|
Hareket toplumu

Türk dünyasının büyük bilgesi Ahmet Yesevi''nin yolunda, kitap ve kalemle silahlanmasını bilen Anadolu insanı, sürekli hareket halinda yaşamıştır. Türklerin kimliklerini korumada ve yabancı saldırılarına karşı koymada, Tasavvuf kültürünün hazineleri, eşsiz bir güç ve canlılık kaynağı olmuştur. Türkler yollarının geçtiği her coğrafyayı dergahlar, çarşılar ve hanlarla donatarak, ''alan el” değil, “veren el” olduklarını göstermişlerdir.

* * *

Bir hareket toplumu olan Türklerin düşünce ve eylem dünyalarında, görünen ve görünmeyen dünyanın sultanları olmak üzere iki büyük güç odağı vardır. Devletin önde gelenleri görünen, milletin önde gelenleri de görünmeyen dünyanın sultanlarını temsil ederler. Bu yüzden, Türklerin yönetim geleneğinde, devlet ile millet arasında eşsiz bir uyum, düzen ve denge vardır. Onlar hareket toplumunda, paylaşılmayan iktidarın uzun ömürlü olmayacağı, çok iyi bilirler.

* * *

Hafta sonunda, Avrasya Bir Vakfı''nın değerli yöneticileri Şaban Gülbahar ve Abdullah Kılıç''ın özverili çalışmalarıyla, süreklilik kazanan “Küçük çekmece Kültür Toplantıları”na konuşmacı olarak katıldım. Dr. Muhammed Bamyacı''nın yönettiği toplantıda, başta Prof. Dr. Adem Esen, Cevdet Akçalı, Murat Altıparmak, Zeliha Öztürk, Yılmaz Sönmez, Ümit Öztürk olmak üzere, yüzü aşkın bilgi ve bilgelik sevdalısı katılımcıyla, “Ordu Milletten Girişimci Millete Dönüşen Türkiye''nin geleceğini tartıştık.

* * *

Yirmibirinci yüzyılda, ordu milletten girişimci millete dönüşen Türkler, yalnızca Batı dünyasıyla değil, Çin ve Hint dünyasıyla da ortaklık yaparak, ürettikleri ürün ve hizmetleriyle birlikte değrelerini de dünya pazarlarına taşımak istiyorlar. Türk ve İslam dünyasından çıkacak girişimciler, yüzyılların içinde oluşan yardımlaşma ve dayanışma kültürünün en güzel örneklerini vererek, yeni ipek yollarının ve dünya barışının en büyük güvencesi olacaklardır.

* * *

Girişimcilik kültürü, kazanırken kazandıran, kazandırırken kazanan girişimcilerin elinde yeni boyutlara ulaşır. Bunun için, çarşıları camilerle, camileri çarşılarla bütünleştiren Anadolu insanı, gittiği her coğrafyanın kültürel dokusuyla birlikte ekonomik yapısına da, hem büyük bir canlılık, hem debüyük bir zenginlik kazandırmıştır. Çünkü, ortaklık yapmasını bilen Anadolu insanının kültüründe üretmesini bilenler, her yerde ve her zaman el üstünde tutulmuşlardır.

* * *

Dünyanın her yerinde girişimcilerin dönüştürücü güçleri,toplumların en varlıklıları gibi üretirken, en yoksulları gibi yaşamalarından kaynaklanır. Onlar bütün insanlığa tükettikleriyle değil, ürettikleriyle örnek olurlar. Toplumların ekonomik, siyasal ve kültürel yapılarını, tükettiklerinden daha fazlasını üretenler değiştirirler.

* * *

Girişimciler dünyaya üreten gözlerle baktıkları için, dünyanın görünen ve görünmeyen kaynakları bütün sırlarıyla onların gözlerinin önlerine serilirler.

* * *

Üretim peşinde koşanlar toplumları zenginleştirirken, tüketim peşinde koşanlar ise, yoksullaştırırlar.

* * *

Girişimcilikte hayatın nasıl kazanıldığı kadar nasıl yaşanıldığı da önemlidir.

* * *

Girişimciler akılla kazanırlar, gönülle tüketirler.

13 yıl önce
Hareket toplumu
Eden kurtulmuş, diyen kurtulamamış
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?