|
Tahrir Meydanı Mısır"ın dünyayı şeffaflığa davetidir

İslam ülkeleriyle birlikte Avrupa ülkeleri de Mısır toplumunun yönetimlerine başkaldırmasıyla, büyük bir ivme kazanan, köklü bir dönüşümün eşiğindeler. Araplar ve Türkler Rönesans öncesi Batı''ya giderek, bugünkü Avrupa Birliği''nin oluşmasında önemli bir pay sahibi oldular. Müslümanlar kadim medeniyetlerin Avrupa''ya taşıyıcıları olarak değil, onları içselleştiren yeni bir medeniyetin temsilcileri olarak gittikleri için, Avrupa''yı dönüştürdüler.

*

Doğu ve Batı Roma İmparatorluğu''nun en büyük mirasçısı olan İslam medeniyeti, Avrupa''da çok az biliniyor. Çünkü Prof. Dr. Alain Touraine''nin kendisiyle yapılan bir konuşmada vurguladığı gibi: “Endülüs''te birkaç büyük yapı dışında İslam dünyasının bütün kalıntıları yok edilmiştir. Oysa ki İspanya''nın birçok bölgesi altı yüz yıldan fazla bu dünyanın elinde kalmıştır. Fransa''da da durum aynıdır. Benzer bir değerlendirme, Osmanlı sonrası Balkanları için de geçerlidir.

*

Doğu''su ve Batı''sıyle, bütün dünyanın temellerinin sarsıldığı ve büyük bir değişimin arifesinde olduğu bir dönemde, Avrupa''nın bir İslam dünyası politikası yoktur. Avrupa, Eski Yugoslavya''nın dağılmasında çıkan savaşları önlemek için, hiçbir gayret gestermemiştir. Kuzey Afrika''daki dayatmacı yönetimlerin en büyük destekçisi Fransa olmuştur. Aynı Fransa Almanya ile birlikte Türkiye''nin AB üyeliğini önlemek için, elinden gelen herşeyi yapmaktadır.

*

Avrupalılar İslam dünyasının Avrupa''nın dışında olduğunu söyleseler de, Müslümanlar, Tarık bin Ziyad''tan bu yana Avrupa''dadırlar. Almanya''da bir Türkiye, Fransa''da bir Cezayir, İtalya''da bir Libya, İspanya''da bir Fas ve İngiltere''de de bir Pakistan vardır. Avrupa sınırları içinde pek çok AB üyesi ülkeden çok daha büyük bir Müslüman topluluk yaşamaktadır. Müslümanlar İngiltere, Fransa ve Almanya''nın ekonomilerinde vazgeçilmez bir yer tutmaktadırlar.

*

Avrupa''da yaşayan her Müslüman, geleneksel sanatların ustası Prof. Dr. Zeki Kuşoğlu gibi: “Gururlanma Batılı, Peygamberin bile Doğulu” demektedir. Avrupalılar başta Türkiye olmak üzere Müslüman ülkeleri Avrupa''da istemezlerse, onları Hint ve Çin dünyasının işgalinden Amerikalılar bile kurtaramazlar. Bu yüzden, Avrupalılar kapılarını Müslümanlara açmak ve İslam dünyasındaki demokratik yönetimleri sonuna kadar desteklemek zorundadırlar. Müslüman dünyasız bir Avrupa, çok güçsüz olur.

*

Avrupa''nın Asya''ya açılan kapısı Türkiye, Afrika''ya açılan kapısı da Mısır''dır. Avrupa''nın Türkiye ve Mısır ile siyasal ve ekonomik bağlarını güçlendirmeden, İslam dünyasının dostluğunu kazanması mümkün değildir. Türkiye Türk, Mısır da Arap dünyasının anahtar ülkesidir. İki belirleyici ülkenin desteğini almayan Avrupa, Rusya, Hindistan ve Çin karşısında rekabet gücünü koruyamaz.

*

Avrupa Doğu''nun Batı''ya uzanan elidir. O Asya''nın dünyayı gözleyen gözüdür. Paul Valery''nin deyişiyle, Avrupa “Fethedilmek için fethetmiştir.”

*

İslam dünyasının güneşi, yeni yüzyılda Doğu''dan değil Batı''dan doğacaktır.

*

Mısır İslam''ın Amerika''ya ültimatomudur.

13 yıl önce
Tahrir Meydanı Mısır"ın dünyayı şeffaflığa davetidir
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler