|
Eleştirinin olmadığı ülkede gelişme olmaz

Avrupa"ya doğru uzun bir yürüyüşe çıkan Anadolu insanının, güçlü olduğu dönemlerde, devlet ile milletin ortak bir kızıl elması vardı. Strateji Türk toplumunun bayrağını, bütün dünyaya taşımaktı. Devlette milletin el ele vermesiyle, sağlanan uyum ve düzenle Anadolu insanı, Osmanlı döneminde bayrağını, üç kıtaya taşıdı. Türkler yüzyıllarca Avrupa"nın en güçlü ve en etkili ülkesi olmayı bildiler.

*

Tanzimat"tan sonra devlet ile millet arasındaki uyum ve düzen büyük ölçüde bozuldu. Devletin millet için var olduğu unutuldu. Merkezi yönetim güçlendirilerek, devlet kutsallaştırıldı. Devleti yönetenler, eleştirilemez ve dokunulmaz bir statü kazandılar. Devletin saygınlığı, özgürlüklerin alanı daraltılarak korunmaya çalışıldı. Tek parti yıllarında, baskı ve şiddete dayanan devlet, bütünüyle dayatmacı bir yapıya büründü.

*

Dayatmacılığın doruk noktasına çıktığı ülkelerde, sorumluluk her zaman iç ve dış düşmanlara yüklenir. Kusur ve eksikler başkalarında arandığı için, hiçbir alan da eleştiriye kapı açılmaz. Kutsallaştırılan devleti yönetenler, hata yapmazlar, iyiliklerin kendilerinden, kötülüklerin başkalarından kaynaklandığını sürekli vurgularlar. Onlar milletin devlet için var olduğunu düşünürler, her şeyin en doğrusunu bilirler, milletin devleti izlemesini isterler.

*

Dünyanın neresinde olursa olsun, eleştirinin özendirilmediği ülkelerde, ister kültürel, ister ekonomik, isterse siyasal olsun, hiçbir alanda gelişme olmaz. Dünya"nın her yerinde, dayatmacı yönetimler, milletin üretim değerlerinden önce güvenlik örgütlerinin baskı ve denetim güçlerine dayanırlar. Bu yüzden, tarih boyunca, devleti dayatmacı, milleti varlıklı bir ülke olmamıştır. Çünkü yasa devleti olmak, adil devleti olmak değildir.

*

Eleştirilmeyen, hata yapmadığı düşünülen, aklanmaya ihtiyaç duymayan yöneticilerle, devlet ile millet arasındaki kan uyuşmazlığı gidermek mümkün değildir. Türkiye gibi, kendisine sürekli iç ve dış düşman bulan, durmadan korkuları büyüten ülkeler, hayatın hiçbir boyutunda, dişe dokunur bir varlık gösteremezler. Bir ülke başarısızlıklarının sorumlularını, ülkesinden başka ülkelerde ararsa, gölgesinden başka sorumlu bulamaz.

*

Eleştirmesin bilen Türkiye"nin önündeki en büyük engel, eleştirilmeyen Türkiye"dir. Eleştirilmekten korkanlar, eleştirmesini bilmeyenlerdir. Onların gıdası, eleştiri değil suçlamadır. Onlar suçlamaya alıştıkların için, suçlanacaklarını bilirler. Bunun için, kendilerine katılmayanlara savaş açarlar.

*

Dünya"daki bütün ülkelerde eleştiri, yönetenleri suçlamaktan daha çok doğruyu aramak için yapılır. Ülkelerin doğruyu arayan ortak akılları, eleştirmekten ve eleştirilmekten korkmayanlarla yeni boyutlar kazanır.

*

Eleştirmesini bilenler, akıl teri kadar gönül teri de dökerler.

*

Türkiye geleceğe geçmişin eleştirisiyle taşınacaktır.

*

Geçmişini sorgulamayan geleceğini aydınlatamaz.

11 yıl önce
Eleştirinin olmadığı ülkede gelişme olmaz
ECB elindeki tüm kartları sürdü
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir