|
Parti başkanları demokrasinin sonu

İktidarın büyüsünden yalnızca bilge başkanlar kurtulabilir. Çünkü onlar bilirler ki, güçleri sahip oldukları yetkilerden değil, kendi birikimlerinden gelir.

Meclis''te Demirel''in süresinin uzatılmasıyla ilgili oylama, demokratik mekanizmasının işletilmesinin Türkiye''nin geleceği açısından ne kadar önemli olduğunu ortaya koydu.

Parti başkanları seçim listelerinin hazırlanmasında son sözü söyledikleri için, milletvekillerini memurları olarak görürler. Bu yüzden, hiçbir siyasi kuruluşta parti içi demokratik mekanizma işlemez. Başkanlar partileriyle birlikte ülkenin de sahibiymiş gibi davranırlar.

Her güç merkezinin çevresinde olduğu gibi başkanların yakınları ilkesiz tutum ve davranışlarıyla, onların güçlerine güç katarlar. Başkanlar güçlerinden yararlanmak için, etrafını kuşatanlardan başka kimseyi ne görürler, ne de dinlerler.

Çevresinde oluşan çıkar gruplarını aşarak, geniş kesimlerle ilişkiye geçen liderler, Türkiye gibi, üretim gücü düşük ülkelerden pek çıkmaz. Bizim gibi ülkelerde parti başkanların gücü kendilerinden değil, tasarruf hakkını elde ettikleri zenginliklerden kaynaklanır. Bunun için Türkiye''de istifa mekanizması hiçbir zaman çalışmaz.

İktidarın büyüsünden yalnızca bilge başkanlar kurtulabilir. Çünkü onlar bilirler ki, güçleri sahip oldukları yetkilerden değil, kendi birikimlerinden gelir. Onlar nerede bulunursa bulunsunlar, topluma ışık tutmasını bilirler. Onlar için önemli olan ne dağıtmaya yetkili oldukları değil, ne olduklarıdır.

Dayatmacı başkanlar, iktidarlarını korumak için, bütün bir ülkeye ateşe verebilirler. İktidar partileri dayatmacı politikalarını uygulayabilmek için, 99 yılında ülkeyi yoksullaştırdılar. Ecevit, Demirel''in süresini bir dönem daha uzatarak, yoksullaşmanın devam etmesine çalışıyor. Çünkü dayatmacı politikalarla bir ülkenin üretim gücünün büyütülmesi mümkün değildir.

Dayatmacılıkta yarışan İttihatçılar, on sene gibi kısa bir sürede, koskoca Osmanlı Devleti''ni parçaladılar. Onların toplumdan ve dünyadan kopuk, "ben yaptım oldu" diyen politikalarıyla, altı asırlık Osmanlı Devleti Ankara''ya çekilmek zorunda kaldı.

Aynı İttihatçıların uzantıları, "benden sonrası tufan" diyerek, Anadolu insanının iradesine ipotek koymak için, her yola başvuruyorlar. İktidarlarını korumak için, en büyük bölücülüğü yapıyorlar. Ancak, biz ülkenin bütünlüğünü koruyoruz, diyorlar.

Parti başkanları var, milletin gönlünde yaşıyor.

Parti başkanları var, ölmeden önce öldüler.

Başkanların iktidar hırsı yüzünden, ülkenin büyük bir kaosa sürüklendiğini kimse görmüyor.

24 yıl önce
Parti başkanları demokrasinin sonu
Erbakan Hoca
Tam bir operasyon olarak Karabük Üniversitesi yalanları
X’e kısıtlama an meselesi
Musevî bir yasadan Kızıl Düve miti üretmek
Sosyal çürüme yazıları 2: Her türden bağımlılıklar cumhuriyeti