|
Panik atak geçiriyorlar

Lice provokasyonu çözüm korkusunun ürettiği bir panik ataktır. Gerek yol kesme hadisesiyle tansiyonun yükseltilmesi, gerek askeri mekandaki bayrağın indirilerek toplumsal desteğin havaya uçurulmaya çalışılması yaşanan provokasyonu gözler önüne seriyor.

Sürecin neticeye ulaşacağı kanaatinin oluşmaya başlaması belli kesimlerin kriz geçirmesine sebep oldu. "Süreç dondu, işlemiyor, mesafe alınmıyor" gibi ifadelerle gelinen durumu yanlış yorumlayanlar başından bu yana belki de en iyi noktaya gelindiğini ve köklü çözüme ulaşılacak son dönemece girildiğini görmüyorlar. Bugün yaşanan tahrikler sürecin yavaşlamasının bir sonucu değil, tam aksine tünelin ucunun görülmesinin bir tezahürü...

Kandil ve devlet içinde çözümsüzlükten beslenen statüko odakları aynı anda benzer bir refleks gösteriyor ve panik içinde provokasyon cephesi oluşturuyor.

Örgüt başından bu yana devletin üreteceği çözüm formüllerine soğuk bakıyor. Örgütsel hedeflerle demokratik çözüm arasında uçurum olduğunu düşünüyorlar ve sürecin üreteceği çözüm yerine silah ve isyan dayatmasıyla daha ileri hedeflere ulaşabileceklerine inanıyorlar. Örgüt, toplumun kabul edeceği ve demokratik zeminde gerçekleşecek bir çözümün kendi "kızıl elması"ndan uzak olacağını düşünüyor.

Hatırlanırsa demokratik açılım süreci de örgütün benzer bir yaklaşımı öne çıkarmasıyla sabote edilmişti. Devrimci Halk Savaşı stratejisini öne çıkaran örgüt, devleti yenebileceği yanılgısına kapılmıştı. Bölgede otorite boşluğu oluşmasını zorlayarak bunu doldurmaya çalışan örgütün asayiş olaylarını tırmandırması bu stratejinin düşük yoğunluklu bir parçasıdır. Kandil Öcalan"ı refüze etmeden ve mümkün olduğunca kullanarak kendi oyun planını öne çıkarmaya çalıştı. Ne onun açmaya çalıştığı yeni kulvara yani demokratik siyaset kanalına uyum sağlayacak dönüşüme soyundu, ne de onu devre dışı bırakan ve anlamsızlaştıran bir karşıtlık içine girdi. Hem "Apo devletin tutsağı, gerçek iradesini yansıtamıyor" gibi söylemlerle kendine farklı bir hareket alanı açtı, hem de gücünü istismar etmek için Öcalan"a vurgu yaptı. Süreci gerecek eylemleri yaparken yine ona atıf yaparak, "Apo"nun elini güçlendirmeye çalışıyoruz" savunması geliştirdi.

Pazartesi günü HDP"lilerin adaya gittikleri saatte yapılan KCK açıklaması önalmaya ve Öcalan"a ayar vermeye yönelik bir uyarı mesajıydı. Öcalan üzerinden sürece müdahale edilmesinden duyulan rahatsızlığın bu kadar bariz bir şekilde yansıtılması bir ilk oldu.

Çözüm umutları arttıkça Kandil gerçek yüzünü göstermeye ve gerekirse Öcalan"la hesaplaşmaya doğru yol alıyor.

Gelinen noktada Kandil"in "sürecin başında söylemiştik, karakol-baraj vs istemiyoruz" türü söylemlerle yaşanan gerilimi mazur göstermesi veya "Öcalan"ın eli güçlensin diye devlete dayatma yapıyoruz" yaklaşımıyla yaşanan provokasyonu savunması anlamsız bir hal almıştır.

Açık bir şekilde Kandil süreci geren ve zehirleyen hamleler yapmaktadır. Bunların süreci yönlendirmeye yönelik taktikler olmaktan çıkarak süreci sabote eden başka bir stratejiyi yansıtmaya başladığı görülüyor. Bayık Kandil"den, Demirtaş Diyarbakır"dan tahriklerde bulunarak Öcalan"ın provokasyona gelmeyin çağrısını boşa çıkarmaktadır.

Başbakan Erdoğan grup konuşmasında bu oyunu gördüklerini, herhangi bir provokasyona prim vermeden bıçak sırtı olan hassasiyetleri gözeterek çözüm yolunda yürümeye devam edeceklerini vurguladı.

10 yıl önce
Panik atak geçiriyorlar
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler