|
Deprem ve İsrail

Marmara''yı değil, tüm Türkiyeíyi halen etki altında tutan depremlerin ardından, yavaş yavaş bazı konular dile getiriliyor. Zaman geçtikçe deprem ve hemen sonrasında dikkatlerimizden kaçan bazı ayrıntılar, giderek daha fazla önem kazanacak.

Depremle ilgili, biraz da Sağlık Bakanı aleyhine ortaya çıkan tepkilerin etkisiyle, en dikkat çekici tartışmalardan birisi, memleketimizin hangi ülkelerden yardım alıp almadığı yahut da hangilerinin daha az ya da çok yardımda bulunduğu idi.

Dün emekli bir asker aradı ve gazetenin bazı haberlerini eleştirdi. Deprem sonrasında İslam dünyasının yaptığı yardımların gözardı edildiği yolunda "bizim" basınımızda çıkan haberlerin, çok da gerçeği yansıtmadığını, biraz depremi kullanarak "siyaset yapma" amacı taşıdığını ifade etti. Biz de durumun böyle olmadığını, ancak bazı basın yayın organlarında özellikle birkaç ülkenin öne çıkarıldığını ve bunun greçeklerin üzerini örtemesini engellemek amacında olduğumuzu ifade ettik. Örnek olarak da herkese teşekkür ettiğimiz manşetimizden bahsettik kendisine.

Doğrusunu söylemek gerekirse, depremin başından bu yana özellikle bir-iki gazete, "İsrail''in yaptığı yardımları" yere göğe sığdıramıyor. Aralarında kocaman sayfalarla İsrail''e minnettarlık ifade edenler de oldu.

Bir başka doğru, İsrail''in dünyanın neresinde olursa olsun kendi vatandaşlarına ya da vatandaşı olmasa bile yahudilere gösterdiği hassasiyetin bir kez daha ortaya çıkmasıydı. Kendi şanına yakışır biçimde, elinde yeterli istihbari bilgiler hareket etti, kendi insanlarına ulaştı. Bununla da kalmadı, depremle ilgili pekçok kurtarma çalışmasında aktif olarak yeraldı.

Bu yardımların takdir görmesini yadırgamamak anlamsız. Ama aynı ölçüde İsrail yardımlarının nedereyse tek başına kurtarıcı rolü oynadığını iddia edenlerin, acaba başka bir değirmene su taşıyıp taşımadıkları konusunda kuşkulu düşünceler dolaşıyor ortalıkta.

Mesela özellikle İsrailíle son yıllarda geliştirilen askeri işbirliği anlaşmaları hatırlatılarak, "Şimdi bu işbirliğinin daha da derinleşmesi için yeni adımla beklenebilir" deniliyor.

Nitekim önceki gün itibarıyla bu konuda bazı "deneme-yoklama" haberleri ortaya çıkmaya başladı. "İsrail Gölcükíü yeniden inşa edecek. Elektrik, su, telefon hatları baştan aşağı İsrail tarafından yapılacak. Gölcükte askeri altyapıyı oluşturmayı taahhüt ettiler." gibi haberler basında boy göstermeye başladı.

Bu konularda "Genelkurmayíın henüz bir anlaşma ya da taahhütte bulunmadığı" biliniyor. Ancak deprem sonrasında özellikle Gölcük''ün uğradığı yıkım ve İsrail yardımları konusundaki "kamuoyu" bu konuda önemli bir baskı unsuru olarak ortaya çıkıyor.

Peki böyle bir "inşa"nın ne türden sakıncaları olabilir. Galiba bununla ilgili birkaç örnek bile bir başka yazı konusu olabilir.


25 yıl önce
Deprem ve İsrail
Evet sokağa çıkamayacak hale geleceksiniz!
Batı’da İsrail spiritüel bir tutkuya dönüştürüldü...
Din savaşı
13 şehit
İstanbul’da bir Yemenli âlim: Abdülmecid el-Zindanî