|
Her şehir bir çekim merkezidir

Dünyanın her yerinde şehirler, ülkelerin kültürel, ekonomik ve siyasal güç merkezleridir. Bir şehirin şehir olabilmesi için, belirli bir büyüklüğe ulaşması, bir yandan üretim, bir yandan da tüketim odağı olmasına bağlıdır. Farklı kültürlerden gelen kesimlerin birlikte yaşamadığı şehirler, hiçbir alanda canlılıklarını koruyamazlar. Şehirlerin gücü, her alanda çekim merkezleri olmalarına dayanır.

*

Tarihin her döneminde, dengeli ve düzenli bir biçimde şehirleşen toplumlar, kendileriyle birlikte çevrelerini değiştirirler. Her dönemin güçlü devletleri, şehirleşme sürecini başarıyla tamamlayan ülkeler olmuştur. Toplumlarının şehirleşmelerine hız ve yoğunluk kazandıramayan yönetimler, hem kültürel, hem de ekonomik alanda atılım yapamazlar. Şehirler kültürlerin ve ekonomilerin ortak alanlarına inşa edilirler.

*

Yüzyılların içinde oluşan tarihi yapılar, şehirlerin dünyaya açılan vitrinleridir. Vitrinlerini sürekli yenilemeyen şehirler, kökleri geçmişte olan gelecek olamazlar. Şehirler vitrinleriyle kişilik ve kimlik kazanırlar. Korular, parklar ve bahçelerden oluşan yeşil alanlar, şehirlerin nefes alıp verdikleri hayat kaynaklarıdır. Bu yüzden, Anadolu insanının kültüründe, ağaçlar vazgeçilmez bir yer tutarlar. Bunun için, Fatih İstanbul"da ormandan bir dalla, bir insan hayatını bir tutmaktan kaçınmamıştır.

*

Asya"nın ortalarında Avrupa"nın ortalarına kadar uzanan geniş bir coğrafyada, Anadolu insanının kurduğu şehirlerin merkezinde çarşı, cami ve çeşme olmak üzere üç ana kurum vardır. Onun kurduğu şehirlerin çeşmelerinden yalnızca, su akmaz, bütün bir akar. Anadolu"nun büyük düşünürü Sezaki Karakoç, şehirlerin meydanlarındaki çeşmeleri, sözün sultanı şairlere benzetir. Çeşmeler toplumların bedenlerini, şairler ruhlarını arıtırlar.

Anadolu insanının kurduğu şehirlerde, camiler kültürün, çarşılar ekonominin yeni boyutlar kazandığı, düşünce ve eylem alanlarıdır. Bu şehirlerde insanlar, cami ile çarşı arasında uyum ve düzeni sağlarlarsa, toplumun kültürel dokusunu güçlendirmekle kalmazlar, ekonomik yapısını da sağlamlaştırırlar. Bunun için, Anadolu insanının kültüründe, "çarşının yolunu öğrenme" vazgeçilmez bir yer tutar. Dünyanın her yerinde, şehirler, çarşılarıyla büyürler, çarşısız şehir, şehirsiz çarşı olmaz.

*

Şehirler kültürle ekonomiyi, merkezle çevreyi birlikte harmanlamayı öğrenirlerse, dönüşmeden dönüşürler, kendileriyle birlikte dünyayı da değiştirirler. Şehirlerde zenginlik, yukarıdan aşağıya doğru değil, aşağıdan yukarıya doğru inşa edilir. Toplumları zengin olan ülkelerin, şehirleri zengin olur. Bu yüzden, dünyada devletlerden daha çok şehirler, ağırlık kazanıyor.

*

Dünyada yatırımlar, devletlerin çorak topraklarına değil, şehirlerin verimli topraklarına yapılmalıdır.

*

Şehirler ülkelerin hem açık işletmeleri, hem de açık üniversiteleridir.

*

Şehirleri yöneticilerden önce ortak akıl yönetir.

*

Ortak akıl en zengin açık kaynaktır.

٪d سنوات قبل
Her şehir bir çekim merkezidir
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı