|
Osmanlı Millet Sistemi’nin Avrupa Millet Sistemi’ne dönüşmesi

Dünyadaki her terör saldırısı, Ortadoğu'da olduğu kadar Avrupa'da da, büyük toplumsal kutuplaşmalara yol açıyor. Terör saldıları, İspanya'daki Kurtuba, Türkiye'deki Aysofya gibi, iki medeniyeti kacaklayan Avrupa'da, farklı Müslüman ve farklı Hristiyan algılarını, bütün dünyada tartışmaların merkezine yerleştirdi. Avrupa'daki gelişmeler, dünyadaki kutuplaşmanın, Müslümanlarla Hristiyanlar arasında olmaktan daha çok, Batı dünyasının, seküler kültürün misyonerliğine soyunmasından kaynaklandığını ortaya koydu.



*


Fizik ile metafizik, görünen ile görünmeyen, özel ile kamu alanlarını, aşılmaz sınırlarla birbirinden ayıran seküler kültürün, doğum yeri Fransa'dır. İngiltere'nin çok kültürlü siyasal yapısına karşılık, Fransa farklılıkları görmezden gelen, tek kültürlü bir siyasal yapıya sahiptir. Bu yüzden, Avrupa'daki Müslümanların camileri, başörtüleri, namazları ve oruçlarıyla kamusal alanda yer almaları, en çok Fransa'da tartışılıyor. Sosyolog Prof. Dr. Nilüfer Göle, “Gündelik Yaşamda Avrupalı Müslümanlar” kitabıyla, kamusal alanda Müslümanların karşılaştıkları sorunlardan yola çıkarak, oluşmakta olan Yeni Avrupa'nın dinamiklerine ışık tutuyor.



*


Müslümanlar Batı'da yeni değiller, 711'de Araplarla 1354'te Türklerle Avrupa topraklarına ayak bastılar. İslam o yüzyıllardan bu yüzyıla, Avrupa'dadır. Buna karşılık, Müslümanların Endülüs ve Osmanlı sonrası, Yeni Avrupa'da varoluşları, Yirminci Yüzyıl'ın ikinci yarısında, kamusal alanlarda etkili bir görünürlük kazandı. Artık Müslümanlar Avrupa ülkelerinin, ekonomik, siyasal ve kültürel yapılarının vazgeçilmez bir parçası haline geldiler. Bunun için, her ülkede, İslam korkusu ve Müslüman düşmanlığı yıldan yıla katlanarak artıyor.



*


Almanya'da Thilo Sarrazin'nin, İslam'ın Avrupa'ya yabancı, Hristiyanlığa karşı olduğunu ileri sürdüğü “Almanya Kendini Yok Ediyor” kitabı, çok kısa zamanda bütün Avrupa'da büyük ilgi gördü. Berlin'in Türk mahallelerinin ortaya çıkması, bütün ülkelerdeki ırkçı partileri büyütüyor. Oysa Batı dünyası, Ortadoğu'da çifte standartlı davranmayıp, seküler kültür ihraç etmeye kalkışmasaydı, Avrupa'da Hristiyanlarla Müslümanlar arasında böylesine büyük gerginlik yaşanmazdı.



*


Avrupa durup geçmişine bakmalıdır. Avrupa'nın temelinde, Yunan, Roma, Hristiyanlık olduğu kadar, Endülüs, Osmanlı ve İslam vardır. Avrupa Müslümanlarla barış içinde bir arada yaşamak için, düşmanlıkları körüklemeyi, bir kenara bırakıp, iki kültürün geçmişte nasıl bir arada yaşadığını araştırmalıdır. Avrupa'nın geleceği geçmişindedir. Müslüman, Hristiyan ve Yahudileri bir arada tutan “Osmanlı Millet Sistemi”, gelecekte “Avrupa Millet Sistemi” adı altında, Avrupa Birliği ülkelerini bir arada tutacaktır.



*


Nasıl Amerikalılar, ilk ismi Hüseyin olan bir başkan seçtilerse, Avrupalılar da gelecekte bir çok ülkede ilk ismi Osman olan başbakan seçeceklerdir. Avrupa Millet Sistemi'nde kişilerden önce kurumlar gelir. Ülkelerde kimin bakan olduğu değil, nasıl bakan olduğu önemlidir. Avrupa Birliği ayakta kalmak için, kişilerden daha çok kurumlarla özdeşleşmelidir.



Dünya Birliği için, referans kaynağı Atina'dan önce Yahudi, Hristiyan ve Müslümanların ortak kutlu kenti Kudüs'tür. Kudüs kutsal kültürün başkentidir.



*


İslam kitaplı büyük dinler arasında, en sonda gelmesine rağmen, en başta olandır. İlk Peygamber'le başlar, Son Peygamber'le tamamlanır.



*


Osmanlı Millet Sistemi, Avrupa'da Müslümanların olduğu kadar Yahudi ve Hristiyanların da en önemli güvencesidir.



*


Kişiselleşen birlikler değil, kurumsallaşan birlikler uzun ömürlü olur.



*


Kişiler ölümlü kurumlar ölümsüzdür.




#Ortadoğu
#Thilo Sarrazin
#Osmanlı Millet Sistemi’
#Endülüs
#Osmanlı
#Nilüfer Göle
8 yıl önce
default-profile-img
Osmanlı Millet Sistemi’nin Avrupa Millet Sistemi’ne dönüşmesi
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti