Geçen hafta Washington''daki otelin lobisinde bir grup meslektaşla ertesi gün yapılacak New Hampshire önseçimini konuştuk. Hemen hepsi Barack Obama''nın önde bitireceğine emindi önseçimi. “Hillary kazanır” dediğime aralarında Hürriyet muhabirinin de bulunduğu o masada oturanlar tanıktır. Yine hepsi, “Iowa seçimini götürdü Obama, dokuz ayrı kamuoyu yoklamasında en az on puan önde görünüyor; kazanır” tepkisini verdiler.
New Hampshire''dan şaşılacak bir sonuç çıktı ve Hillary Clinton üç puan Barack Obama''nın önünde bitirdi yarışı. Demek başarısı aslında ''derin devlet'' tarafından sağlanmış... Hürriyet öyle diyor.
Yarım günüm bu konuyla ilgili sağda-solda çıkmış haberleri taramakla geçti. Obama ile Clinton''un rakiplerinden Denis Kucinich oyların elle ve makineyle sayılması arasında olağanüstü farklılıklar görüldüğü iddiasını seslendirmiş. Seçimleri yakından izleyen web sitelerinden ''americablog.com'' “New Hampshire''da burna pis kokular geliyor” diye yazmış.
Önemli ulusal TV kanallarından ABC''nin anket sorumlusu Gary Langer, “Bu kadar çok anketin bu denli yanılması ilk kez oluyor” demiş...
Bazı ilçelerde hiç oy çıkmadığı kayda geçmiş Obama''nın; oysa “Biz oyumuzu ona verdik” diyen önseçmenler varmış...
Bir TV belgeseli, New Hampshire''daki önseçimde oyların yüzde 81''inin makineler tarafından sayıldığını, bu sebeple birilerinin uzaktan müdahaleyle sonuçları etkileyebileceğini iddia etmiş...
Amerikalılara dönüp “Seçimin hayrını görün” diye bağırmak geçiyor içimden...
Bu seçimde iki ''aykırı'' aday adayı var: Demokrat Parti''den (DP) Barack Obama ile Cumhuriyetçi Parti''den (CP) Ron Paul... Amerikan sisteminin kolay hazmedebileceği tipler değil bunlar...
Barack Obama''nın bir de orta ismi var; kendisine siyah rengi veren Müslüman babasından miras: Hussein... Beyaz Amerikalı anne, oğlu ile birlikte, Afrikalı Müslüman eşinin peşinden Endonezya''ya yerleşmiş, Barack da orada okumuş ilkokulu... Kiliseye gitse bile, rakipleri, ''gizli din'' taşıdığına inanıyor başkan adayı senatörün...
Ron Paul ise muhafazakâr CP''den şansını deniyor, ama o tam bir radikal... “İşte gerçekler” diye sunulan pek çok alengirli konudan kuşku duyulmasını Amerikalılara öğütlüyor; Amerikan Merkez Bankası''nın bağımsız hale getirilmesiyle başlayıp bugünlere gelinen süreci ''Yeni Dünya Düzeni'' arayışı olarak görüyor ve buna karşı çıkıyor. Irak savaşına da, Amerika''nın sınır ötesi maceralarına da... Önseçim öncesinde CP''nin aday adaylarını bir araya getiren resmi TV programına bir tek onu çağırmadılar.
Oyları saymakla görevli komisyonun üyesi Jennifer Call Ron Paul''ün 31 oyunu çöpe attığını itiraf etti; ama Call bunun bir hata olduğu iddiasında. Ron Paul Iowa''da yüzde 10, New Hampshire''da ise yüzde 8''ini alabildi oyların; bütün kamuoyu yoklamaları ve araştırmalarda oyları çok daha yükseklerde seyrettiği halde...
''Komplo'' ağır bir sözcük, ama ABD seçimlerinde en fazla işitilecek sözcük herhalde o olacak... Sebebi ise belli: George W. Bush 2000 yılında yapılan seçimde genel oyun azını aldığı halde, abra kadabra yöntemiyle, Beyaz Saray''a taşındı; oyların çoğunu alan Al Gore''un gıkı çıkmadı. Düğüm, Bush kardeşlerden Jebb''in vali olduğu Florida''da seçim makineleri sayesinde atıldı... O düğüm bir daha kolay kolay çözülemez bence.
Bu seçimin iki favorisi var: Cumhuriyetçiler''den John McCain ile Demokrat Hillary Clinton; Amerikan sistemi bu ikiden birine oynuyor gibi. Nereden biliyorum? Destekçilerine bakarak elbette...
Henry Kissinger, Richard Armitage, Robert McFarlane, William Kristol, Alexander Haig, George Shultz, Brent Scowcroft, James Woolsey, Lawrence Eagleburger, William Ball gibiler MacCain''in arkasında saf tutmuş durumda.
Hillary''nin en büyük destekçisi eşi Bill Clinton, ama arkası sağlam: Madeline Albright, Sandy Berger, Richard Halbrooke, Gen. Wesley Clarck, Leslie Gelb, Martin Indyk, Strobe Talbott...
Diğerlerini sahipsiz sanmayın. Barack Obama''nın bile arkasında ''bilinen'' isimler var: Zbigniew Brzezinski, Anthony Lake, Sarah Sewall, Richard Clarke, Susan Rice, Bruce Riedel...
Oiwa''da en yüksek oyu alan CP''nin papaz kökenli adayı Mike Huckabee bile Frank Gaffney''i, John Bolton''u yanına almış...
Beyaz Saray''ı bu defa da ona-buna bırakacaklarını sanmam...
