vermekten hayli uzaklaştırır bizleri.
Aslında günümüz dünyasından da verebileceğimiz sayısız örnekler var çocuklarımıza. Bulundukları duruma şükredebilsinler, elinde olanla yetinmeyi bilsinler, zorluklar içinde yaşayan çocukların duygularını anlayabilsinler diye. Dünyanın farklı köşelerinde çocukların yaşadıkları zulümler, açlıklar, hastalıklar, evsizlik, yurtsuzluk, savaş ve kayıplar. Bu olanların hepsi gözümüzün önünden hızlıca akıp gidiyor. Artık duymadık, görmedik, bilemedik demeye bahanemiz de yok. Dünyanın en ücra köşesinde dahi olup bitenleri çok kısa süre içinde öğreniyor, haberini alıyor, görüntülerini izliyoruz. Ancak olup bitenlerden sadece bizlerin haberdar olması yetmiyor. Çocuklarımız için en iyi ve geçerli nasihat yöntemi, günümüzde, gerçek hayatta yaşananları, olup bitenleri anlayabildikleri bir dille onlara anlatarak dünyayı doğru algılamalarını sağlamaktır.
Çocuklara yönelik yayınların neredeyse hepsi, öncelikle eğlenme ve öğrenme hedefine yönelik oluşturulurlar. Onları kısa süre içinde tüketim toplumuna sokmanın en kestirme yolunun ekrana bağlamaktan geçtiğini iyi bilenler, hazırladıkları yapımlar ve oyunlar ile hedeflerine kolaylıkla ulaşabiliyorlar. Dünyanın her köşesine bu yayın ve oyunları yayarak bir üst kültür oluşturmaya çalışıyorlar adeta. Düşünmeyen, yorumlamayan, vicdanını harekete geçiremeyen, sadece verilenleri öğrenen, ezberleyen, bilgi yüklü bireyler oluşsun isteniyor. Haz almayı ana hedef haline koyan bireyler oluşturmak için, giyinme hazzını modelistlik, kazanma hazzını yarış, güç hazzını ise şiddet oyunlarıyla doyurma ve yüceltmeye çalışıyorlar. Bu baskıdan kurtulmak hayli zor çocuklar için. Biz yetişkinler mahalle baskısına dayanamazken, çocuklarımızın bu uluslararası baskıya dayanmalarını beklemek haksızlık olur sanırım.
Modern yaşam çocukları evlere hapsetti. Toprakla, yeşille, hayvanlarla tanışamadı çocuklar. Metal ya da plastik oyuncaklar, kendi ruhsuzluklarını aşıladı çocuklarımıza. Büyülü ekranlara kilitlenip, vicdanları harekete geçirecek olaylardan haberdar olamadılar. Somali"de aç kalan, Filistin"de öldürülen, ideoloji veya inanç uğruna eline silah verilip ölüme gönderilen çocuklar için üzülmeyi öğrenemediler henüz. Ajitasyon yaparak değil, dünyada olup bitenleri takip etmelerini sağlayarak, magazin ve cinayet haberlerini değil, haber içeren haber bültenlerini birlikte izleyerek, birlikte gazete sayfalarını karıştırarak öğretebiliriz bunları. Bu süreci yaşarken önce onların soru ve yorumları için sabırlı olalım. Sonra bizler kısa yorumlar yaparak konuşalım, tartışalım olup bitenleri. Çözümler üretmeye çalışalım hayal dünyamızda. Yardım ellerimizi uzatabileceğimiz noktalara uzatalım ellerimizi birlikte. Acıyı paylaşmayı öğrensinler, başkalarının derdini dert edinebilsinler, şükredebilsinler ve sadece kendileri için yaşamasınlar bu dünyada diye. Barbie bebeklerin, robotların, transformersların ruhsuz dünyalarından alıp, merhamet dünyasıyla tanıştıralım çocuklarımızı. Yarının acımasız büyükleri olmasınlar diye.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.