Kimi Amerikan gazetelerine bakarsanız, hem Ukrayna Savaşı’nda bir ‘barış planı’ var hem de ABD-Türkiye arasındaki ‘küslüğün’ aşılmasına ilişkin bir zamanlama var…
Dış politikaya meraklı kim var ise atıf yapmayı sevdiği popüler dergilerden Foreign Policy, “Batı neden Erdoğan’la şimdi barışmalı” başlıklı bir inceleme yayınladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ve Türkiye’nin önemine vurgu yapan bir çalışma…
Biden hükümeti, ‘bütün sorunların’ sebebi olarak Erdoğan’ı görüyor ve hazır seçim de varken, iktidarı kaybetmesi için elinden geleni yapacağını zaten açıklamış durumda.
FP’nin söylediği tam tersi; “hemen” barışılması gereken bir lider Erdoğan. Nedeni de, savaşın stratejik dalgalarının genişlemesi yüzünden fikrine yaslanıyor…
Şöyle yazmışlar; “Batı’nın Rusya’ya karşı ekonomik savaşta Türkiye’nin yanında olmasına ihtiyacı var. Ankara’nın yardımı, Rus parasının akışının kesilmesinde çok önemli. Türkiye, Rus ödemelerini serbestçe kabul eden ve Batılı bankacılık yaptırımlarının etkisini azaltan birkaç büyük ülkeden biri. En önemlisi Türkiye, Avrupa enerji kaynaklarının düzenlenmesinde kilit bir oyuncu olacak”…
İlaveten, “Batı’nın Türkiye’nin endişelerine kulak asmamanın bedelinin ödediği” vurgusu da mevcut…
Ama hakları da var; isteklerinin gerçekleşmeyeceğini biliyorlar. O tren kaçalı çok oldu. Ne Biden’ın kalkıp Türkiye’ye gelerek “tükürdüğünü yalaması” ilişkileri düze çıkarır ne de Türkiye’nin ABD’yi ‘idare etmesi’ aramızdaki meseleleri unutup Rusya’yı çelmelemesini sağlar…
***
Ukrayna/Batı-Rusya barışına gelince…
İşte İngiltere Dışişleri ve Savunma Bakanları geldi, ikisi de görüşmelerde aynı şeyi söylediler; ‘Ukrayna topraklarını alana kadar”. Türkçesi, aylar, yıllardır…
Bugün Amerikan matbuatı üzerinden açtık ya yazımızı, oradan yürüyelim…
Bir başka kalıplı ABD Dergisi National Interest, ‘Ukrayna Barış Planı’ başlığı altında, çatışmaların çözümüne yönelik bir metne yer verdi.
O taleplerin, yani 24 Şubat’tan önce Rusya’nın Batı’nın önüne koyduğu maddeler dahil imzalanması demek, NATO’nun da ABD’nin de komaya girmesi demek…
Eh, o da üç-beş güne, bir kaç haftaya olamayacağına göre…
***
Dua edelim Batı savaşı büyütmesin. ‘Sürdürmesin’ demiyorum. Büyütmesin!..
Son yazımızı, “Odessa” göndermesi yaparak bitirmiştik. Bu herkesin bildiği, ‘ürkütücü ihtimal’ ama.. “İnanıyorlar” derken, Ruslar Ukrayna’ya girmeden evvel Amerika’nın “Ruslar geliyor” ikazlarının doğru çıkması kuvvetinde söylüyorum!..
‘Savaşı büyütecekler’ korkumun sebebi bu…
Çünkü Odessa, sadece Transdinyester ve Moldova kapılarını açıp, Polonya ve Belarus’un savaşa fiilen dahil olması ihtimallerini-hatta Romanya!-yükseltmiyor…
Bir kaç delil…
ABD Genelkurmay Başkanı: “Ukrayna’ya, uzun menzilli Harpoon gemi-savar füzeleri ve fırlatıcıları, 155 mm obüsler, kurtarma tankları, tanksavar silahları, çoklu roketatarlar veriyoruz. Çatışmanın başlangıcından bu yana en büyük, en güçlü yardım paketidir”…
En ama en önemlisi…
Şu an Ruslar’ın elinde. Ne zaman ele geçirdiler biliyor musunuz? 24 Şubat’ta. Savaşın ilk gününde. Dünya Ukrayna-Rus sınırına bakarken.. (Ruslar’ın plansız gittiğini savunanlar düşünsün bunu.)
Batı’nın moral bozukluğu o kadar büyük oldu ki, simetriğini, ‘Kaliningrad’ı sıkıştırmaya başladılar. İki coğrafyanın haritadaki yerlerine bakın anlarsınız…
Sonuç; çok beklersiniz barışı. Dua edin savaş büyümesin!