Dünya iş çevrelerine beyin desteği veren Peter Drucker gibi sürüngenler, insanın nasıl daha fazla ortadan kalkabileceği ve paraya tahvil olunabileceği üzerine düşünürken yeni bir boncuk bulmuşlar bu günlerde: Spor!

Diyorlar ki; A kişisi işine ara verip 20 dakika spor yaparsa, B kişisine oranla verimi % 25-30 daha fazla olurmuş. Bu yöntemi denemek için işyerlerine fitness salonu açan Amerikalı işverenler, sonuçtan çok memnunmuş. Çalışanların stresleri buharlaşıyormuş. İşyerinde güleryüzlü ve motivasyonlu oluyorlarmış. Yöntem Türkiyeli girişimci ruhlu iş adamları tarafından da ilgi görmüş. Netaş, Borusan, Teletaş ve Arçelik gibi firmalar, kölelerinin kas ve beyinlerini % 30 daha fazla sağabilmek için onları rahatlatacak fitness salonları açmışlar.

Global ekonomi denen insanlık ve uygarlık düşmanı canavar, eskiden gözlerini insanın etine ve kemiğine bu denli açık ve kaba biçimde dikmemişti. Evet, binlerce yıllık geçmişi olan manevi disiplinleri, Yoga''yı filân iş''e almıştı. İnsanoğlunun, tarihin derinliklerinden süzülüp gelmiş gerçek ve sahici tecrübelerini "İnsan Kaynakları" denen mezbahaya götürüp tıkmıştı; ama insanın terini ve stresini alıp onu yeniden çarkların arasına dahil edecek kadar ileri gitmemişti. İnsan vücutlarını, bakımı yapılıp tekrar üretim sürecine sokulan bir ara mal derekesine düşürmemişti.

Bu, global ekonominin dillerimize iliştirdiği bir kavramın asıl yüzünü de gösteriyor: "Girişimcilik ruhu" insan ruhundan geriye kalan korkunç bir boşluktur.