Konferans Ligi'ndeki çeyrek final dönüşü sonrasında Fenerbahçe, Fatih Karagümrük ile karşılaştı. Her zaman Avrupa maçı dönüşleri zordur. Özellikle takımda bu kadar çok sakat oyuncu varken.

Karşılaşmaya bakacak olursak, ilk devre Fenerbahçe istediği oyunu oynayamadı. Özellikle orta saha oyuncularının yaptıkları top kayıpları üst seviyeydi. Şampiyonluk yarışındaki bir takım bu kadar çok pas hatası yapamaz. Sarı lacivertlilerin zaman zaman oyundan kopması, ortak olamaması da bundan kaynaklanıyor. Aynı zamanda Karagümrüklü oyuncuların pas aralarını da kapatması, Fenerbahçe'nin topla çıkmasını engelledi.

İkinci yarı gelen Krunic-Batshuayi değişikliği, takımın daha önde oynamasını ve ileride top tutmasını sağladı. Krunic kötü oyuncu değil ama şu an sisteme uymuyor. O yüzden kritik haftalara girmişken, çok da zorlamamak lazım.

Livakovic olmasa daha farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. Herhalde geldiği günden bu yana en iyi maçını oynadı. Bu maçı alan kişi olarak Livakovic'i gösterebiliriz. Bu sezon ilk defa Fenerbahçe, 'atanın ve tutanın iyi olacak' söyleminin karşılığını verdi. Dzeko iyiydi, Batshuayi oyuna girdi katkı yaptı, Livakovic maçı aldı.

Fenerbahçe üçüncü bölgede Szymanski'nin eksikliğini de hissetti. Tamam, uzun zamandır skor katkısı yok ama oyuna katkısı var. Özellikle rakibi yıpratıcı koşuları, pozisyon üretimine desteği, hem üçüncü bölgeye hem geriye gelmesi takımı inanılmaz rahatlatıyor.

Ayrı bir parantez de yabancı VAR'a açmak lazım. Hakem o kadar kötüydü ki, adam sürekli kritik anlarda oyuna müdahale etmek zorunda kaldı. Şu anda yabancı VAR, geçer not almış gibi duruyor. Yabancı VAR hakeminin başarılı performansını görünce; Fenerbahçe’nin Süper Kupa için neden ısrarla yabancı hakem istediği daha net anlaşılmıştır.