Zekeriya Temizel''in istifasının ardından Bankacılık Üst Kurulu''nda diğer üyelerin de istifa edip etmeyecekleri gündeme geldi. Ancak şu ana kadar kurul üyelerinin bu yönde bir karar almadıkları ortada. Bunun yanısıra aldığımız bilgiler üyelerin, başkanın ismi üzerinde veya bundan sonra başkanlık koltuğuna kimin oturacağı konusunda herhangi bir sıkıntı yaşamadıkları. Üyelerin ortak kaygısı Kurul''un yapısıyla ilgili bir değişikliğe gidilip gidilmeyeceği noktasında yoğunlaşıyor. Temizel''in istifa gerekçesi olan, Kurul''un yeni bakan Kemal Derviş''e bağlanacak olmasının, Kurul''a yapılacak müdahalelerin artacağı, özerk yapının zedeleneceği endişesini üyelerin ön planda tuttukları bir gerçek. Aldığımız bilgiler, Temizel''in istifası ile birlikte toplu istifayı gündeme almayan üyelerin, Kurul''un bağımsızlığı ile ilgili bir problemin olması durumunda toplu istifayı gündeme getirecekleri.
Bu arada daha önce Kurul üyelerinin eski başkan Temizel''e toplu istifa etme önerisi götürdüklerini öğrendik. Özellikle bankalara el koyma kararlarının alındığı günlerde hükümet tarafından yapılan baskılar neticesinde üyeler böyle bir karar alma gereksinimi duymuşlar. Ancak Temizel''in ısrarlı tutumu karşısında bu kararlarından vazgeçmişler.
Derviş kurban edilir mi?
Son günlerde Başbakan ve Başbakan Yardımcılarının çok ilginç demeçlerini okuyoruz. Çok değil bundan sadece bir-iki ay önce her kesime karşı savundukları, hatta Ankara''da ofis açmayı bile düşündükleri Uluslararası Para Fonu''nu (IMF) yerden yere vuran demeçler veriyorlar. Bunu önce Başbakan Bülent Ecevit, daha sonra da yardımcısı Mesut Yılmaz yaptı. Kısacası IMF''yi kurban seçtiler. Bu durum karşısında şaşırmamak elde değil. Bu ülkeyi siz mi, IMF mi yönetiyor?
Bugün başarılı olmadığını kabul ettiğiniz ekonomik programı IMF''nin diretmesiyle istemeden mi kabul ettiniz? Eğer öyleyse niye bu programı Türkiye''nin son şansı olarak lanse ettiniz? Bu soruları bir süre önce sorsaydık, hükümetten çok sert tepkiler alırdık. Ancak bugün onlar IMF''yi defterden sildiler.
Gelelim bugüne. Ekonomiden sorumlu yeni Devlet Bakanı Kemal Derviş bugün, tutmayan ekonomik programı hazırlayan IMF''nin durumunda. Yani yerlere göklere sığdırılamıyor. "Bu işi çözerse Derviş çözer" mantığı yerleştirilmeye çalışılıyor. Aslına bakarsanız bu tamamen hükümetin bir taktiği. Çünkü yarın, bugün büyük umutlarla kamuoyuna lanse edilen yeni program tutmadığı taktirde IMF''nin düştüğü duruma Derviş''in de gelmesi kaçınılmaz. Yani hükümet topu kendinden atmak için her dönem mutlaka bir kurban buluyor. Sıradaki kurbanın adı Kemal Derviş.
