|
İstanbul hâlâ Batı’ya bakıyor da Ankara nereye bakıyor?

Asimetrik hareketlere bakalım bugün.. Bakalım senkron bulabilecek miyiz?..

Ukrayna Savaşı’nın ne zaman sonlanabileceğine ilişkin umut takvimi arayanlar, ‘taraflardan’ birinin ağzından ilk kez tarih duydular…

AB Dışişleri Bakanı diyebileceğimiz Borrel, “ABD’de Kasım 2024’te yapılacak
başkanlık seçimlerine kadar Ukrayna’yla ilgili barış müzakerelerinin beklenmemesi gerekiyor”
diyerek, her saniye hayatlarını kaybeden Ukrayna ve Rus gençlerinin tabutuna en gerçekçi çiviyi çakmış bulunuyor.

Çirkinliğin boyutuna bakar mısınız; Beyaz Saray’da bir kaç gün daha oturabilmek için savaş çıkartan, silah satan, müttefiklerini ezen, kendi vatandaşlarına bu yolla demokrasi kazığı atan, dikine duramazken kendini ölümsüz sanan bir kaç kirli politikacı yüzünden binlerce anne evlatlarından kalanları toprağa veriyor…

Bizde de iktidara geldiklerinde ABD ve Kiev’in yanında duracaklarını ilan ve vadedenleri şimdi hangi utanç müzelerinde sergilesek acaba?..

WASHİNGTON NEDEN TAHRAN’A YANAŞIYOR?

Gözden ıraktır ama Umman’da ilginç buluşmalar yaşanıyor. İran ve ABD temsilcileri bir araya gelerek, Tahran’a yönelik yaptırımların kaldırılmasını tartışıyorlar…

İnsanın aklına hemen İsrail geliyor ve mutlaka hüzünle takip ediyorlardır ama İran’ın jeopolitik yükselişini itekleyenlerin Çin ve Rusya olduğu anımsandığında

bambaşka hesaplar yapmamız gerekiyor.

İran’ın yeni stratejik değeriyle yüzleşmemiz gerektiği, Batı Asya-Ortadoğu ve Kafkaslar’da bambaşka bir Tahran’la yüzleşeceğimize ilişkin ilk bilgiyi aylar aylar önce bu köşeden okumuştunuz.. Bugün, Türkiye sınırına dayanmış Çin analizi herkesin ağzında. Rusya zaten oradaydı, buluştular.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan ziyareti dönüşünde söylediği ilginç paragrafı bu gözlükle okumanızı, her cümleden sonra ‘ne demek istiyor’ diye kendinize sormanızı tavsiye ederim; “… Zengezur Koridoru’na gelince; bu Ermenistan’la ilgili bir sorun değil. İran’la ilgili bir sorun. Halkının kahir ekseriyeti
Müslüman iki ülke.
İran’ın böyle bir tavır içinde olması
gerek Azerbaycan’ı gerekse bizi üzüyor.
Aslında onları da üzmesi lazım. Olumlu yaklaşmış olsalar kara ve demir yollarıyla
Türkiye-İran-Azerbaycan bütünleşmiş
olur. Belki de, ‘
Pekin-Londra hattı’ da açılmış olur”…
NATO ZİRVESİ ÖNCESİ GARİP GELİŞMELER…

Üçüncü ‘asimetrik hareket’ Kahire’den geldi…

Rusya’nın Mısır büyükelçisinin duyurduğuna göre, Kahire, BRİCS üyeliği için başvuruda bulundu…

ABD ve Batı için ne kadar sürpriz olmuştur bilemem ama bu goldür. Başvuru zaten önemli bir adım fakat Mısır’ın ‘
ortak para birimi
’ meselesine çok ilgi gösterdiği de aynı anda açıklandı. Neticede dolarizasyon karşıtı arayıştır ortak para birimi. Artık üzerine daha çok konuşulması, düşünülmesi gerekiyor.

BRICS’e üye olmak isteğini açıklayan 20 ülke bulunuyor. 13 tanesi de resmi başvurusunu tamamladı. Önceki talep de Venezuela’dan gelmişti. Fakat Mısır’ın başvurusu ayrı yer tutuyor…

Siyasi-stratejik tarafı, Mısır başvurusunun Afrika ve Ortadoğu üzerindeki potansiyel etkileri. Arap dünyasının ve Körfez bölgesinin Rusya-Çin’le hızla gelişen ilişkileri Mısır’ı da etkilediği için mi oldu bu? Tel Aviv ve Ankara nasıl yorumlayacak?

Litvanya’da Temmuz’da yapılacak NATO zirvesi öncesinde bu gelişmeler ABD ve İngiltere’ye neler hissettiriyor acaba?

‘YOL HARİTASI’, YÜRÜNECEK YOL YAPILIYOR DEMEK…

Bir diğer asimetrik ilerleme haberi zamanlamasıyla da manidar. Türkiye-Suriye ilişkilerinin normalleştirilmesiyle ilgili bir yol haritasının tamamlandığı-yine-Rusya tarafından duyuruldu.

21 Haziran’da taraflar Astana’da büyük delegasyonlarla bir araya gelecek, konuyu masaya yatırılacaklar…

Önemli. Sadece Türkiye için değil. ABD için de güçlü bir başka mesaj yazılıyor belli ki. Yol haritasının üzerinde daha çalışılacaktır ve buna “taslak” dersek, kimse oraya “bakalım neymiş” diye gitmiyor olsa gerek. Türkiye’nin beklentileri zaten belliydi. Bu yüzden yol yapılırken taraflarla konuşulduğunu düşünmek yanlış olmasa gerek. Hemen bağlanır, imzalanır mı ayrı konu. Ama ileri bir adımdır ve bölge dinamiklerini/çarklarını yağlayacak…

PAKİSTAN, ‘ANKARA-BAKÜ-TDT-KÖRFEZ’ HARİTASINDA!

Özü simetrik, şimdi başladığı için asimetrik görünen gelişme de, Pakistan-Azerbaycan işbirliğinin gelişen haritaya daha güçlü eklemlenmesi için yapılacaklardır…

Azerbaycan-Ermenistan savaşında İslamabad doğru yerde durdu, Hindistan-Pakistan meselesinde de Bakü doğru yerde durdu. Türkiye her iki konuda iki kardeş ülkenin de yanında durdu. Şimdi bu üç bayrağın daha etli-butlu bedene kavuşturulması gerekiyor.

Bu yüzden, yedi yılın ardından Pakistan Başbakanı Şahbaz Şerif’in başlayan Azerbaycan ziyareti önem arz ediyor. Ana teması enerji işbirliği/anlaşmaları olan adımın,
Pakistan’ın, Körfez bölgesi, Çin, İran ilişkilerinden gelen yeni jeopolitiğini, başta Türkiye, Azerbaycan, Kafkaslar, Türk Devletleri Teşkilatı ile stratejik haritaya güçlü şekilde oturtması gerekiyor.
Kuşku yok, Çin ve Hindistan’la sınırı olan dostumuzun stratejik bandını genişletmesi en çok bizi sevindirecek…

İrili-ufaklı daha pek çok gelişme var ama kuşbakışı izlediğinizde hepsinin Batı’nın kaygılarını artıran gelişmeler olduğu söylenebilir. Hal böyleyken, Türkiye ve dünyanın dış politika gündemini İsveç’in NATO üyeliği gibi diş kovuğuna gitmeyecek meselelere boğmak da bir tür örtme girişimidir.

Kaldı ki, Ankara zaten zirvede buna onay vermeyeceğini neredeyse açıkça söyledi. Genel Sekreter’in, geçtiğimiz Çarşamba günü Türkiye’de gerçekleşen NATO-Türkiye-İsveç-Finlandiya toplantısına bakarak, “hâlâ ihtimal var” demesi çaresizlik ifadesi. Öyle bir ihtimal yok. Geçmiş olsun…

#Politika
#Siyaset
#Pakistan
#NATO
#Nedret Ersanel
1 yıl önce
İstanbul hâlâ Batı’ya bakıyor da Ankara nereye bakıyor?
Zamanda ve mekânda bir uyanış: Sîdî Ukbe Ulucamii
19 Mayıs’a 10 gün kala…
Uluslararası doğrudan yatırımları çekmek
Enflasyon, döviz kuru beklentileri ve CDS
İsrail ve Batı’nın çifte standardı