|
Gri pusula…

Kaynayan üç stratejik küme/coğrafya var dünyada. Transatlantik İttifak’ın Avrupa parçası ile Rusya sınırlarının tamamı. İki, Kafkasya merkezli ve Karadeniz’den başlayıp, Hazar ve zaman içinde Çin’e doğru kayacak ‘Turanî Topraklar’ ve üç, Asya-Pasifik…

Bugünlük ilk ikisi üzerinde duralım. Buradaki kümeler kesişiyor, ortak kümeler oluşuyor. Gıllıgışlı çok iş var…

Hem Türkiye hem Avrupa için bugün en önemli konu,
ABD ile Avrupa arasında ortaya çıkan
ama görünürde hiç öyle bir şey yokmuş havası veren, yeni
anlaşmazlık
konjonktürüdür…
Bu anlaşmazlık, diğer iki küme ile birleşirken
Türkiye üzerinden bir yol
yapacak. Yani basit vaka gibi görünen bu ‘eski yenilik’, büyük fırsatlar hazırlayacak Ankara’ya…

Bir zamanlar AB hayalleri kurdurarak nemalanan kesimlerin, bugün Türkiye’nin AB tazelenmesine bakarak heyecanlanmaları dramatik. Tekrarlayalım; Avrupa Birliği ile değil, Birlik içinde belli siyasi duruş geliştiren odaklarla ilgili olduğunu anladıklarında, tıpkı kötü giden ABD-Türkiye ilişkilerine cin modeller üretenler gibi açıkta kalacaklar.

Çünkü
mesele Türkiye-AB ilişkileri üzerindeki ölü toprağını atmak değil. Ölüyü kim kaldıracak, sorun o. Biz mi, onlar mı?..

***

Kayda geçirmek adına bir hafta geriden başlıyorum, çünkü maşallah, bu denli
kritik
meseleyi ne kimse yazıyor ne söylüyor. 10 gün öncesine farkında da değillerdi; “NATO’dan, ‘stratejik özerklik’ hedefleyen AB’ye ‘stratejik dayanışma’ önerisi. NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, savunmasında ABD’ye bağımlılığını azaltıp, ‘stratejik olarak özerk’ olmak isteyen Avrupa Birliği’ne bu hedef yerine ‘stratejik dayanışma’ önerisinde bulundu… (03/03)

Biliyorduk, Birlik içinde, ‘Avrupa Ordusu’nu savunanlar vardı ve gelgelelim, hiç güç olamadılar, konuyu dışarıdan duyanlar da sırtlarını iki genel kabule yaslayıp, önemsemediler; bir, ‘hangi orduyla, hangi silahla, hangi parayla’, iki, ‘ABD buna izin vermez’ diyerek…

Kaldı ki, Trump sonrası Biden yönetimini şehvetli sevinç çığlıklarıyla karşılayan AB liderlikleri, ‘ortaklarına’ kavuşmanın coşkusu içindeydiler. Biden da hem G7 Zirvesi’nde hem Berlin Güvenlik Konferansı’nda, “ABD döndü, Transatlantik İttifak” döndü demiş, sonra aynı cümleleri tekrarlamış, ardından bir daha tekrarlamıştı. Döndüğünden emin olunsun istiyordu…

Meğer vurgunun gerekçesi bu değilmiş; döndüğü yeri eskisi gibi bulamadığının işaretiymiş. Çünkü transatlantik ittifakın Avrupalı kimi ortakları, ABD’nin ‘o kadar’ dönmesini istemiyormuş…

***

NATO eşittir ABD
kabulünü hiç unutmadan sürdürelim…

O gün Stoltenberg konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Transatlantik bağın zayıflaması sadece NATO’yu zayıflatmaz.
Avrupa’yı da böler.
Böyle bir şey ne Avrupa için ne NATO için iyi olur. Güçlü bir transatlantik bağ
sadece ABD için
değil Avrupa için de önemlidir”…

Net; Transatlantik ittifakta çatlak var. Blok bir kırılma değil bu. Renk verilmiyor ama çözülme görülüyor.

