|
Kapalı Çarşı gül medeniyetidir

Batı ülkelerinden bütün dünyaya ihraç edilen seküler kültürde, herkesin her gün tüketilen ürün ve hizmetlerin hacmini biraz daha büyütmeleri, gelişmişliğin kutsal ölçüsü haline gelmiştir. Tüketimin böylesine kutsanması, insanların ihtiyaçlarından daha çok isteklerinin karşılandığı alış veriş merkezlerinin, ekonomik ve kültürel hayatın odak noktasına yerleşmesine yol açmıştır. Dünyanın her yerinde, tüketim yaşamanın aracı olmaktan çıkmış, hayatın amacı olmuştur.

*

Kültürel hayat derinleşirken, ekonomik hayatın da zenginleşmesi için, bütün şehirlerin avm''lerden önce çarşılarla donatılması gerekir. Çünkü, avm''ler insanların isteklerini karşılamaya odaklanarak, toplumların açgözlülüklerini büyütürler. Cahit Zarifoğlu''nun “İşaret Çocukları” şiirindeki anlatımıyla, “Yasin Okunan”, gül kokan, “tütsü tüten” ve “cami avlularına açılan” çarşılarda ise, insanların ihtiyaçlarına odaklanılarak, hem karınları, hem de gözlerinin doyurulması amaçlanır.

*

Hafta içinde, yılların televizyon programcısı, onlarca başarılı programın yapımcısı, Cihat Zafer''in Kanal a''da, her akşam hazırlayıp sunduğu “Ekonomi Gündemi” programına katıldım. Zafer''in kültürü ve ekonomiyle, ekonomiyi de kültürle bütünleştirdiği programda, Dernek Başkanı Dr. Hasan Fırat ile birlikte, “İstanbul''un Kapalı Çarşı''sını, Kapalı Çarşı''nın İstanbul''unu” ele aldık. Avrupa yakası Medine, Asya yakası Mekke olan İstanbul gibi, Kapalı Çarşı da, Türklere Fatih''in armağanıdır.

*

Bursa''dan Üsküp''e, Şam''dan Kahire''ye, Anadolu insanı yönetimine katıldığı, güvenliğinden sorumlu olduğu her kenti, cami, çarşı ve okullarla donatmıştır. Fatih, Eyüp Sultan Türbe ve Camisi ile İstanbul''un kültürel dokusuna, Kapalı Çarşı ile de ekonomik yapısına yeni boyutlar kazandırmıştır. “Bir dükkanla çarşı olmaz” diyen Bilge Sultan''ın Kapalı Çarşı''sı, binlerce işyerleri, yüzlerce sokakları ve camilerle bütünleşen kapılarıyla, uzak görüşlülüğün büyük bir anıtıdır.

*

Anadolu insanının düşünce ve eylem dünyasında, çarşılar üretimde yardımlaşmanın, tüketimde paylaşmanın doruk noktasına ulaştığı alanlardır. Sezai Karakoç''un Kapalı Çarşı şiirinde vurguladığı gibi: “Kapalı Çarşı içinde kapalı rüya çarşıları” ile “Açık ve keskin yumuşak ve güzel Kur''an sesleri” vardır. Kapalı Çarşı''larda “yağmur karşılıklı yağar”, kazandıranlar kazanırlar, kazananlar kazandırırlar. Güzellikte yarışma kültürün, dürüstlükle dayanışma ekonominin temelidir.

*

Karakoç Gül Muştusu isimli uzun şiiriyle, kültür ve ekonomisiyle, “Gül” seven ve “Gül” koklayan Fatih''in İstanbul''unu bütün kurum ve kuruluşlarıyla, geçmişten geleceğe taşır. Onun İstanbul''unda, bütün kesimleriyle, bütün bir toplum, “Gül satarlar” ve “Gül taşırlar dünyanın bütün ülkelerine.” O İstanbul''da “Gül yaprağından kubbe”ler, “Gül fidanından çatı”lar ve “Gül kokusundan anne”ler vardır.

*

Kapalı Çarşı''lar, gösteriş tüketiminden uzak kapalı yapılarıyla, Anadolu''nun ekonomisinde olduğu kadar kültüründe de vazgeçilmez bir yer tutarlar. Onun hem kültürünün, hem de ekonomisinin özü ve özeti “Gül”dür. “Gül” güzelliktir. “Gül” gerçektir, “Gül” elin emeğidir.

*

Kapalı Çarşı''larda “Gül”den terazi tutulur, “Gül” “Gül” ile tartılır.

13 yıl önce
Kapalı Çarşı gül medeniyetidir
Târih tekerrür mü ediyor?
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?
Amerikan siyasetinin İsrail ‘trajedisi’
Jeopolitik sürpriz: ABD, Rusya ve İsrail nasıl anlaştı?