|
Tabiat insanlığın ortak hazinesidir

Bütün insanlığın ortak hayat kaynağı olan tabiatta, herşey yerli yerindedir, hiçbir şeyin eksiksizliği hissedilmediği gibi, hiçbir şeyin fazlalığı da hissedilmez. Denizleri, dağları ve ovalarıyla tabiatın bağrında taşıdığı canlılar arasındaki iletişim ve etkileşimde, eşsiz bir yardımlaşma ve dayanışma vardır. Son yıllarda büyük bir gelişme göseren Ekonoji, canlıların birbirleri ve çevreleriyle olan iletişim ve etkileşimlerini araştırna yeni ve önemli bir doğa bilimleri dalıdır.

*

Birinci Termodinamik Kanunu''na göre, tabiatta var olan madde ve enerji, bir yapıdan başka bir yapıya dönüşebilir, ancak hiçbir zaman yok edilemez. Bu yüzden, insanların tükettikleri ürün ve hizmetlerden geride kalanları, denizlere atarak, onlardan kurtulmaları mümkün değildir. Taşı toprağı, suyu ve havasıyla tabiatın doğal kaynaklarına dayanılarak, yapılan her tüketimin mutlaka bir bedeli vardır. Tabiat insanlara karşılıksız ürün ve hizmetler sunan, büyük bir alışveriş merkezi değlidir.

*

Kültür kanalı Mehtap Tv''de yapımcılığını Hakan Karaman''ın yüklendiği, Prof. Dr. İrfan Yılmaz ve Prof. Dr. Yunus Çengel''in hazırlayıp sunduğu “Kainat Kitabı” programına misafir konuşmacı olarak katıldım. Zoolog Yılmaz ve Termodinamikci Çengel ile tabiatın kitabını okumada, insanın defterini, gönülün kalemiyle yazmada, doğal bilimlerle sosyal bilimler arasındaki ilişkilerin incelenmesinde, nimet ve külfet dengesini gözetmenin, taşıdığı hayati önemi tartıştık.

*

Doğal bilimlerin olduğu kadar sosyal bilimlerin de odak noktasını, nimet ve külfet arasındaki ilişkilerin araştırılması ve değerlendirilmesi oluşturur. Ekonomi ve Ekoloji de hiçbir nimet külfetsiz değildir. Hayatın hiçbir alanında külfetsiz nimet, nimetsiz külfet olmaz. Nimetlerle külfetlerin arasındaki dengelerin gözetilmesinde, farklılıkların korunması, en büyük güvencedir. Farklılıkların olmadığı bir toplumda,nimetler ile külfetler arasında uyum ve düzen sağlanamaz.

*

İnsanlığın ortak hazinesi olan tabiatın doğal kaynaklarından yararlanmada, nimet ve külfet dengesini korumada, doğal bilimlerin kanunlarıyla birlikte sosyal bilimlerin kanunları, kutup yıldızları gibi, bütün toplumlara yol gösterirler. Çünkü doğal hayat gibi, ekonomik hayat da, birbirleriyle uyumlu ve düzenli bir biçimde çalışan çarklardan oluşan, dünya ölçeğinde bir saate benzer. Kim hayat kaynağı tabiattan ihtiyacından daha fazlasını alırsa, farkında olmadan arı kovanına çomak sokar gibi, saatin çarklarına kum atmış olur.

*

Tabiatın kaynakları herkesin karnını doyuracak kadar bol, kimsenin gözünü doyuramayacak kadar da kıttır. Hiç kimse Ekoloji''nin genel geçer yasalarına meydan okumayı aklından bile geçirmemelidir. Ekonoljistlerin sürekli vurguladıkları gibi: Tabiatın sınırlı kaynaklarıyla, insanların sınırsız istekleri karşılanamaz. Büyüme sonsuz, ihtiyaçlar sonsuz değlidir.

*

Hem Ekoloji, hem de Ekonomi bilmek, her gelirin bir gideri olduğunu bilmektir. Bunun için, İzzet Molla: “Kimse aç kalmaz cihanda / Bilse nimet kadrini” demektedir.

*

İnsanı bilen tabiatı bilir, tabiatı bilen hayatı bilir, hayatı bilen “Biyokonomi”yi bilir.

*

Tabiatta kimse ekmediğini biçemez, üretmediğini tüketemez.

13 yıl önce
default-profile-img
Tabiat insanlığın ortak hazinesidir
Serin gerçek artık kimsenin ilgisini çekmiyor!
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!