Buna göre Tevhit inancı sanat bakımından da hem ayırıcı hem de birleştirici bir özelliğe sahiptir ve her ikisi de onun kabulüne ya da reddine göredir. Hal böyleyken Tevhit ehlinin Hz. Adem’den beri tevarüs edegeldiği genel mirasın, Hanîflik’le tahkim edilmiş olarak Müslümanlar özelinde sürdüğünü inkâr etmenin bir hükmü yoktur.
Ola ki, Batılı sömürgenler de Oryantalizm’le Müslümanlar üzerinde kibir tesis etme yanlışlarının farkına varır ve ilgili tutumlarını artık terk ederler.
Bunun, keskin akide ve siyaset farkı nedeniyle kuru bir temenniden ibaret olarak kalması elbette mümkündür ama bizim de artık ağızlarıyla kuş bile tutsalar, -iddialarını araştırmadan, incelemeden- Oryantalistlere inanmak bir gibi lüksümüz yoktur.
Fakat burada şu hususa özellikle dikkat çekmemiz gerekir: Oryantalistlere karşı gösterilen aşağılık kompleksi ne kadar yanlış ise büyüklük kompleksi de bir o kadar yanlıştır. Bu bahiste, hemen yukarıda mealini zikrettiğim Furkan Sûresi’nin 63. Ayeti’ne dikkatleri tekrar çekerek, Oryantalistlerin yanlış bilgilerinin bile bizim kendi doğrumuzu öğrenmemiz, öğrenmişsek teyit etmemiz cihetinden gerekli olduğunu ifade etmeliyiz. Zira bizim asıl maksadımız onların yanlışlarını ortaya çıkarmak değil, bilakis kendi doğrularımızı pekiştirmekten ibarettir.
Onlar Müslümanlar arasında fitne üretmek ve İslam’ı tahrip etmek için, bizde oluşturdukları kabile krallıklarının ve diktatörlüklerin unutulmaya, yıkılmaya mahkûm ettiği eserleri çalarak kendi ülkelerinde incelemeye ve korumaya aldılar. Şimdi ise hem o eserleri hem de bilinçli olarak onlardan ürettikleri yanlışları, iftiraları özen ve ciddiyetle incelemek, araştırmak bize haktır. Bu yönelimi kuşanmadan büyüklük taslamakla meseleyi halledeceğimizi sanmamız yeni bir gafleti yüklenmemizden ibaret olacaktır. Garip ama gerçek: Oryantalizm, bu yönden mezkûr idrakimizin ihyasına vesile olacaktır.
Batılı sömürgenlerin gözden kaçırdıkları ikinci hususun kısa analizini de şöyle yapılabiliriz:
Batılılar, Müslümanların dünyasını tercümeler, arkeolojik kazılar, mimari incelemeler… yoluyla bizzat onun içinden kuşatmışlardır. Kâşif keşif niyeti ve tarzıyla, hırsız çaldıklarıyla, yağmacı yağmaladıklarıyla birlikte anıldığı için Oryantalist yönelimler de böyle anılmışlardır.
Elbette bu böyledir ama ifade edildiği kadar basit de değildir.