|
Türklerin Viyana"sı Viyana"nın Türkleri

Tarih boyunca Doğu''dan Batı''ya giden Türklerin, Alpaslan ile 1071''de Malazgird''te Avrupa''ya doğru açılmaları, Merzifonlu ile 1683''de Viyana''da durmuştur. İstanbul Müslümanların, Viyana Türklerin Kızıl Elma''sı olmuştur. Türkler ikinci defa gittikleri Viyana önlerinde, Avrupa''yı karşılarında, bütünüyle birleşmiş olarak bulmuşlardır. Oxford Üniversitesi tarihçisi John Stoye, son hilal ve haç hesaplaşması olarak gördüğü savaşı, “Viyana Kuşatması” kitabında, ayrıntılı olarak anlatmaktadır.

*

Viyana Avusturyalıların olduğu kadar Türklerin de kentidir. Ancak Türklerin Viyanası ile Avusturyalıların Viyana''sı, birbirinden ayrı olmasına rağmen, birbirini tamamlayan, birbiriyle var olan bir bütündür. Osmanlı sevdalısı Yahya Kemal''in vurguladığı gibi, Türklerin hayatında, yerin altı ile yerin üstü arasındaki “tozlu zaman perdesi” ortadan kalkar, Türkler ölmüşleriyle birlikte yaşarlar. Viyana ve çevresinde onbinlerce Türk, koca bir ordu, Çanakkale''de olduğu gibi, “kefensiz” yatmaktadır.

*

Avusturya İslam Enstitüsü Müdürü Ahmet Akbulut, Türkiye ve Avusturya arasında ticaret köprüsü kurmaya çalışan girişimciler Serhat Kula ve M.Raşit Kaya ile 1683''ün Viyana''sındayız. Türklerin Viyana''sı, 1983''de ortasına yapılan, Yunus''un şiirlerini kuşanmış, musluklarından Fatiha akan çeşmesiyle, dua eden ağaçlarıyla, “Türk Parkı” adı verilen, geniş yeşil alana dönüştürülmüştür. Toprağın altındakiler, toprağın üstündekilere, “en iyi savaş hiç olmayan ve silahlarla yapılmayan savaştır” diyorlar.

*

Amerikalı Yönetim Uzmanı Robert Townsend altı yüzyıl boyunca ardı ardına birbirinden değerli sultanlar yetiştiren Osmanlıların başarısını, adalette yüz, merhamette sıfır almalarına bağlamaktadır. Tarih boyunca bütün devletlerin gücü, “hukukun kestiği parmak acımaz” ve “hukukta merhamet olmaz” ilkelerinden kaynaklanmıştır. Ancak Merzifonlu hukuktaki merhametle, savaştaki merhameti özdeşleştirdiği için, bedelini bütün Türkler ödemiştir.

*

Avusturyalı Osmanlı tarihçisi Hammer''in “Osmanlı vezirlerinin en muhteşemi ve en mağrurlarından biri” olarak nitelendirdiği Merzifonlu, Viyana''da birleşik Avrupa karşısında başarılı olamamıştır. Türklerin Viyana önünden ikinci defa dönmeleri, Osmanlı Devleti''nin adım adım Avrupa topraklarından Anadolu''ya çekilmelerinin başlangıcı olmuştur. İstanbul''un alınması, Türklerin Avrupa''daki varlıklarını güçlendirirken, Viyana''nın alınamayışı da zayıflatmıştır.

*

Medeniyet tarihçisi Arnold Toynbee''nin İstanbul Üniversitesi''nde yaptığı bir konuşmada açıkladığı gibi: Her ülkede, her kuşak kendi ülkesinin tarihini yeniden yazmak ve yeniden yorumlamak zorundadır. Tarihin olguları hiçbir zaman değişmezler, olanlar olmuştur, olanlarda bir güzellik, bir bilgelik ve alınması gereken bir ders vardır. Her kuşak geçmişi yeniden yorumlayarak, insanlğın bilgelik birimimine yeni boyutlar kazandırmalıdır.

*

Küreselleşme, Avusturyalıların Viyana''sı ile Türklerin Viyana''sını bir daha savaşmamak için, birlikte yaşamaya ve birbirlerine saygı göstermeye zorlamaktadır.

*

Viyana varlığını Merzifonlu''ya borçludur.

*

Her Türkün Viyana''da bir hakkı vardır.

13 yıl önce
Türklerin Viyana"sı Viyana"nın Türkleri
Evvelbahar
Siz hiç “ayben”e para gönderdiniz mi?
Irak: Kurtların sessizliği…
Direniş meşrudur, tükür kardeşim
Columbia’da ‘Filistin’le Dayanışma Çadırları’