AB’nin cevabı tahmin edilenden izahlı oldu. Çatlağın genişliğini ve derinliğini hiç bir tahmin tutturamamıştı…

“AB üyesi ülkeler arasında, NATO dışında güvenlik ve savunma konularında ortak bir politika üretebilme arayışının son örneği, kabul edilen,
‘AB Stratejik Pusulası’
belgesi oldu”… (04/03)

Yani Avrupa Biden yönetimine ‘Hoşgeldin’ pankartları açarken, arka odalarda ‘stratejik özerklik’ arayışlarının gizli belgelerini, gizli toplantılarla hazırlıyormuş…

Fransa’nın fikrî liderliği ve Almanya’nın Haziran 2020’de dönem başkanlığındaki girişimi ile ortaya çıkan bu belge esasen AB’nin uluslararası sorunlarla özerk şekilde baş etme yöntemini işliyor. AB liderlerinin 25-26 Şubat 2021’de gerçekleşen zirvede ‘bağladıkları’ bu belge,
“ABD’den özerk bir güvenlik ve savunma stratejisinin oluşturulmasını”
içeriyor.
Yani konu sadece Avrupa Ordusu arayışı değil, o da dahil ama;
AB ayrı bir stratejik yol kurmak istiyor.
Tehdit değerlendirmelerini kendi yapmak istiyor!

ABD-NATO için kabul edilemez olan bu…

***

AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in cümlelerini pek iyi okumalıyız. Az-buz ifadeler, on yıllardır duyulmuş sözler değil bunlar; “AB bu belgeyi hazırlayarak kendisi için NATO’dan özerk, AB’ye özgü
güvenlik ve savunma strateji planı
ortaya koyuyor”…

Aynı açıklamalardan beslenerek AB’nin NATO için aile olmaktan öte ortak olmak istemesi de anlaşılıyor. (‘AB Stratejik Pusula ile yön bulmaya çalışıyor’, 04/03, Dr. N. Bekar, AA.) ‘Aile’de Baba’dan şikayet var demektir ve dahi, ‘artık biz kendi kanatlarımızla uçmak istiyoruz’ metaforu yerindedir…

Avrupa’nın Rusya ve Çin’le nasıl bir ilişki kurmak istediği, Türkiye’ye kendi güvenlik anlayışı üzerinden nasıl bakacağı türünden sorular artık çok önemlidir.

Bu durumun ortaya çıkaracağı fırsat ve riskler, yeni dünya düzeninin gerçekleri ile de apaçık ilgilidir…

Biden’ın, ‘Amerika’nın Avantajlarını Yenilemek’ başlıklı Ulusal Güvenlik Stratejisi Belgesi’nden;
“dünyamız bir dönüm noktasında. Küresel dinamikler değişti. Dünyamızın gelecekteki yönü konusunda tarihi ve temel bir tartışmanın ortasındayız”
dedikten sonra,
“yaşam tarzımızın tarihin bir kalıntısı olmadığını kanıtlamalıyız”
demek, ‘ABD’ye bağlı cari sistem devam edecek’ anlamına geliyor. Ağır çelişki ve tehlike işaret ediyor. ABD konuyu ya anlamıyor ya anlamak istemiyor…
Avrupa’ya sopa gösteriyor; ‘AB savunmasını AB üyesi olmayan ülkeler üstleniyor.
AB, Avrupa’yı savunamaz
. AB cephelerini, ABD, İngiltere, Türkiye, Kanada savunuyor’…

Türkiye, Almanya ve İngiltere’nin rolü ile Rusya’ya daha gelemedik bile. Devamda ilk iki kümeyi birleştirelim…

#Avrupa
#Rusya
#Çin
3 years ago
Gri pusula…
İnsaf!
Dağ yürekli adamların büyük seçimine doğru
Demografik dönüşüm
Seçim bitsin, önümüze bakalım!
Yerel seçime ramak kala: DEM, Yeniden Refah ve İYİ Parti