|
Hız kesmeden yola devam...

Cumhurbaşkanlığı süreciyle ilgili şu soru ve cevapların ortalama kanaati yansıttığını düşünüyorum:

AK Parti Cumhurbaşkanı seçebilecek güce sahip midir? Sahiptir.

Parti desteği olmadan herhangi bir isim Cumhurbaşkanı seçilebilir mi? Seçilemez.

Başbakan Erdoğan isterse aday olur ve partisinin desteğini alır mı? Alır.

Erdoğan aday olursa seçimi kazanabilir mi? Kazanabilir.

Cumhurbaşkanlığı seçimi denilince gündeme gelen ve ne yapacağı önem taşıyan öncelikli isim Erdoğan mıdır? Erdoğan''dır.

Erdoğan bugüne kadar hiç ülkesinin ve partisinin geleceğini değil de kişisel kariyerini düşünmüş müdür? Düşünmemiştir.

Erdoğan, en geniş istişareyi yapmadan ve partisinin tüm kurullarına sormadan kararını verir mi? Vermez.

Erdoğan-Gül arasında herhangi bir sıkıntı yaşanır mı? Yaşanmaz.

Yerel seçimlerde oluşan statüko ittifakı Cumhurbaşkanlığı seçiminde başarılı olabilir mi? Olamaz.

Türkiye, halkın seçeceği ilk Cumhurbaşkanlığı sürecini başarıyla tamamlama gücüne sahip midir? Sahiptir.

Dünkü yazımda da belirttiğim gibi ''AK Parti ailesi kendi içinde objektif, rasyonel ve serinkanlı bir şekilde değerlendirme yaparak bir fikir oluşturacaktır. Bu değerlendirme kimin aday olacağından ziyade Türkiye''nin yakın ve orta vadeli geleceğinin nasıl şekilleneceğiyle ilgili olacaktır.''

***

MKYK''dan üç milletvekilinin belediye başkanı seçilmesi sebebiyle boşalan üyeliklere yeni isimler getirildi. Yedek listede bulunan üç genç milletvekili MKYK üyesi oldu. Ayrıca Nurettin Nebati, Abdülhamit Gül ve Süleyman Soylu genel başkan yardımcılığına getirildi.

Bu değişiklikler acaba ne anlama geliyor?

Öncelikle üç isim de genç yaştaki siyasetçilerden. Yeni MKYK ve MYK üyeleriyle parti yönetiminin çok gençleştiği söylenebilir.

İkinci olarak Gül ve Soylu son dönemdeki katılımlarla AK Partili olmuş isimler. Yeni katılımlara önemli görevler vermek, partinin açılımı ve değişimi özümsediği anlamını taşır.

Soylu, Doğruyol ve Demokrat Parti geleneğinden gelen tecrübeli bir siyasetçi. Birileri AK Parti''nin içine kapanacağını, hatta Milli Görüş''e kayacağını düşünürken AK Parti''nin ''muhafazakar ve demokrat'' siyasi çizgiden gelen isimlere kucak açması, merkez partisi olarak konumunu pekiştirecektir.

Teşkilat başkanlığı, bir partinin en önemli organlarından biridir. Bu makama getirilmek büyük bir güven duygusunu gerektirir. Bu güvene nail olabilmek de, sonuna kadar koruyabilmek de önemlidir.

Bu görevlendirmeye ''marifet iltifata tabidir'' sözü gereği performansın ödüllendirilmesi açısından da bakılabilir. Gerek Soylu, gerek Kurtulmuş AK Parti''ye geçtikten sonra bu büyük yapıyla tam anlamıyla kucaklaşmış ve çok özverili bir şekilde çalışmıştır. Teşkilatçı kişiliğiyle bilinen Soylu ilçe ilçe gezerek arazide büyük bir efor sarfetmiştir.

Değişime açık olan ve kendisini yenileyebilen AK Parti önümüzdeki sürecin ruhuna uygun yapılanmasıyla hız kesmeden yoluna devam edecektir.

10 yıl önce
Hız kesmeden yola devam...
Kamudaki lüks araçların sorumlusu Sayıştay mı, bürokratlar mı?
Kadınlar çok inceldi adeta marazileşti, erkekler ise gittikçe hissizleşiyor…
Kerkük’ün zindanına attılar beni
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek