|
Demokrasilerde ne özgürlük ne de iktidar sınırsızdır

Türkiye''de tek parti döneminde, yöneticiler iktidarlarının sınırsız olduğuna inanıyorlardı. Dayatmacı yöneticiler, özel ve kamusal alan farkı gözetmeden, kendilerinde yönetilenlerin düşünce ve eylem alanlarını belirleme gücü görüyorlardı. Onlar seçimle değil, güçle ele geçirilen iktidarlar, istenilen her şeyin yapılabileceğini düşünüyorlardı. Politik ve ekonomik alan gibi, kültür ve sanat alanını da düzenlemek, onların hakkıydı.

*

Çok partili dönemle gelen seçimler ve çoğulculuk, dayatmacıların, iktidarlarını büyük ölçüde sınırladı. Türkiye''deki dayatmacı kesimler, yönetilenlerin özgürlükleri gibi, yönetenlerin iktidarlarının da bir sınırı olduğunun bilincine vardırlar. Yönetilenler her isteklerini yapamazlarsa, yönetenler her düşündüklerini, uygulayamazlar. Nasıl özgürlük mutlak olmazsa, iktidar da mutlak olmaz.

*

Çok partili demokratik yönetimlerde, hem özgürlükler, hem de iktidarlar, mutlak olmaktan önce sınırlıdır. Yönetenler için iktidar, yönetilenler için özgürlük, başkalarının iktidar ve özgürlüklerinin başladığı sınırda son bulur. Bu yüzden, demokrasilerde, yönetenler yönetilenlerin yalnızca kamusal alanlarını düzenlerler, özel alanlarına karışamazlar. Bunun için, hem Fransa, hem de Türkiye''de kamusal alanın sınırları, en çok tartışılan konuların başında gelmektedir.

*

Demokratik yapılarda, yasaların düzenlenmesi, yasaları uygulama organları ve hukukun üstünlüğüne dayanan mahkemeler, siyasi kararların anayasaya uygunluğunun denetimi ve yerinden yönetim, yönetenlerin iktidarlarını ve yönetilenlerin de özgürlüklerini sınırlama araçlarıdır. Sözkonusu kurumlar, yönetenler ve yönetilenler, güçlerini toplumlarının medeniyet ve tarih bilinçlerinden alırlar. Her ülkenin medeniyet ve tarih bilinci, yüzyılların içinden devrişilen değerlere dayanır.

*

Türk toplumunu büyük bir millet ve büyük birdevlet yapan değerlerin başında “kimsenin kimseye üstünlüğü yoktur, herkes hukuk karşısında eşit hak ve özgürlüklerle doğar ve yaşar” ilkesi gelir. Bu bağlamda, ekonomik, siyasal ve kültürel hayat birbirleriyle iletişim ve etkileşim içinde olan bir bütündür. “Haklıyla haksızı birbirinden ayıran hukukun üzerinde hukuk yoktur” diyen, Anadolu insanın düşünce ve eylem dünyasında, belirleyici olan, seküler diğil, kutsal kültürdür.

*

Demokratik yönetim, Avrupa merkezci ya da Asya merkezci bir birikim olmaktan daha çok evrensel bir birikimdir. Bu yüzden, İngiltere, Japonya, İsrail ve Hindistan''da uygulandığı gibi, Türkiye, Endonezya ve Cezayir''de uygulanabilir. Bu da, bütün dünyanın Roma paralarındaki “çift yüzlü ilah janus” gibi , iki yüzlü olmayı bırakıp, dünyadaki demokratik yönetimlerin yanlarında yer almalarıyla başardılır.

*

“Avrupa tarihi diye birşey yoktur, var olan yalnızca dünya tarihidir” diyen, Marc Bloc, büyük ölçüde haklıdır. Dünyada her ülkenin birikimine katkıta bulunduğu, evrensel bir tarih vardır.

Menderes çok miladlı dünya demokrasisinin önemli bir miladıdır.

14 yıl önce
Demokrasilerde ne özgürlük ne de iktidar sınırsızdır
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?
Nazlı seçmen günlerinde siyaset