|
Ancak stratejik ortaklar böyle konuşur

WASHINGTON - Başbakan Erdoğan, ABD Başkanı''ndan randevu istediğinde iki ülke arasındaki klasik gündem maddelerinin başında PKK kadar önemli bir konu da İsrail''in Filistin''e saldırılarıydı. O sıkıntılı günlerin ardından talep edilen randevunun üzerinden geçen 3 aya kadar yakın sürede Lübnan olayı başladı ve bitti; beraberinde içerde PKK terörünün seyri yaşandı. Geçen zaman içinde içeride ve dışarda birçok şey aynı anda değişti. ABD, PKK için temsilcisi tayin etti ve eskisine oranla daha ciddi olduğuna dair en azından güçlü bir mesaj verdi. Türkiye ise, Lübnan olayına hem diplomatik hem de askeri olarak katılma kararını aldı. Elbette, bir önemli konu da yaklaşan Cumhurbaşkanlhığı seçimleri öncesinde ABD''nin AK Parti hükümetine yönelik tavrına ilişkin kanaatin ne olduğuydu. Spekülasyonlar ne kadar gerçekti; bu merak ediliyordu. Erdoğan''ın ziyaretinin gündemde olmayan en güçlü maddesini bu ilişkinin kalitesine ilişkin bilgiler oluşturuyordu.

Giderek güçlenen spekülasyonların ortak tezi Washington''un artık AK Parti''ye eskisi gibi olumlu bakmadığıydı. Bu cümlenin iki ülke ilişkilerinden çok Türkiye içine yayılmak istenen endişe dalgası olduğu belliydi.

Gerçeğin ne olduğuna dair ilk işaret görüşmenin beklenenden daha uzun gerçekleşmesiyle verildi. Görüşmenin ardından, Bush, Erdoğan''ı “benim arkadaşım ve barış adamı” olarak tanımlayıp, bütün konularda fikir birliğini ilan etti. Bu şüphesiz daha da güçlü bir işaretti.

Basın toplantısının hemen ardından görüymede ikinci koltukta oturan Dışişleri Bakanı Gül ile konuştum.

“Mübalağa etmiyorum, olağanüstü bir görüşme oldu. Bugüne kadar olanların en iyi diyebilirim” dedi. Ben üsteleyince, “İnan böyle. Umduğumuzdan iyi, olağanastü bir görüşme oldu” dedi.

Peki, diyaloglar sempatik miydi?

O açıdan da memnuniyet verici bir görüşme olduğu anlaşılıyor. Planlanan bir saatlik sürenin yarım saat daha uzaması üzerine, üç kez ikaz için içeri giren görevli sonunda Bush tarafından ikaz edildi.

Bush, oturur oturmaz Erdoğan''a, Dünya Bankas''ında çalışan oğlu Bilal''I sordu ve selam gönderdi. “Kendisini sorduğumu ona mutlaka iletin” demeyi de ihmal etmedi.

Görüşmenin yarım saate yakın bölümünü PKK ile mücaele oluşturdu. Bush, zaten bir süredir verdiği etkin mücdele mesajının tekrarlayarak, “Benim bu konudaki tavrımı biliyorsunuz. O konu için çok güvendiğim bir generali atadım, çalışmalara başladı” dedi. Erdoğan da “O halde gereken adımları atmanızı bekliyoruz. Biz de o generali tanıyan, başarılı bir emekli generalimizi görevlendirdik. Terörle mücadele, ABD''ye yönelik toplumdaki anti-Amerikan tavrı azaltmak için bir fırsattır” dedi.

Türkiye ile ABD arasında konuşulması gereken ne varsa masaya geldi. Bütün konular beklenenin ötesinde bir sempatik diyalog içinde konuldu. Bush, görüşmenin bir yerinde “Ancak stratejik ortaklar böyle konuşur” cümlesini sarfetti.

Başbakan''ın, basın toplantısında söze, “startejik ortağımız ABD''nin başkanı...” cümlesiyle başlaması da bu yeni durumun habercisiydi.

Paul Wolfowitz yeniden geldi

Erdoğan''ın Georgetown Üniversitesi''nde yaptığı konuşmanın sürpriz bir dinleyicisi vardı: Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz. Türkiye-ABD ilişkilerine düşen tezkere gölgesinden sonra Washington''daki şahinlerin “en şahin”lerinden biri olan Wolfowitz, Türkiye''ye yönelik tepkide ölçüyü kaçırmış, hayalkırıklığını yansıtacak ölçülü kelimeler bulmakta zorlanmıştı. Bu açıdan Wolfowitz''in Erdoğan''ı dinlemeye gelmesi ilginçti. Olayı daha ilginç kılan ise, aynı sürprizi bundan 4 yıl önce Erdoğan henüz Başbakan değilken yapmış olmasıydı. Başbakan''ın danışmanı Egemen Bağış''a göre bu, iki ülke arasındaki ilişkilerde “tezkere hıçkırığı”ndan sonra yeni bir dönemin başladığına dair işaretlerin en azından birisi. Yorum doğru. Ancak, Wolfowitz''in yeniden çıkıp gelmesinin; ABD''nin İran taleplerine tekabül eden bir başka “sembol” de olabileceği ihtimali hesap dışında tutulamaz. Sonuçta her şey bir sembol ve o semboller de iki ülke ilişkilerinin büyük resmini ortaya çıkarıyor. Wolfowitz döndüğüne göre, adımlarını izlemek daha önemli olacak...

18 yıl önce
Ancak stratejik ortaklar böyle konuşur
İşte Fetullah’la poz vermeye devam edenlerin fotoğrafı
Mülâhaza etmek
Siyasetçileri bürokratlara kurban etmek
Musallada bir sosyolog daha… Vehbi Başer’in ardından
Taşkent’in öbür yüzü