|
Seküler haçlı seferleri

Bütün ülkelerde insanlar, ele geçirdikleri zenginlikleri korumanın değil, ele geçiremedikleri zenginlikleri yakalamanın peşinden koşarlar. Batı dünyasındaki teknolojik gelişmelerle, Batılı seküler insanın açgözlülüğü katlanarak arttı. Seküler kültürün yol açtığı sarhoşlukla, Batı dünyasında, Peygamberlerden kaynaklanan kutsal kültürün, evrensel değerleri, hayatın bütün boyutlarından sökülüp atıldı.

*

Seküler kültürü dünyaya ihraç etmeye çalışan Amerika ve Avrupa ülkeleri, ifade özgürlüğü adı altında, başta İslam Peygamberi olmak üzere, bütün peygamberlere saygısızlıkta birbirlireyile yarışıyorlar. Batı dünyası, İslam dünyasına karşı seküler haçlı seferlerini başlattı. Yirminci yüzyılın ekonomik emperyalizminin yerine, Yirmibirinci yüzyılda sekülerizm emperyalizmi geçti.

*

Batı dünyasının Hristiyanlığın misyonerliğini bırakıp, sekülerizmin misyonerliğine soyunması, bütün dünyada coşkuyla karşılanan İslam dünyasının ''demokrasi baharı''nı, ''demokrasi kışı"na çevirdi. Batı dünyası, Doğu dünyasına yalnızca sekülerizm ihraç etmeyi değil, demokrasi etmeyi de bırakmalıdır. Türkiye gibi, her İslam ülkesi, kendi demokrasisini, kendi kültürüyle inşa edecek, tarihi birikime sahiptir.

*

Devletlerden daha çok kültürlerin savaştığı düz dünyada, ülkelerin en büyük ve en önemli sermayeleri ''senin kültürün sana, benim kültürüm bana'' demesini bilen, adil yönetimlerdir. Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, adil ülkeler, ''kültürde zorlama yoktur'' diyenlerin anavatanlarıdır. Artık her ülke, kapılarını başka kültürlere açmak zorundadır. Hiçbir ülke, başka bir ülkenin kültürünü küçümseyemez.

*

Kültürlerin bir tarağın dişleri gibi, yan yana ve bir arada yaşadıkları bir dünya oluşuyor. Başta Amerika başkanı olmak üzere, her ülkenin başkanı, adil yönetimde ve kültüre saygıda, yüzyıllar öncesinden yaşayan Necaşi"yi yakalamaya çalışmalıdır. Yönetimde adalet, ulusal değil, uluslararası bir sorundur. Hangi kültürden gelirse gelsin, dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın, her seçmen seçme sorumluluğu taşır, kararı dünyayı etkiler.

*

Tarihin her döneminde, ülkelerin gücü, adil yönetimlerinden, erdemli devletlerinden, sorgulayıcı yönetilenlerinden kaynaklanmıştır. Adalette dünyayla yarışan ülkeler, adil yönetimde, bütün ülkelerin ana ve değişmez örneği olurlar.

*

Dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, adalette yarışmanın olmadığı ülkelerde, ekonomik, siyasal ve kültürel alanda, hiçbir gelişme olmaz.

Adil yönetim seküler kültürden değil, kutsal kültürden beslenir.

*

Adaletin gücü kutsal kültürden kaynaklanır.

*

Kutsal kültürün kestiği parmak acımaz.

*

İyilik ve kötülük karşılıksız kalmaz.

12 yıl önce
Seküler haçlı seferleri
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı