|
İslam dünyası yeni bir Nuh gemisi arıyor

Atlantik''in iki yakasını tutan Amerika ve Avrupa ülkeleri, tarihin derinliklerinden kaynaklanan İslam korkusuyla, Müslüman ülkelerdeki demokrasi hareketlerini sürekli dinamitlediler. Hristiyan Batı dünyasının, İslam dünyasına karşı önyargılı tutumu, Avrupa''daki Müslüman düşmanlığını, Endülüs ve Osmanlı dönemlerindeki boyutlara taşıdı. Bütün dünyada terör islamla, terörist Müslümanla özdeşleştirildi.

*

Amerika''nın Orta Doğu''nun kalbindeki silahlı gücü İsrail, hukuk ve etik tanımayan savaş stratejileriyle, Orta Doğu''yu dehşet verici bir kan denizine dönüştürdü. Kan denizi, yalnızca İsrail''in değil, bölge ülkeleriyle birlikte, bütün dünyanın geleceğini tehdit ediyor. Filistinliler, Ürdünlüler, Lübnanlılar, Suriyeliler, Iraklılar, Mısırlılar ve Körfez ülkeleri, kendilerini barış adasına taşıyacak, kurtarıcı bir Nuh Gemisi bekliyorlar.

*

Bütün ülkeleriyle İslam dünyası, doğum sancıları mı, ölüm ağrıları mı, ne olduğu tam olarak kestirilemeyen, büyük acılar çekiyor. Doğusu ve Batısıyla kare dünya, savaştan elini çekerek, barışı doğurmasını bir türlü başaramıyor. Barışın savaşa gitmesi yetmiyor, artık savaşın da barışa giderek, ortak bir buluşma ve tartışma platformu oluşturması gerekiyor. Bu platform, İslam dünyasını ''kan'' yerine, ''ter'' dökmeye çağıracak, yeni bir Nuh Gemisi olmalıdır.

*

İslam dünyasının olduğu kadar Batı dünyasının da kan denizinden, barış adasına taşıyacak olan yeni Nuh Gemisi ''Senin dinin sana benim dinim bana'' diyerek, kültürel, siyasal ve ekonomik hayatta, köklü dönüşümlerin yolunu açacak, herkese yer olan, büyük ''Demokrasi Gemisi''dir. Demokrasi kuramcısı Giovanni Sartori''nin vurguladığı gibi: ''Tarih, Sisyphus efsanesi gibidir, her kuşak yeniden başlar. Hiç birimiz uygar olarak doğmadık, gerçek doğum tarihimiz sıfır yılıdır.'' Hiçbir ülke demokrat olarak doğmadı. Her ülkenin demokrasicisi kendisiyle başlar. Her ülke kendi demokrasisini kendisi inşa eder.

*

Demokrasinin herkesin paylaştığı ve desteklediği tek ve değişmez bir tanımı yoktur. Değişik ülkelerde, birbirine yakın uygulamaları olan demokrasinin tarihi çok yenidir ve yıldan yıla yeni açılımlar kazanarak gelişiyor. Demokrasi seçenleri ve seçilenleriyle, temel hak özgürlüklerle birlikte, hukukun olduğu kadar etiğin de, üstünlüğünü güvence altına alan, sürekli yenilenen, karmaşık bir kurumlar ve kurallar yumağıdır. Demokratik kültür, çoklukta birliği arama kültürüdür.

*

Demokratik yönetimlerde, yardımlaşma, dayanışma ve paylaşma doruk noktasındadır. Temel hak ve özgürlüklere öncelik veren, demokratik yönetimlerin başarısı paylaşmasını bilmelerinden kaynaklanır. Demokrasiler, ''paylaşmanın olmadığı yerde gelişme olmaz'' diyen, yöneticilerle ayakta dururlar. Demokrasinin dili herkesin öğrenmek zorunda olduğu, kare dünyanın dilidir.

Demokrasiler dayandıkları tarihsel kaynaklarla, geleceklerine ışık tutarlar ve yön gösterirler. Bu bağlamda, Batı dünyası Atina''yı, İslam dünyası Medine''yi referans alır.

*

Türkiye''de Siyaset Bilimi''nin öncülerinden Şerif Mardin''nin işaret ettiği gibi, Medine''de ''Doğrudan Demokrasini''nin ilk örneği verilir.

*

İslam dünyasında demokrasi geleneğinin köklü bir tarihi vardır.

*

Demokrasiye güvenmek insana güvenmektir.

*

İnsan demokrasinin gemisi ve pusulasıdır.

*

Bahçe demokrasi insan bahçıvandır.

il y a 10 ans
İslam dünyası yeni bir Nuh gemisi arıyor
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi