Müslüman dünya, İslam''ın özünde taşıdığı katılımcı demokrasi kültürünü içselleştirerek, yeni boyutlar kazandıramadığı için, dayatmacı yönetimleri, demokratik yönetimlere dönüştüremedi. Pakistan''dan Mısır''a bütün Müslüman ülkeler, ''düşük yoğunluklu'' bir iç savaş sürecinin, acılarını çekiyorlar. İngiltere, Türkiye ve İspanya da, farklı boyutlarda yaşanan, bir iç savaş sürecinden geçti.
*
Doğu ve Batı ayrımı yapmadan, bütün dünyada, demokratik yarışın yerine, terörde yarış geçti. Kurşun atmanın oy atmaktan daha çok ses getirdiğine ve çok daha etkili olduğuna inanan kesimler, terörü bir politik dile dönüştürdüler. Demokratik kültür yoksulu ülkelerde, terör politikanın yerini aldı. Terörün doğurduğu terör, bütün dünyayı sardı. İnsan hayatını hiçleştiren terör, bir bulaşıcı hastalık gibi yayıldı.
*
Medya için, en iyi haber, en kötü haberdir. Bu yüzden, terör medya için iyi haberdir. Medyasız terör etkisiz, terörsüz medya güçsüz olur. Terör medyayı, medya terörü büyütüyor. Kimin adına yapıldığı hem bilinen, hem bilinmeyen terör, bütün ülkelerin ortak düşmanıdır. Hiçbir etik kaygı taşımayan, etiği etiksizlik olan teröre karşı çıkmak, insan hayatına değer veren herkesin görevidir. Terörü bulaşan ellerin kanını, hiçbir deniz temizleyemez.
*
Terörü bir politikaya dönüştürenler, Shakespeare''in ünlü oyunundaki Macbeth gibi, denizleri kana bulayacak, yeşil dalgaları kızıla çevirecek, dehşet verici cinayetler işliyorlar. Terör büyük cinayettir. İntihar eylemlerinin yol açtığı terör, en büyük cinayettir. Terörün olduğu ülkelerde, yalnızca insanlar değil, demokrasiler, politikalar ve seçimler de ölür. Terör hiçbir politikayı temsil etmeyen, bir eylem yolu ve yöntemediri.
*
İslam dünyasında, terör eylemlerinin demokrasilerni öldürmeden önce, demokrasilerin terör eylemlerini öldürmeleri gerekir. Müslüman ülkelerde dayatmacı yönetimler, intihar saldırılarıyla değil, seçim sandıklarıyla değiştirilmelidir. İster demokratik, isterce dayatmacı olsun, hiçbir devletin güvenleri güçleri, vatandaşlarının temel hak ve özgürlüklerini silahlarla denetim altında tutamaz ve rehin alamaz.
*
Müslüman ülkeler, düşük yoğunluklu demokrasiden, yüksek yoğunlu demokrasiye geçerek, insanlığın, ortak yönetim kültürüne yeni boyutlar kazandırmak zorundalar. İslam kültürü, demokratik kültürün dışında değil, demokratik kültürün üstünde bir kültürdür. İslam kültürü demokratik kültürden çok daha zengin, çok daha kapsayıcıdır. İslam kültürü en sonda gelen, ancak en başta olan kültürdür.
*
Dünyada kutsal kültür öldü diyen, seküler kültürün misyonerleri, bütün ülkelerde, inananların hepsini, birer kutsal kültür uzmanına dönüştürdüler.
*
Küre dünyada kutsal değerler mabetlerdeydi, kare dünyada ise, kutsal değerler meydanlardadır.
*
Meydanlara terörle mesaj verilmez. Medya terörü öldürmezse, terör medyayı öldürür.
*
Meydan mesajın kendisidir.
